SANKO Üniversitesi tarafından “Pandemi ve Sonrası İnovasyonun Yönü” ana başlığı altında “SANKO Üniversitesi Tıpta İnovasyon Buluşmaları 6” konulu uluslararası kongre düzenlendi.
Kongre Başkanları Prof. Dr. İlker Saygılı ve Prof. Dr. Zafer Çetin tarafından Microsoft Teams üzerinden düzenlenen kongreye, konusunda yetkin bilim insanları konuşmacı olarak katıldı.
SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, açılış konuşmasında, Tıpta İnovasyon Buluşmalarının altıncısında birlikte olmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, “Pandemi süreci nedeniyle dijital ortamda düzenlediğimiz kongremizi önümüzdeki yıl yüz yüze gerçekleştirerek, sizleri şehrimizin tarihi ve gastronomisinin güzellikleri ile de buluşturmayı umuyoruz” diyerek başladı.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bayram, Genel Sekreter Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşen Bayram’ın da katıldığı açılış konuşmasında, pandemi döneminde sağlık çalışanlarının yoğun bir tempoyla çalıştığına değinen Prof. Dr. Dağlı, “Vefat edenler oldu, tedavi görenler var. Kahraman sağlık çalışanlarımıza bu süreçte gösterdikleri özveri için teşekkür ediyor, aramızdan ayrılan sağlık çalışanlarımıza ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.
“Üniversitemiz açıldığı yıldan bu yana düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz Tıpta İnovasyon Buluşmaları kongremizin, gelenekselleştiğini düşünüyorum” diyen Prof. Dr. Dağlı, şöyle devam etti: “Kongreleri düzenlerken hedefimiz; bilimsel buluşlar gerçekleştiren, geliştiren ve uygulamaya koyan farklı disiplinlerden bilim insanlarını bir araya getirerek deneyimlerini paylaşmalarını sağlamak, sanayimizin inovasyon süreçlerine ve yeni bilgi üretimine katkı sunmak, ülkemiz Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin oluşumuna katkıda bulunmak için paydaşların bir araya gelebileceği etkin bir ortam hazırlamak ve yarınlarımızın temeli gençleri, sağlık eğitiminde güncel ve etkin değişiklikler yapan araştırmacılar ile kongre ortamında bir araya getirmektir. Yeni nesil sağlık temalı bir üniversite olarak şuna inanıyoruz ki; üniversitelerin görevi sadece bilgiyi ve bu bilginin mesleki kullanımını öğretmek değil, bunun yanında öğrenci ve genç akademisyenlerine bilgi üretme yeteneğini de kazandırmaktır. Hayal kuran ve hayalinin peşinden koşan genç bir nüfusumuz olması hedefindeyiz. Umarım bugünkü toplantılarımızda da yeni bilgi paylaşımları ile toplumsal ve ulaşabilir bir fayda sağlamış oluruz. Tüm katılımcılara verimli, sağlıklı ve güzel bir kongre diliyorum.”
Prof. Dr. Eyüp İlker Saygılı
Kongre Başkanlarından, SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Moleküler Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eyüp İlker Saygılı ise ülkemizde ve dünyada toplum odaklı, yenilikçi, Ar-Ge ve üretime ilişkin bir multidisipliner bakış açısı göz önüne alınarak sağlıkta ileri teknolojik üretim için bütün paydaşların koordineli çalıştığı sektörel sanayi stratejisine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Tıpta inovasyonun multidisiplinler ve ilgili aktörler arası oluşturulacak kuvvetli bir sinerji ile mümkün olabileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Saygılı, “Bu sinerji ile tıpta inovasyon çalışmaları; tekstil, robotik sistemler, savunma, havacılık ve diğer alanlardaki inovasyon çalışmalarını da destekleyecektir” ifadelerine yer verdi.
Tıp biliminin çok uzun bir geçmişi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Saygılı, “Özellikle bu yüzyılda görülen tıpta inovasyon gelişmeleri; teşhis, tedavi ve rehabilitasyon amaçlı çok sayıda cihazın geliştirilmesini ve kullanıma sunulmasını sağlamış ve bu destekle belirli hastalıkların tedavisinde önemli başarılar elde edilmiştir” diye konuştu.
Singapur, Çin, Almanya, ABD, Hindistan gibi ülkelerin medikal sektöründe doğru stratejiler belirleyerek ve uygulamaya koyarak ulusal ekonomilerine önemli katkılar sağladıklarını anlatan Prof. Dr. Saygılı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin de sağlık ekosisteminin güçlü paydaşları ile ortak çalışma stratejisini oluşturarak katma değer sağlamamız mümkündür. Pandemi sürecinde, tıp ve biyolojik bilimlerde, yenilikçi ve topluma dönük faydanın kısa zamanda üretilmesi yönünde küresel bir değişim yaşanmaktadır. Bu nedenle pandemi ve sonrası inovasyonun yönünü konuşmak, ileride stratejik niş alanlarda yapılabilecekleri tartışmak ve Türkiye imzalı aşı ve ilaç çalışmalarında başarı beklentisi ve umuduyla bir araya geldik. Bu zor ve yoğun dönemde kongremize destek veren panel başkanları ve panelistlerimize teşekkür ediyorum.”
Prof. Dr. Türker Kılıç
“Koronavirüs Salgınından Öğrendiklerimiz: Yaşamdaşlık Bilimi ve Kültürü” konulu paylaşım yapan Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç, salgın sürecini “bilimin yeni yöntemi ile yani bağlantısal bütünsellik ile anlayıp anlamlandırmaya çalışarak, ‘Yaşam, iç içe varolan bir enformasyon kodlamalarının bağlantısal bütünlüğü’ olarak tanımladı.
“Covıd-19 virüsü 30 bin çift nükleotidli küçük bir biyolojik enformasyon sistemidir” diyen Prof. Dr. Kılıç, şunları kaydetti: “En etkin bilgi işleyen sistemin insan beyni olduğunu düşünüyorduk, oysa gördük ki en etkin bilgi işleyen sistem, yaşamın kendisi. Covıd-19 virüsünün kendisinin zaman içindeki biyolojik farklılaşması ve bir kompleks sistem olarak salgının yayılımının, yaşam ağı içinde bu enformasyon ağlarının nasıl insan zihni ile öngörülmesi zor, hatta günümüz için imkansız olabileceğini yaşadık. Bilim, tümdengelim ve tüme-varımdan sonra, ‘bağlantısal bütünsellik’ yöntemiyle de gelişip dönüşme gerekliliğiyle tanıştı. Bilimsel yöntem, belirsizlikle karşılaştığında, ki en büyük belirsizlik ölüm ve ölüm tehdididir, insan zihninin çare arayışının ilk çözüm sığınağıdır. Covıd-19 salgınında da böyle oldu. Ancak bu kez sorun, insanlık evinin içinde insanların bir paylaşamamazlık kavgası değildi. Bu kez insanlık ağının bağlantısallığı üzerinden ilerleyen, etkileme alanındaki bütünün tüm parçalarını eşit etkileyen yeni bir yaşam kodlaması ile ‘mücadele’ söz konusu oldu. Yani bilimin konusunun artık bütünün parçaları değil bütünü oluşturan parçaların önce birbirleriyle, daha önemlisi, bütünle etkileşim ağı olduğu anlaşıldı. Her şey içinde bulunduğu ağ ile anlamlı ve her etkileşim ağı da parçası olduğu bütünlük ile var. İnsanoğlu uzun süreden beri ilk kez hiç tanımadığı insanların enfekte olmaması için maske taktı. Enfekte olmamanın ilkeleri ile enfekte etmemenin ilkelerinin benzer olduğunu anladı. Bağlantısal bütünlük kültürünün ilk öğretisi ‘kendini geliştirmek istiyorsan işe yanındakini geliştirerek başla’ ilkesidir. Virüs bize ‘hastalanmak istemiyorsan önce yanındakini enfeksiyondan koru’ pratiği ile bu ilkeyi öğretti.”
Yaşamdaşlık konusuna da değinen Prof. Dr. Kılıç, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Korona virüs salgınından öğrendiğimiz bir diğer sonuç da şu oldu, tabiat insansız çok mutlu. Yani insanoğlu, yaşamdaşlığı öğrenemez ise yaşam denen öğretmenin yeni egzersizleri ile karşılaşacak. Bunlar yine yaşam bağlantısallığı içinde, aynı matematik ile varlık bulacak yeni ekonomik krizler, ekolojik yıkımlar, iklim değişikliği sonucunda ortaya çıkabilecek açlık, sadece arıları etkileyecek bir başka virüs ‘pandemisi’ ile doğanın yaşanamayacak bir hale gelmesi vb. Yani yaşamdaşlık ergeç öğrenilecek. Yaşamdaşlık bizi kurtaracak.”
Pandemi sonrası inovasyonun yönü
Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Ünüvar’ın başkanlığını yaptığı, “Pandemi Sonrası İnovasyonun Yönü” konulu panele Sağlıkta İşbirliği Platformu Kurucusu Prof. Dr. Melih Bulut, Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utkan Demirci, Microsoft Türkiye Kamu Sektörü ve Yatırımlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Erdem Erkul ve Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli paylaşımları ile katkı sağladı.
Pandemi sonrası niş alanlar
Oturum başkanlığını Prof. Dr. Eyüp İlker Saygılı’nın yaptığı “Pandemi Sonrası Niş Alanlar” oturumda ise Savunma Sanayii Başkanlığı Savunma Akademi Başkanı Doç. Dr. Oral Cenk Aktaş, Kuzey Dakota Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenay Şimşek, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Leyla Türker Şener, Northwestern Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mazhar Adlı ve Kiel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aydın Gülses’in katılımıyla Biyoekonomi, Giyilebilir Teknolojiler ve Robotik Sistemler, Crispr Cas Teknolojisi ve Geleceğin Gıdası konuları tartışıldı.
Pandemi aşı ve ilaç çalışmaları
Panel Başkanlığını Dr. Sevgi Salman Ünver’in yaptığı “Pandemi Aşı ve İlaç Çalışmaları” konu panelde, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören ve Jackson Laboratuvarı Sorumlu Araştırıcısı Prof. Dr. Derya Unutmaz görüşlerini dile getirdi.