Suriye’de milli tenisçi olan ancak rejim muhalifi tutumu nedeniyle mesleğinde pek çok engellemeyle karşılaşan 30 yaşındaki Cevat Şükri, ülkesindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye yerleşti. Elinden alınan hayallerini İzmir’de gerçekleştirme fırsatı bulan Şükri, 3 yıldır Türklere tenis antrenörlüğü yapıyor.30 yaşındaki Cevat Şükri, ülkesindeki savaştan kaçarak göç eden milyonlarca Suriyeliden biri. Şükri’nin farkı ise yarım kalan hayallerini gerçekleştirmek için var gücü ile çabalaması. Osmanlı döneminde Şam’a vali gönderilen Abdullah Şükri’nin soyundan gelen Cevat Şükri, Suriye’de milli tenisçiydi. Pek çok kupası bulunan Şükri’nin spordaki başarıları, bir süre sonra rejime muhalif tutumu nedeniyle engellendi. Aktif sporu bırakmak zorunda kalan Şükri, tenis antrenörlüğü yapmaya başladığında ise ülkesinde iç savaş baş gösterdi. İzmir’e göç eden Şükri, 3 yıldır Gaziemir Belediyesi öncülüğünde kurulan tenis spor kulübünde Türklere tenis dersi veriyor.“Avrupa’ya gitmek son şanstı”Suriye’de milli takımda olduğunu hatırlatan Şükri, “Savaş başlayınca İzmir’e geldim. Avrupa’ya gitmeyi düşünmedim. Kimileri zorunlu olduğu için gidiyor. Bir doktor yüzde 100 Türkçe konuşmalı ki burada çalışabilsin. Benim için durum belki daha kolay. Avrupa’ya gitmek benim için son şanstı. Çünkü yüzde 50 ölebilirsin, yüzde 50 hayattasın. Türkiye kapılarını bize açtı. Türkiye’ye çok teşekkür ediyorum" dedi.“Çalışacağımı tahmin etmemiştim”İzmir’e yerleştiğinde Gaziemir Belediyesi’ne bağlı Gaziemir Tenis Kulübü ile iş görüşmesi yaptığını söyleyen Şükri, “Artık burada çalışıyorum. İlk başta çok şaşırdım. Burada çalışacağımı tahmin etmemiştim. Galiba şanslıydım. Şimdi çok mutluyum. Çocuklara, yetişkinlere ders veriyorum. Bir öğrencim iki turnuvayı kazandı. Gaziemir Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. Türkler çok iyi insanlar. Türkleri seviyorum” diye konuştu.“Hayatım burada yeniden başladı”Rejime muhalif olduğu için yaşadığı engellemeler nedeniyle aktif sporu bırakmak zorunda kaldığını vurgulayan Cevat Şükri, sözlerini şöyle sürdürdü:“Orada mutlu değildik. Esad dünyanın en kötü diktatörü. Az maaşla yaşardık. Suriye’yi seviyorum ama hayatım burada yeniden başladı. Savaş ne zaman biter, Esad ne zaman gider bilmiyorum. Şimdi burada mutluyum. Orada asker, polis, Esad’ın ailesi bize güçlük çıkarıyor. Özlediğim Suriye bu değil.”Şükri’nin hikayesi, ’Mülteci Hayatlar’ projesindeŞükri’nin hayat hikayesi, Hasan Dalgıç’ın fotoğraflarla öyküler anlattığı ’Mülteci Hayatlar’ projesinde de yer aldı. Suriyeli mülteci dendiğinde mendil satan kişiler olarak sanıldığını ancak iyi eğitim almış pek çok Suriyeli’nin de olduğunu belirten Dalgıç ise, "Türkiye’de 3 milyon Suriyeli var ve 400 bin çocuk okula gidemiyor. Empati kurulmasını; devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları, hatta özel sektörün taşın altına elini koymasını bir ölçüde başarabilirsem kendimi mutlu hissedeceğim. Projemde Umutlu hikayelere yönelmek istedim. Cevat gibi kendini yetiştirmiş başarılı insanlar var. Konu ne kadar çok gündemde olursa duyarlılığın da o kadar artacağına inanıyorum” dedi.