Buca Tuğsavul İlköğretim Okulu öğrencileri, okul binasının depreme dayanıksız olduğu için yıkılacağı gerekçesiyle ikinci dönemin başlamasına birkaç gün kala uzak mesafelerdeki okullara dağıtıldı. Eğitim-öğretim yılı ortasında yaşanan durum, velileri ve eğitimcileri isyan ettirdi.
Okulun dördüncü sınıf öğrencileri kilometrelerce uzaklıktaki Gürçeşme Lisesi'ne gönderilirken, diğer öğrenciler de yine uzak mesafedeki Ötüken İlköğretim Okulu'na gönderildi. Milli eğitim yetkilileri, bu kararı yakınlardaki 30 Ağustos İlköğretim Okulu ile Saadet Emir İlköğretim Okulu'nda da deprem güçlendirmesi nedeniyle yıkım yapılıp inşaat çalışmasının sürmesi nedeniyle alındığını belirtti.
Okul yetkilileri bilgi vermek istemezken duruma tepki gösteren veliler, çocuklarının yıl ortasında ani kararla başka okullara gönderilmesi kararıyla neye uğradıklarını şaşırdıklarını belirterek, bir de servis parası vermek zorunda kalacaklarını söyledi.
Durumu doğrulayan Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Yanık, kararı öğrencilerin can güvenliği gerekçesiyle verdiklerini söyledi. Yanık, okulla ilgili riski gördükleri için kendilerinin ocak ayı başında il milli eğitim müdürlüğünden talepte bulunduğunu ve gelen ekibin değerlendirmeleri sonunda okulun yarıyılın ikinci haftasına kadar boşaltılması yönündeki kararının yeraldığı raporun kendilerine yeni gelmesi nedeniyle boşaltma kararının verildiğini belirtti.
Yanık, “Ocak ayında biz talepte bulunduk. Ekip buranın yarıyıl tatilinin ikinci haftasında boşaltılması yönündeki rapor bize geldi. Önce rapor ile gönderilmiştir, oradan bize buranın oturulamaz durumda olduğu talimatı gelince biz ilçe olarak öğrencilerimizin can güvenliğini düşünerek, hızlı bir çalışma yaptık. Komşu okul müdürleriyle de görüştük. Çevredeki tüm okullar ikili öğretim olduğu için oradaki 400 öğrenciyi bu okullara yerleştirme şansımız olmadı. Bu nedenle en yakın biri gürçeşme Anadolu Lisesi'nin ek binası öğleden boş, dördüncü sınıfları oraya gönderme kararı aldık. Diğeri de normal eğitim yapan Ötüken Ortaokulu'na gidecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne de yazı yazarak, öğrencilerin toplu ulaşım araçlarıyla servisinin sağlanması için. Olumlu yanıt gelir mi bilmiyorum?Boşaltık şu anda, yıkıma hazır deyip il özel idaresine mbilgi vereceğiz. Onlar belli takvim çerçevesinde yapacak. Son iki yılda, ilçemizde iki okulumuzda deprem riski nedeniyle yıkım yapıldı ve inşaatları da sürüyor” şeklinde bilgi verdi.
Kamu-Sen'e bağlı Türk Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Merih Eyüp Demir, Buca Tuğsavul İlköğretim Okulu'nun ek binası için verilen yıkım kararının yıl ortasında verilmesini anlamakta güçlük çektiklerini belirterek, duruma tepki gösterdi ve öğretmen, öğrenci ve velilerin mağdur edildiğini söyledi.
Demir, 125'e yakın ilköğretim dördüncü sınıf öğrencisinin Gürçeşme Lisesi'ne gönderilmesinin 4+4+4 modelinin ruhuna da aykırı olduğunu belirterek, yetkililere şu soruları sordu: “Diğer öğrenciler hakkında da Ötüken İlköğretim Okulu'na gönderilme kararı verilmiş. Lisede ilköğretim öğrencisinin ne işi var? 4+4+4'ün ruhuna da aykırı. Gürçeşme lisesine gönderilen dördüncü sınıf öğrencileri, lise öğrencileriyle nasıl eğitim görecek? Bu ne kadar doğru bir uygulama. Yeni eğitim modelinin ruhuna ne kadar uygundur? Özellikle yaş gruplarının aşağıya çekilmesiyle birlikte bu ne kadar doğrudur? Veliler ayağa kalkmış durumda.Üstelik bu okulumuzla ilgili deprem tetkikleri ne zaman yapılmış, bunun kamuoyuna biran önce açıklanmasını bekliyoruz. Tetkik ve planlamanın yaz aylarında yapılması gerekmiyor muydu? Tetkiklerin sonuçları yaz aylarında elimizde ise öğrenciler bir dönem boyunca yıkım kararı verilmiş bir okulda mı eğitim gördü?”
Kendilerine başvuran velilerin tepkilerine hak verdiklerini belirten KESK'e bağlı Eğitim Sen İzmir 5 No'lu Şube Başkanı Özcan Çetin de, birçok velinin de çocuklarını uzak mesafelerdeki okullara göndermemek için ikametgahlarını yakın yerdeki okullara getirmek için uğraştığını ancak yakın okullardaki mevcutların fazlalığı nedeniyle bu imkanı da yakalayamadığını söyledi.
Çetin, milli eğitim müdürlüğünü plansız davranmakla da suçlayarak, “Milli eğitimin genel anlamda plansızlığı bir kez daha ortaya çıkıyor. Biz elbette çocuklarımızın dayanıksız okullarda okumasını istemiyoruz. En azından yazın yapmış olsalardı insanlar başının çaresine bakardı” dedi.
Velilerin en az 150 TL'den başlayan servis ücretleriyle de karşılaştığını ve birçok velinin bu ücretleri karşılayacak maddi güçten yoksun olduğunu kaydeden Özcan Çetin, milli eğitim yetkililerinin sorun çözülünceye kadar servis ücretlerini karşılaması talebinde bulunacaklarını da sözlerine ekledi: “Veliler geldi şikayet ediyor. Veliler başlarının çaresine bakmaya çalışmışlar. İkametgahlarını yakın yerlerdeki okullara göndermek için uğraşıyor. Bu okullar almıyor mevcutlarının fazlalığı nedeniyle. Ekonomik durumu iyi olmayan veliler, 150 tl den başlayan servis parasını ödeyemiyor. İlçe ve il milli eğitim yetkilileriyle görüşüp en azından taşıma ücretlerinin karşılanmasını isteyeceğiz. Sendika olarak velilerin bu süreçten sonra hiç olmazsa ücretsiz servis sağlanmasını talep edeceğiz.”
Kendi çocuklarının da Buca Tuğsavul İlköğretim Okulu'nda okuduğunu dile getiren Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Buca İlçe Başkanı Ali Karakuş da, depreme dayanıklılık testi yapılıp dayanıklı olmadığı yönünde karar verilen okul hakkındaki yıkım kararının yıl ortasında verilmesinin ne anlama geldiğini anlamadığını söyledi.
Aynı zamanda veli olan MHP Buca İlçe Başkanı Ali Karakuş tepkisini şöyle dile getirdi: “Benim yeğenlerim ve kendi çocuklarım da orada okuyor. Bizim okulumuz orası. Duyduğuma göre mayıs ayında burası depreme dayanıklı olmadığına dair bir rapor alınmış. Madem deprem ve yıkılma riski vardı da çocuklarımız neden riske atıldı? Müneccim mi bunlar depremin ne zaman olacağını biliyorlar mı? Hepimiz sıkıntı yaşıyoruz. Evimi okula yakın bir yerde tuttum, okula zamanında gitsinler diye. Çocuklarlımız şimdi servisle uzak mesafedeki okullara gitmek zorunda kalacak. Bu veliler her ay bir çocuk için nasıl servis parası verecek? Bu insanların bütçesini milli eğitim mi belirliyor. 20 tl bile ailelere yük. Bizim imkanımız var ödeyebiliriz. Peki olmayanlar ne yapsın? Dördüncü sınıftaki çocuk liselilerle aynı kantini, tuvaleti mi paylaşacak? Bizi bunlara neden mecbur ediyorlar? İkinci dönemde okulların açılmasına üç gün kala telefon geldi, çocuklarınız dağıtıldı diye. Böyle saçmalık olur mu? Nasıl mağdur edersiniz aileleri ve çocukları? Zamanında neden önlem alınmadı?”