Köyceğiz ilçesine bağlı Çayhisar köyünde tahta köprüden geçerek okula giden öğrenciler ve tahta köprüyü kullanmak zorunda kalan vatandaşlar korku yaşıyor. Köprüden geçen 30 öğrenci için her gün nöbet tutuluyor.
Köyceğiz'e 30 kilometre uzakta bulunan Çayhisar köyü, Cumhuriyet ile yaşıt bir köy. 1990’lı yıllara kadar Pınarköy, Sazak gibi köylerin merkezi konumundaki köyde şu an 592 kişi yaşıyor. Köyü, Çayhisar çayı ortadan ikiye bölüyor. Çayın karşı tarafında yaşayan vatandaşlar köprü olmaması yüzünden özellikle kış aylarında karşıya geçemedikleri için mahsur kalırken, köylülerin kendi çabaları ile yaptıkları tahta köprüden bugüne kadar çaya düşen iki öğrencinin hayatını kaybettiği belirtildi. Kenarlarında korkuluk olmayan ve suyun biraz yükselmesi ile çay sularına karışan köprü yılda 4- 5 kez yıkılıyor.
Araçlar ise geçiş için çayın daha aşağıda bulunan bir noktasını kullanıyor ancak su yükseldiğinde buradan geçiş imkansız hale geliyor.
Yıllardır köprü yapılamaması yüzünden köylüler çay üzerine kendi çabaları ile ahşaptan bir köprü yaptığını bildirdi. Köylüler, Mart ile Haziran ayı arasının adeta kabus olduğunu belirterek "Dağdaki kar sularının erimesi ile çayın suyu iyice yükseliyor ve 4 aylık süreçte köylü iyice zor durumda kalabiliyor" dediler.
KÖPRÜ NÖBETİ TUTUYORLAR
Çayın karşısında oturan 110 kişi, kış aylarında hasta olduklarında günlerce karşıya geçemiyor. Öğrenciler su yükselirse, yine aynı şekilde evlerinde mahsur kalıyor ve okula gidemiyor. 100 öğrenci bulunan köyde yaklaşık 30 öğrenci her sabah okula gitmek için köprüyü kullanmak zorunda kalıyor. Veliler hergün sabah ve akşam köprüden çocuklarını geçirmek için tahta köprünün başında nöbet bekliyor.
Çayhisar köyü muhtarı Aykut Kaplan, suyun şu an en alt seviyede bulunduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bu çay şiddetli aktığı zamanlarda can kayıpları oldu. Buradan araçlar geçemiyor, yayalar zaten geçemiyor. Karşı mahallede 110 civarında vatandaşımız yaşıyor. Bir hastalık ya da önemli bir anda buradan ulaşımı sağlayamıyoruz. Sıkıntımızın yegane nedeni bir köprü ihtiyacımız. Devletimizden vatandaşımızın mağduriyetini giderecek bir köprü yapılmasını istiyoruz.”
Köprü için müracaat ettiklerini ancak keşif bedelinin yüksek olduğu cevabını aldıklarını belirten Aykut Kaplan, şunları söyledi: “İl Özel İdaresi'nden yaklaşık 750 bin lira maliyet olduğunu belirttiler. Ama bizim yaptığımız araştırmada, 150 bin liralık, küçük araçların geçebileceği bir köprü yapılabiliyor. Burası aynı zamanda köyün mahallesi olmaktan ziyade karşıda Sazak köyü ile bağlantısı var. Bu çay hem köy hem de mahalle ile bağlantımızı kesiyor.”
Yayaların geçtiği tahta köprüyü bir hafta önce tamir ettiklerini belirten muhtar Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kışın en az 4-5 defa bu köprüyü onarmak zorunda kalıyoruz. Yakın bir zamanda Dalaman’ın Gürleyik köyünde bir hadise oldu, çayın yükselmesi ile iki kişi hayatını kaybetti. Biz köyümüzde bu olayın yaşanmasını istemiyoruz. Daha önceki yıllarda iki çocuğumuz çaya düşüp hayatını kaybetti.”
Çayhisar köylüleri yıllardır yaşadıkları bu eziyetin artık sona ermesini istedi. Geçen yıllara kadar çayın karşı tarafında oturan ancak çay nedeniyle evini taşıdığını belirten 62 yaşındaki Cemil Demir, şöyle konuştu: ”1963-64 yıllarında bir öğrenci köprüden geçerken çaya düşmüş. Çayın aşağısında ölüsü bulundu. Biz buradan geçmekte zorlanıyoruz. Yukarıdan çay geldiğinde burası tamamen suyla kapanıyor.”
Çayın karşı tarafında oturan 54 yaşındaki Mehmet Ayhan ise, köprüden çocukları kış aylarında sırtlarında geçirdiklerini kaydederek sözlerine şöyle devam etti: “Hastaları geçiremiyoruz. Çay yükselince araç geçemiyor. Şu mahallede bir arkadaşımız vardı, çocuğu çaya kaçtı, şu alt tarafta ben buldum ölüsünü. Buraya acele olarak köprü yapılmasını istiyoruz.”
66 yaşındaki Meryem Aydoğan da kendilerinin yaptığı köprünün çayın yükselmesi ile sık sık yıkıldığını belirterek “Önceki yıllarda bir kız çocuğunu bu çay aldı gitti, cesedini aşağıda buldular. Daha önce yukarıdan bir çocuk çaya kaçtıydı. Kışın su yükseldiğinde çocuklar okula gidemiyor” dedi.
Burada yaşamanın çile olduğunu belirten Oğuz Demir de, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her yıl köylü ahşap köprü yapıyor ama çay yükseldikçe köprüyü götürüyor. Buradan öğrenciler okula gidiyor. Köylü çocukları geçirmek için sabah akşam köprü başında bekliyor. Burada bayağı bir sıkıntı var, mağduriyetlik var. Siyasetçiler geliyor tamam diyorlar, biz bu işi çözeriz ama hiçbirşey yapılmıyor. Güneydoğu diyorlar, sağ diyorlar sol diyorlar. Muğla’da da açılım yapsınlar. Marmaris’i, Bodrum’u, Fethiye’yi görmesinler, yolun üst tarafını görsünler.”