Belirtileri ise, bir anda başlayan kalp çarpıntısı, titreme, terleme, göğüste sıkışma, nefes alamıyormuş gibi olma, üşüme gibi durumlar olabiliyor. Ancak bunların hepsi aynı anda olamayabiliyor. Tüm bu fiziksel belirtilerin hepsine yoğun ölüm korkusu, aklımı kaçıracağım korkusu veya çevreye ve bedene yabancılaşma duyguları da eşlik edebiliyor. Aslında baş dönmesi, çarpıntı gibi masum belirtileri kişi, bir felaket olacakmış gibi yorumluyor" dedi.
Heyecan ile panik atağın birbirine karıştırıldığını söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Arzu Dalmış, panik atağın toplumda görülme oranın yüzde 2-3 civarında olduğuna ve genelde 25 ile 45 yaş grubu arasında görüldüğüne dikkati çekti. 'Panik' ve 'atak' sözcükleri keskin bir anlam ifade ettiği için hastalara, sıkıntılarını anlatma noktasında cazip hale geldiğini vurgulayan Dalmış, "Dolayısıyla sıkıntılı da olsa, heyecanlı da olsa hasta, 'Ben de panik atak var' diyor. Oysaki panik atağı, gerçek bir tehlike olmaksızın, beklenmedik bir anda gelen fiziksel belirtiler ve bunlara eşlik eden yoğun korku tablosudur. Yaklaşık 10 dakika içinde şiddetlenir, 20 ila 30 dakika kadar sürer, çok nadiren 1 saate kadar ulaşır.