Eskişehir’de, 40 yıldır yün yorgancılığı yapan 78 yaşındaki Ekrem Şentorun, mesleğinin zorluklarını ve geleceği için duyduğu endişelerini anlatırken, özellikle orta yaş grubundaki insanlar sağlıkları için yün yorgan tercih etmeye başladığını, ancak eski günleri aradıklarını belirtti.
Kaynaklarda, illk kez Uygur Türklerinde rastlandığı iddia edilen yorgan, ilerleyen dönemlerde Anadolu’da önemli bir geleneğe ve el sanatına dönüştü. Kış aylarının yaşandığı soğuk günlerinde sıcak tutmasıyla evlerin vazgeçilmezleri arasında bulunan, daha sağlıklı olduğu bilinen yün yorganlar, gelişen teknolojiyle yerini elyaf yorganlara bıraktı. Ancak yaşanan yeniliklere rağmen, yaklaşık yarım asırdır yün yorgan mesleğini yapan 78 yaşındaki Ekrem Şentorun, yetiştirecek çıkarak bulamasa da kendi başına adeta zamana direniyor. Ayrıca makineleşmenin hızlanmasının ardından söz konusu meslekte el emeğine ilginin azalmasına ve fabrikasyon yorganların tercih edilmesine de neden oldu.
“Eskiye göre satışlarımız arttı"
Yün yorgancısı Ekrem Şentorun, ürünlerine talebin gittikçe arttığını anlatarak, "Hazır yorganların bir çoğunun içerisinde silikon var, yani geri dönüşüp plastiğinden oluşuyor. Vatandaşta bunu fark ettikçe eskiye, yün yorgana dönmeye başladı. Genelde orta yaş grubundaki insanlar sağlıkları için yün yorgan tercih ediyor. Düğün sezonlarında da eskisi gibi çeyiz geleneği kalmadığı için sembolik 1 adet isteyen ya oluyor ya olmuyor" diye belirtti.
"Artık mesleğimizin son zamanları"
Yaklaşık yarım asırlık mesleki tecrübesini anlatan Eskişehirli yün yorgancı Ekrem Şentorun, "Sağlımızı düşünüyorsak, değer veriyorsak ve hastanelere gitmek istemiyorsak, elyaf değil yün veya pamuk yorgan kullanılmalıdır. Fabrikasyon yün yorganlara göre el işi yün yorganlar daha sağlıklı, en azından yün olmasa bile biz pamuk yorgan kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Ama kim dikkat eder, kim dikkat etmez bilmiyorum. Zaten mesleğimizin de son zamanları artık. Şimdi makineyle dikilen yün yorganlarda çıktı, ama tabi elle dikilenler ile makine ile yapılan yorganlar arasında dağlar kadar fark var. Çünkü elle dikilen yorganların içindeki yün daha fazla, dolayısıyla daha sıcak tutuyor, haliyle de daha sağlıklı” ifadelerini kullandı.
"Bir dükkanda en az üç çırak çalışırdı, şimdi kimse kalmadı"
Öte yandan yün yorgancılığı mesleğinde yetişen çırak olmadığından da bahseden Şentorun, "Eskişehir’deki en genç kalfanın 45 yaşında. Eskiden bir dükkânda en az iki üç tane çırak çalışırdı, zamanla ustalaşırlardı, şimdi kimse kalmadı” dedi.
"Çift kişilik yorganda 3 kilogram yün var"
Yünün, Bursa ve Uşak’taki fabrikalarda yıkanıp taranarak kendilerine geldiğini belirten Şentorun, "Bazen de müşterilerimiz kendi yününü kendisi getiriyor. Biz, tek kişilik bir yorgana en az 2 kilogram, çift kişilik bir yorgana en az 3 kilogram yün kullanıyoruz. Tek kişilik bir yorganı en fazla 2-3, çift kişilik bir yorganı ise en fazla 3-4 saatte hazırlayabiliyoruz. Tek kişilik yorganlarımız 170 lira çift kişilik yorganlarımız da 210 lira” dedi.