Polis memuru olan babası, kendisi 16 aylıkken şehit olan Adana Emniyet Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Şube Müdürü Nalan Özen’in şehit yakınlarına acı haberi vermesi bir üniversite öğrencisi tarafından bitirme tezi oluyor.Adanalı 12 polis memuru temmuz ayından beri artan terör olaylarından dolayı şehit oldu. Şehit ailelerine acı haberi vermek gibi bir zor görev ise Adana Emniyet Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Şube Müdürü olan ve aynı zamanda polis memuru babasını 16 aylıkken şehit veren Nalan Özen’e düşüyor. 2 çocuk annesi Nalan Özen, şehit haberini verdikten cenazeler şehitler defnedilinceye ve sonrasında bir an olsun aileleri yalnız bırakmıyor. Kendisi de şehit kızı olduğu için onların acısını en iyi bilen birisi olarak Özen, şehit yakınlarına bazen ellerini tutarak, bazen de gözyaşı dökmeleri için omuz vererek onlara destek olmaya çalışıyor.Nalan Özen müdürün bu acılı dolu hayat hikayesi basın mensupları tarafından haber yapılınca Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde okuyan bir öğrencinin dikkatini çekti. Son sınıfta okuyan öğrenci bu yıl bitirme tezi hazırlayacağı için Nalan Özen’i arayıp iletişime geçti. Nalan Özen ise gerekli izni alması halinde tez konusu olmaktan kurumu adına onur duyacağını söyledi.Babası 41 yıl önce bir asayiş çatışmasında şehit olan Özen, içi acımasına rağmen gözyaşlarına hakim olduğunu belirterek, "O an çok zor hele ilk etapta ailenin yanına gidip evladının, eşinin, babasının vatanı için şehit olduğunu söylemek gerçekten çok zor. İnsanlar, keşke şehit olmasaydı da şu an yanımızda olsaydı tabii ki doğal olarak diyorlar. Bu zor görevi başarıyla yapmak da güzel, kendim tekrar aynı şeyleri yaşıyorum. Meslekte yıllarımızı verdiğimiz için çalıştığım bütün kadrolarda yine bu işi yaptığım için bir nevi sanıyorum profesyonelleştik. Bu işi yaparken duygusallığa yer olmuyor yani duygusallık hata yaptırır bu iş hata götürmez" dedi."YILLARCA BİR TOPRAĞI BABA DİYE SEVDİM"Özen, babası şehit olduğunda 16 aylık olduğunu, babasını hiç hatırlamadığına dikkat çekerek şunları kaydetti:"Yıllarca bir toprağı okşayıp baba diye sevdim, bir de resmini okşayıp baba diye sevdim ama çok zor. Burada şehit olan Murat Savaş Kale şehidimizin 40 günlük bir bebeği vardı çok savunmasız aynı benim yaşadıklarımı yaşayacak hiçbir şey bilmeyecek. Sadece anlatılanlarla babasını tanıyacak ve ölene kadar da o eksikliği o yoksunluğu hiç bitmeyecek. Kendisi baba olsa bile bitmeyecek. Ben anne oldum hayır bitmiyor onun acısını hiçbir şey dindiremez, ömrünü bize veren annem bile dindiremedikten sonra ona en yakın kişi odur hiç kimse dindiremez. Onun yokluğunu da acısını da dindiremeyiz ancak hafifletebiliriz onu da annemiz yapabilir.""TEŞKİLATIM ADINA GURUR VERİCİ"Özen, televizyon ve gazete haberlerinden sonra bir üniversite öğrencisinin kendisini arayarak hayatını tez konusu yapmak istediğini söylediğini anımsatarak, "Sizin meslektaş adayınız olan bir kardeşimiz aradı, kendilerinin bitirme tezi hazırladıklarını ve meslek konusunda tez hazırlamada sıkıntı yaşadıklarını bu haberlerden dolayı benim, kendisinin tez konusu olmamı istedi. Bu haberleri örnek alarak tezini buna göre hazırlamak istediğini söyledi. Ben tabii ki olur ama her işte olduğu gibi bu devletin işinde de bir resmi prosedür olduğunu izlemesi gereken yolu da söyledim kardeşimize. Herkesin hissettiği gibi kendisi ve hocaları, şehit çocuğu olmak ve değerli basın mensupları arkadaşların gördüğü gibi başarıyla yaptığım için değişik bir vakaymışım kendilerine göre. Hem şehit çocuğu olarak hem bir kadın ve bir yönetici olarak kolay kolay kimsenin yapamayacağı bir işi başarıyla yapabilmek onların hoşuna gitmiş o yüzden de bana böyle bir teklifte bulundular. Böyle bir teklif karşısında ne yapacağımı şaşırdım bu kadar önemli bir üniversitenin gündemini meşgul etmek hem hoş hem şaşırtıcı, teşkilatım adına da gurur verici bir şey" diye konuştu.