Balıkesirli öğretmen çiftin tek çocukları 9 yaşındaki Ata Kocabıyık, yakalandığı amansız hastalığa teslim oldu. Tümörlerin beyinciğe yayılması sonucu beyin kanseri olan geleceğin sporcusu Ata Kocabıyık, ölümüyle sevenlerini yasa boğdu. Kök hücre nakline Bilim Kurulu tarafından 18 yaşın altında olduğu için onay verilmeyen Ata Kocabıyık'ın kalbi, ismini aldığı Atatürk gibi saat 09.05'te durdu.Balıkesirli küçük Ata'ya, ailesinin talep etmesine rağmen yaşının küçük olması nedeniyle gerekli yasal izinler çıkmadığı öğrenildi.Burhan Erdayı İlköğretim Okulu öğrencisi Ata Kocabıyık, beyninde oluşan tümörlerin beyinciğe sıçraması sonucu mücadele ettiği amansız hastalığın pençesinden kurtarılamadı. 12 yıllık evli genç çiftin tek çocukları olan Ata Kocabıyık, sporda geleceğin basketbolcu adayı olarak küçük yaşına rağmen birçok başarı elde edip madalyalar kazanmıştı.Balıkesir Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde basketbol antrenörü olarak görev yapan anne Yasemin Kocabıyık (37), "Hem arkadaşım hem oyuncum hem de oğlum" dediği Ata'sını kaybetmenin derin acısını yaşıyor. Kocabıyık'ın kulaklarında en çok, annelik duygusunu ilk defa tattıran tek oğlunun, "Anne yaa" serzenişleri yankılanıyor.SON SÖZÜ, "ÜZÜLMEYİN" OLDUOğlunu ve hastalık sürecini anlatan Yasemin Kocabıyık, "Rahatsızlığa geçen sene yakalandı, 14 ay tedavi gördü. 17 Mayıs'ta beyninde tümör çıktı, iki tane ameliyat geçirdi, bir üçüncü ameliyat daha yapılıp beynine şant takıldı. O süreçten sonra ışın tedavisi görecekti. Ekim ayında kemoterapiye başladık, 12 kürdü. 9. kürden sonra Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde kötüleşmeye başladı. Tekrar filmler çekildi. Bu sefer beyinciğe sıçradığını, metastaz yaptığını gördük. Işın ve kemoterapi tedavisine hiçbir cevap vermediğini söylediklerinde biz de tedaviyi kestik. Beyincikteki tümörün büyüdüğünü, hızlı geliştiğini söyleyip cerrahi müdahale yapılamayacağı, ilaçların etkili olmadığı belirtilince tekrar bir yol izlemek için Bursa'ya gitmiştik, orada fenalaştı. Ondan sonraki süreçte yoğun bakımda yattı, 10 gün mücadele etti. Biz hep yanındaydık. Hastalığıyla ilgili hiç konuşmuyordu, belki de kendi içinde yaşıyordu, bize belli etmiyordu. Normal hayatına devam ediyordu, eğitimine evde devam ettirdik, sosyal çevreden koparmadık. Tümör olduğunu biliyordu ama sonuçlarının neler olduğunu bilmiyordu, hissediyorsa da bize hissettirmiyordu. Olgun bir çocuktu. Bizim üzüleceğimizi bildiği için bu konulara girmiyordu hiç. En son, 'Üzülmeyin' demişti" ifadelerini kullandı."DAHA ÇOK PAYLAŞTIK, DAHA ÇOK SEVDİĞİMİZİ SÖYLEDİK"Ata'daki ilk belirtinin kusma olduğunu anlatan Yasemin Kocabıyık, "Evdeyken kusmaya başlamıştı, doktorumuza götürdük. O gün de süt dağıtımı vardı, zehirlenmeden mi acaba diye şüphelendik ama doktorumuz tarafından takip edildi, ilaç verildi. Kusmaları devam etti, sağ gözünün ağrıdığını söyledi. Göz doktoruna yönlendirildik, göz dibi libidosu çıktı. Beyin cerrahına gitmemiz söylendi, hastanede MR'lar çekildi, ertesi gün bizi İstanbul'a sevk ettiler, Ata'nın ameliyatları Çapa'da oldu. Bedeni kuvvetliydi, iyi olacağını hissediyordu. Şant takıldıktan sonraki iki hafta içinde menenjite yakalandı. Bize, 'Her şeye hazırlıklı olun' dediler. Çok kötü bir süreçti. Ondan da kurtuldu ama bu sefer kurtulamadı. Bursa Uludağ Üniversitesi yoğun bakımda vefat etti. Dolu dolu 14 ayımızı geçirdik onunla. Daha çok paylaştık, daha çok sevdiğimizi söyledik. Güzel günler geçirdik" diye konuştuk.KÖK HÜCRE NAKLİ DE YAPILAMADIBalıkesir 100. Yıl Endüstri Meslek Lisesi'nde beden eğitimi öğretmeni olan baba Abdullah Kocabıyık (39), ümitlerin tamamen kesildiği anda Ata için kök hücre naklinin gündeme geldiğini ve bunun için yoğun bir çaba sarf ettiklerini ancak Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'ndan gerekli yasal izin çıkmadığı için yapılamadığını öne sürdü. Bakanlığın bugüne kadar 18 yaş üstünde 4 kişiye izin verdiği, Ata'ya ise yaşı küçük olduğu için izin vermediği öğrenildi. Bakanlığın kök hücre konusunda da geç kalındığını ifade ettiği belirtildi.HER 5 ÇOCUKTAN 3'ÜNDE GÖRÜLÜYORÖte yanda göz dibi libidosu ile başlayan beyin tümörlerinin beyinciği ele geçirmesiyle ortaya çıkan hastalığın günümüzde çocuk yaşlara indiği ve her 5 çocuktan 3'ünde bu hastalığın görüldüğü kaydedildi. Bu bilgiyi Bursa'daki doktorlardan aldığını anlatan Yasemin Kocabıyık, "Bu artık çağımızın bir hastalığı olmuş. Bursa'ya gittiğimizde öğrendik; her 5 çocuktan 3'ünde görülüyormuş bu rahatsızlık. Özellikle küçük yaş dönemine düşmüş. Daha önce 40 yaş üzerinde görülüyormuş. 'Belli bir sebep yok' deniliyor. 'Sebebi bulsak zaten hastalığı çözeceğiz' diyorlar. Genetik faktörler, çevresel etkiler, yiyeceklerin genel olarak sağlıksız olmasının bu tür rahatsızlıklarda vücudu tetiklediğini söylediler" diyerek endişesini dile getirdi.SAAT 09.05'TE HAYATINI KAYBETTİBiricik evladı Ata'nın basketbol antrenörlüğünü de yapan anne Yasemin Kocabıyık, "İyi bir sporcuydu, iyi bir yerlere geleceğine inanıyordum. Kendisi de hep basketbolcu olmak istiyordu. Antrenmanlara beraber gidiyorduk. Hem arkadaşımdı, hem oyuncum, hem oğlumdu" diyerek gözyaşı döktü.Bu arada, ailesine göre Ata ile ilgili bir başka ilginç detay ölüm saatinde gizli. Büyük Önder Atatürk'ü çok sevdikleri için adını Ata, göbek adını da Atam koyduklarını anlatan baba Abdullah Kocabıyık, oğullarının ölüm saatinin de Atatürk gibi saat 09.05 olduğunu, bunun kendileri için bir teselli olduğunu söyledi. Abdullah Kocabıyık, "Ata'nın ismi Ata, göbek adı da Atam koymuştuk. Atatürk'ü çok sevdiğimiz için. Ata'yı da Atatürk'ü seven bir çocuk olarak yetişmesi için elimizden geleni yaptık. Saat 9'u 5 geçe vefat etti. Bu bizi aslında teselli ediyor, ayrıca bir mutluluk mu desek, ne desek bilmiyorum. Doktorlar, '9'u 5 geçe öldü' dediler. Biz herhalde moral vermek için böyle söylüyorlar dedik ama sonra ölüm raporunu gördüğümüzde Atatürk gibi kendisinin de 09.05'te hayata gözlerini yumduğunu gördük" dedi.Balıkesir Zağnos Paşa Camii'nde kılınan cenaze namazına Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü İlhan Aslan, İl Milli Eğitim Müdürü Sabri Caner, eski Belediye Başkanı Sami Gökdeniz, Ata'nın okul müdürü ve öğretmenleri ile ailesi ve diğer sevenleri katıldı.