Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan meslek sahibi kadınlar eski günlerdeki gibi işlerini yapmak istiyor. Savaşın kadınları, "Savaş sizin başınıza da gelebilir. Okuduk, eziyet çektik, çalıştık ama savaş işimizi elimizden aldı" diyor.Kimisi öğretmen, kimisi hemşire, kimisi terzi, kimisi hafız; savaşın evlerini, mallarını, yakınlarını ve işlerini aldığı Suriyeli kadınlar artık mesleklerini yapmak ve zaten dağılmış ailelerine tekrar yardımcı olmak istiyor."Boşa okudum, boşa eziyet çektim"İç savaştan kaçan ve 4 yıldır Kayseri’de yaşayan 26 yaşındaki İmen Safi, Suriye’de 3 aylık öğretmenken savaşın soğuk yüzü ile karşı karşıya geldi. "Uçaklarla sürekli bombalar atılıyordu, sonra oradan çıkmaya karar verdik. 7 gün aç kaldık. Türkiye’ye gelince de zorluklar yaşadık" diyen genç kadın, eşinin inşaat işinde çalıştığını ancak bazen iş olmayınca ekonomik bakımdan sorun yaşadıklarını dile getirdi. Eski günlerdeki gibi çalışmak istediğini söyleyen İmen Safi, "Türkiye’de Suriyeli çocuklar okuma yazma bilmiyorlar. Onları okutmak istiyorum, burada çalışmak istiyorum. Eşim inşaatta çalışıyor, kış boyunca işsiz oturuyor. 3 çocuğum var, evde her şey lazım, eğer ben de çalışırsam iyi olur. Ben öğretmenim, bunun için okudum, çaba gösterdim. Ama şimdi hakkım kayboldu. Bunun için boşa okudum, boşa eziyet çektim. Suriye’deyken iyiydi, okuturdum para kazanırdım. Ama burada ne okutabiliyorum ne de bir yere gitmesini biliyorum" diye konuştu."Savaş sizin başınıza da gelebilir"İmen Safi’nin ablası 27 yaşındaki Firdevs Safi ise, 4 yıllık hemşireyken yurdundan ayrılmak zorunda kaldı. Savaşta eşini de kaybeden ve öksüz çocuğu ile yollara düşen genç kadın, adeta savaşın en kötü yüzünün kadınları ve çocukları etkilediğinin kanıtı. Türkiye’de bir Türk erkekle evlendiğini ancak resmi nikahının olmadığını belirten Firdevs Safi, "Savaş sizin başınıza da gelebilir" diyerek "Türk vatandaşlarına sesleniyorum, bize yardım etsinler. Bizim de hakkımız var çalışmaya, okumaya, okutmaya. Benim 12 yaşında bir öksüz çocuğum var. Ben okudum hemşire oldum, burada da bu işi yapmak istiyorum" dedi."Yardımın sonu yok"Sekine Muradrad ise Suriye’de 7 yıl, Türkiye’deki İlahiyat Fakültesine benzer biçimde ‘şeria’ eğitimi aldığını söyledi. 5 yıl Kur’an-ı Kerim eğitmenliği yapan Hafız Sekine Muradrad 2 aydır Kayseri’de. 2 çocuğu ve kayınvalidesinin ailesiyle tek oda bir evde yaşadıklarını dile getiren Sekine Muradrad, sözlerini şöyle sürdürdü:"Ben de böyle okutma yeteneği varken, bununla ilgili eğitimim varken bunları yapamıyorum. Keşke bize yardımcı olsalar. Kimseyi tanımıyoruz burada, gidip bir şey diyemiyoruz, hak arayamıyoruz. Sürekli yardım geliyor ama bizim çalışıp para kazanmamız hepsinden önemli. İş istiyoruz.""Suriye’de çalıştıysak, burada da başarabiliriz"Cemile Silu ise Halep’te yaşayan bir ev kadınıyken savaştan kaçıp eşi ve 5 çocuğu ile Türkiye’ye sığınan Suriyeli Türkmenlerden. 38 yaşındaki talihsiz kadın, hem Arapça hem de Türkçe bildiği için tercümanlık yapıp evine katkıda bulunmak istediğini söyledi. Çanak anten takarken düşen ve iki kolu kırılan eşinin artık çalışamadığını, yardımların da bir yerden sonra azaldığını belirten Cemile Silu, özellikle çocuklarına herhangi bir şey alamamaktan dolayı yakındı. 3 çocuğunun bir pastanede çalıştığını kaydeden Cemile Silu, "Ama yetişmiyor, eve yetmiyor. Sadece yemek, içmek kira falan verebiliyoruz. Çocuklarıma bir çorap alamıyorum. Önceden yardım gelirdi ama şimdi kalmadı. Benim dilim var, Türkmen’im. Hem Arapça hem Türkçe bilirim. Tercümanlık yapmak istiyorum. Bizler savaştan kaçıp buraya geldik. Türkiye de bir Müslüman devleti. Aynı şey burada da olabilir. Türkler bizi düşünüyor, çok teşekkür ediyoruz. Çok iyi insanlar. Ama bizim mesleklerimiz var ve çalışmak istiyoruz. Terzimi var, öğretmenimiz var, hemşiremiz var Suriye’de nasıl bu mesleklerini yapıyorlarsa, burada da yapabilirler" ifadelerini kullandı.