Başkent’te bir baba ve iki oğlu tarafından tasarlanan ve kendileri tarafından aile şirketi olarak adlandırılan “Cafebus” konsepti, görenleri kendisine hayran bıraktı ancak ilginç girişim belediyenin kapı numarası şartına takıldı.Başkent’te Fırat ve Murat Erişti isimli iki kardeşin hayata geçirdiği ilginç kafe konsepti, Ankara’nın vazgeçilmez dinlenme ve spor alanlarından birisi olan Eymir’de yoğun ilgi görüyor. Hafta sonu tatillerinde şehrin gürültülü ve sıkıcı ortamından uzaklaşarak, dinlemek ve spor yapmak amacıyla Eymir’i tercih eden Başkentliler, yeni bir kafe konseptiyle karşılaştı. Fırat Erişti’nin ağabeyi Murat ve babaları Hüseyin Erişti ile birlikte işlettikleri “Cafebus” Eymir Gölü’ne gelenlere hizmet veriyor. Göl etrafında spor yapan Başkentliler, Cafebus’ta kahve içerek yorgunlarını atıyor. Kafeyi ağabeyi ve kendisinin işlettiklerini ve müşterilerden olumlu tepkiler aldıklarını belirten Fırat Erişti, babalarının da kendilerine teknik destek verdiğini belirterek, Cafebus’ın adeta bir aile şirketi olarak faaliyet gösterdiğini ifade etti.Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu Fırat Erişti, üniversite yıllarında kafelerde çalıştığını belirterek, ağabeyinin de yurt dışı seyahatinde bu konseptte dondurma gibi ürünlerin satıldığını görerek oradan esinlendiğini ifade etti. Erişti, ağabeyinin Ankara’ya geldiğinde böyle bir şey yapmaya karar verdiklerini söyledi. Cafebus’ın aile şirketleri olduğunu kaydeden Erişti şöyle devam etti:“Bizim teknik servisimiz de var. O da babamız. Arabanın bakımıyla, sürmesiyle ilgileniyor. Bütün dünya kahvelerinden yapıyoruz. Espresso bazlı bütün kahvelerden yapıyoruz.”“Şaşırıyorlar”Müşterilerinden olumlu tepkiler aldığını belirten Erişti, “Tepkiler çok güzel. Zaten Ankara kahve kültürü olarak yeni yeni gelişmeye başlıyor. Şaşırıyorlar, ‘kokoreç arabası mı, köfte arabası mı’ diyen de oluyor ama tanındıkça kahve arabası olduğunu anlıyorlar” şeklinde konuştu.“Ruhsat vermek için kapı numarası istiyorlar”İş yerlerinin mobil olmasından dolayı yaşadıkları sıkıntıları dile getiren Erişti, “Vergi levhamızı, her şeyi aldık ama belediyeler konusunda çalışma ruhsatı almakta sıkıntı yaşıyoruz. Belediyelerden biz bunu talep ediyoruz. Sadece kira bedeli, işgaliye bedeli ne ise biz bunu ödeyerek sabit bir yerde yapmak istiyoruz. Tamamen belediye onayında yapmak istiyoruz. Belediyeler seyyar satıcı gözüyle bakıyorlar. Ruhsat vermek için kapı numarası istiyorlar. Özel mülkte de durmak yetmiyor. Bu konsept için bir yasanın çıkmasını istiyoruz. Sonuçta bizim kullandığımız ürünler süt ve kahve üzerine. Sadece bunların hazır alınıp, ısıtılıp birbirine karıştırılması olarak düşünün. Sonuçta biz bunları kendimiz üretmiyoruz. Sağlık açısından da kontrol edilebilir şeyler” ifadelerini kullandı.“Diğer yabancı markaların desteklenmesi yerine böyle bir girişimin desteklenmesini daha uygun buluyorum”Cafebus’ın şu ana kadar Türkiye’de yapılmış en güzel kahve projelerinden birisi olduğunu ve yerli bir proje olduğunu belirten müşterilerden Büşra Danacı, “Diğer yabancı markaların desteklenmesi yerine böyle bir girişimin desteklenmesini daha uygun buluyorum. Kahveleri çok lezzetli. Ben kahveyi çok sevmezdim ama burası sayesinde tatlı kahvenin ne demek olduğunu öğrendim. İsteğe göre her türlü kahve yapabiliyorlar ve çok güzel. Eymir gibi bir yerde olması ayrıca çok büyük bir avantaj. Keşke fırsat verilse de her yerde olabilse. Burada spor yaptıktan sonra gelip bir kahve yudumlamak insanı kendine getiriyor, ayıltıyor” diye konuştu.“Spor yaptığımız alandan çıkıp direk böyle bir imkana sahip olmak güzel bir şey”Bir diğer müşteri Yener Yiğit ise Eymir’e spor yapmaya geldiğini söyleyerek, Cafebus konseptiyle ilgili, “Cafebus çok güzel bir olay. Özellikle spor yaptığımız alandan çıkıp direk böyle bir imkana sahip olmak güzel bir şey. Diğer yerlere nazaran açık havada olmak güzel. İlk gördüğümüzde şekil itibariyle dikkatimizi çekti. Bu kadar teşkilatlı ve güzel bir şey olabileceğini değerlendirmedik. Arkadaşımıza da teşekkür ediyoruz, gayet hoş bir alan yaratmış” yorumunu yaptı.