Alanında Türkiye’de ilk olma özelliğine sahip müze nitelikli Anadolu Üniversitesi Matematik Noktası, ziyaretçilerini matematiğin tarihiyle yüzleştirirken, aynı zamanda öğretici materyalleriyle de matematiğin sevilmesine katkı sağlıyor.Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Merkezi alt yapı projesi olarak 2007-2011 yılları arasında Fen Fakültesi’nde kurulan ’Matematik Noktası’ adeta müzeyi andırıyor. İlkokuldan üniversite öğrencilerine kadar geniş bir kitleye hitap eden müzede, tarihi hesap makinelerinden Osmanlı döneminde kullanılan matematik kitaplarına ve matematiksel ispat modellerine birçok tarihi değere sahip öğretici materyaller bulunuyor. Müzeyi ziyaret eden misafir öğrenciler ise burada matematiğin tarihiyle yüzleşiyor. Öğrenciler, rehberler eşliğinde yaptıkları müze gezisi sırasında matematiğin tarihini yerinde öğrenmelerinin yanı sıra matematiği pratik yollarla kavrama imkanı da yakalıyor.Müze nitelikli sergi salonu olarak geçen ’Matematik Noktası’na ilişkin açıklamalarda bulunan buranın kurucularından Prof. Dr. Mehmet Üreyen, Matematik Noktası’nı 7 arkadaş olarak kurduklarını belirterek, öğrencilere matematiği daha nasıl kolay anlatabileceklerini ve bazı ispatları modellerle nasıl yapabileceklerini düşünerek yola çıktılarını söyledi.Matematiğin ispata dayalı olduğuna dikkat çeken Üreyen, ancak günümüz çocuklarının teste yöneltildiği için “Neden böyle oldu?” sorularını sorup hiçbir şeyi ispat etmeye çalışmadığını ifade ederek, “Buraya her düzeyden öğrenci geliyor. İlkokul 3’ten üniversiteye kadar. Biz bu salonu 2011 yılının şubat ayında açtık. O günden bu güne işte duyan lise ve üniversite öğrencileri geliyor. Fakat çocuklarımız sadece test sınavlarındaki doğru cevabı nasıl yakalarıma yöneliyor. Bu neden, niçin böyledir diye fazla sormuyor. Ama içlerinde çok meraklı öğrenciler de geliyor. Onlar için çok anlamlı çok faydalı olduğunu düşünüyoruz. Hatta şu da bir gerçek bunu maalesef ifade etmek zorundayız. İlkokuldan üniversiteye öğrencilerin içinde bizi en çok yoran ilkokul 3’üncü sınıflar oldu. En çok soruyu ilkokul öğrencileri soruyor. Maalesef Türk eğitiminin genel sorunu. Ama şu var, bu tür salonlarla öğrencilerin ilgileri biraz daha çekilebilir ve matematik biraz daha sevilebilir bir hale getirilebilir diye düşünüyoruz” dedi.MÜZE 4 BÖLÜMDEN OLUŞUYORMüzenin 4 bölümden oluştuğunu kaydeden müzenin rehber öğrencilerinden Yağmur Ece Aydın ise “Müzemiz dört bölümden oluşuyor. Bir ispat masamız var, iki, eski kitaplar ve geçmişten günümüze hesap makinelerimiz var, üç, gözle canlandıramadığımız bazı şekillerin görsel modelleri var. Son olarak da ‘‘duvar kağıtları grubu’’ bölümümüz var. Müzemiz bu şekilde dört bölümden oluşuyor” diye konuştu.“SOYUT KAVRAMLARI SOMUT HALE GETİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”Matematik Noktası’nın bir matematik müzesi özelliğine sahip olduğunu belirten rehber öğrencilerden Melike Palsü de, Türkiye’deki sayılı müzelerden birisi olduğunu anlattı. Şehir içinden ve şehir dışından birçok misafirleri olduğunu da ifade eden Palsü, şöyle konuştu:“Bugüne kadar yaklaşık 4 bin öğrencimizi ağırladık. Tabi öğrencimiz diyorum ama bazen velileriyle beraber geliyorlar bazen hocalarıyla beraber… Mehmet hocamızın bahsettiği gibi 3’üncü sınıftaki bir öğrenciye de, doktora öğrencisine de burada matematik ile ilgili bir şeyler anlatabiliyoruz. Yine hocamızın bahsettiği gibi çok parlak sorular geliyor miniklerimizden. Bizim hedefimiz birazcık da ortaokul ve lise seviyesindeki öğrencilere matematiği sevdirmek burada. Girerken soruyoruz ‘matematiği seviyor musunuz?’ diye. Bazen ‘hiç sevmiyoruz’ diye girenler de oluyor ama bizim onlara sürekli söylediğimiz şey ‘matematiği sevdirmeden sizi buradan çıkarmayacağız’ diyoruz ve elimizden geldiğince uygulamalı olarak bunları anlatmaya çalışıyoruz. Soyut kavramları somut hale getirmeye çalışıyoruz. Umarım faydalı oluyoruzdur.”