SÜLEYMAN ELÇİN - Enduro dağ bisikleti yarışlarında birçok şampiyonluk yaşayan 26 yaşındaki Ramazan Emre İçöz, yaylada kurduğu besi çiftliğinde hayvanlarını rahat takip etmek için bisikletinden faydalanıyor.
Antalya'da dünyaya gelen İçöz, çocukluk yıllarından itibaren yaz aylarında Elmalı ilçesinde hayvancılıkla uğraşan dedesi Ramazan İçöz'ün yanına giderek koyunlarını otlattı.
Zorlu arazi şartlarında bisiklet kullanan İçöz, 8 yıl önce internetten gördüğü enduro bisiklet sporu ilgisini çekince, hurdadan alıp kendi tamir ettiği dağ bisikletiyle katıldığı ve 7 yıl önce düzenlenen Down-Olympos Dağ Bisikleti Enduro Yarışı'nda birinci olmayı başardı.
Aynı yarışta üst üste 2 yıl daha birincilik elde eden İçöz, Uluslararası Erciyes Dağ Bisikleti Şampiyonası'nda da üçüncü oldu.
Fransa'da düzenlenen Uluslararası Enduro Dağ Bisikleti Şampiyonası'nda da pedal çeviren İçöz, yeni tip koronavirüs sürecinde şampiyonalara ara verilince bilgisayar programcılığı sektöründe çalışmaya başladı.
- Antrenmanlarını da aksatmayarak form tutuyor
İçöz, bir süre sonra eşi Rümeysa ile Elmalı ilçesinde hayvan çiftliği kurdu.
Koyun, keçi, inek, tavuk ve kaz yetiştiren İçöz, yaylada otlanan hayvanlarının peşinde yürümekte güçlük çekince hem antrenman yapmak hem de hayvanlarına daha iyi hakim olmak amacıyla sürüsünü dağ bisikletiyle takip ediyor.
Şampiyon sporcunun başında kask, sırtında kamp sandalyesi ve çantasıyla bisiklet kullanarak çobanlık yaptığını gören bölge halkı şaşırıyor.
- "Çocuklar beni turist sanıp 'hello' diyorlar"
Hem çiftliğini büyütmeyi hem de çok özlediği zorlu parkurlara dönerek Türkiye şampiyonluğunu elde etmeyi hedefleyen İçöz, AA muhabirine, küçük yaşlardan itibaren doğayı çok sevdiğini söyledi.
Çocuk yaşlarda bisiklet sürmenin avantajını her zaman yaşadığını aktaran İçöz, zaman zaman bisikletten düşse de hiçbir zaman pes etmediğini dile getirdi.
İçöz, defalarca düştüğü parkura başarmak için hiç pes etmeden devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Salgın nedeniyle spora ara verince kendimi yeniden doğada buldum. Önce karpuz yetiştirip sattım, ardından 100 koyun, 8 inek, 20 keçi ile tavuk ve kazlardan oluşan çiftliğimi kurdum. Her sabah ve akşam hayvanlarımı otlatmaya çıkartıyorum. Zorlu arazi şartlarında hayvanlarımı yönlendirmek için enduro bisikletim ile enduro motosikletimi kullanıyorum. Kayalardan bisikletimle atladığımı görenler, 'Oğlum düşeceksin' diye uyarıyor, korkuyor. Bazen çocuklar beni turist sanıp, 'hello' diyorlar. Bisikletten inip, elimde kahvemle kamp sandalyesine oturup sürümü takip ediyorum. Bana 'Bisikletli sosyete çoban' gibi lakap taktılar. Bazen 'modern çoban' diyorlar. Bu da beni mutlu ediyor. Yaşadığım hayat bana huzur veriyor. "
Rümeysa İçöz ise evlendikleri ilk yıllarda eşinin dağda bisiklet kullanırken düşmesinden çok korktuğunu söyledi.
Yaşadıkları hayatın başta zor gibi göründüğünü anlatan İçöz, "Bu hayata alıştık ve çok sevdik. Bize burada 'Modern çobanlar' diye espri yapıyorlar. Yaptığımız işten de hayatımızdan da çok memnunuz." dedi.