Sebzede kalıntı iddialarına Antalya’da hem seralarda hem marketlerden alınan numunelerde yapılan denetimlerle cevap geldi. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Mehmet Şen, “Antalya’da hasat öncesi ve hasat sonrası denetimlerimizde elde ettiğimiz sonuçlar gıda güvenilirliği yönünden endişe edilecek bir durumun olmadığını göstermektedir” dedi.Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü yetkilileri, Türkiye’nin örtü altı sebze yetiştirme üssü Antalya’da denetimler kapsamında, ismi en çok kimyasallarla anılan biber ve domates seralarındaki ürünlerden numuneler aldı. Seralara gelen Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Mehmet Şen ve beraberindeki yüksek ziraat mühendisleri ilk olarak üreticilerin üretici kayıt defteri üzerinden ne tür bir ürün yetiştirme yolu izlediğini tespit etti. Defterde herhangi bir kimyasal ilaç kullanılmadığı, biyolojik mücadeleyle zararlıların yok edildiği ve döllemede arıların kullanıldığı belirlendi. Her şeyin prosedüre uygun olmasına rağmen, biber ve domates seralarından belirli aralıklarla dalından koparılan ürünler numune poşetine alınıp, üreticinin bilgilerinin yazılı olduğu belgeyle mühürlendi. Ekipler, zincir market reyonlarından aldıkları domates ve biberleri de aynı şekilde poşetleyerek, Gıda Kontrol Laboratuar Müdürlüğüne götürdü. Burada yapılan ilk kontrollerde alınan numunelerde insan sağlığına zarar oluşturabilecek herhangi bir pestisit, kimyasal kalıntıya rastlanılmadı. Kalıntıya rastlanırsa, üreticiye idari para cezası, ürün geciktirme veya ürün imha gibi yasal işlemlerin uygulandığı bildirildi."Ürün numunesi alındı"Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Mehmet Şen, saha çalışmaları kapsamında üretim yapan üreticileri hasat öncesi denetim çerçevesinde ürün numunesi aldıklarını kaydetti. Serada yaptıkları ilk gözlemlerde biyolojik mücadelenin ilk planda olduğunu gözlemlediklerini dile getiren Şen, “Bitki gelişim düzenleyicisi olarak arı tercih edilmişi. Üretici kayıt defterini incelemesinde hiçbir kimyasal kullanılmadığını, zararlı böceklere karşı, faydalı böcekler kullandığını gördük. Buna rağmen biz görevimiz gereği ürün numunesi aldık” diye konuştu."Üreticiye zarar veriyor"Bir televizyon kanalında, kış aylarında örtü altında üretilen yaş meyve sebzede insan sağlığına zararlı kimyasallar kullanıldığı yönündeki söylemlerle ilgili olarak Şen şunları söyledi:“Ziraat mühendisi olarak maalesef bilgi sahibi olmadan fikir üreten kişilerin bu tür haberlerle hem tüketicinin kafasını karıştırıyor, hem de üreticiye zarar veriyor. Üreticilerimizin bir bir zahmetle yetiştirdiği ürünler zan altında bırakılıyor. Her şeyden önce Antalya, yaş sebze meyve üretiminde ülkemizin kalbi durumundadır. Antalya bugün, ülkemizin yıllık yaklaşık 49 milyon ton sebze meyve üretiminin, 5 milyon 750 bin tonla yüzde 12’sini ilimiz üretmektedir. Antalya’nın payı içinde bulunduğumuz örtü altı yetiştiriciliğidir.”"Ürünler kontrol ediliyor"Antalya’nın 268 bin dekar örtü altı üretimle ülke genelinde yüzde 40 paya sahip olduğunun altını çizen Mehmet Şen, “Örtü altı üretimin, kontrollü tarımın yapıldığı, modern teknolojilerin kullanıldığı il olarak ulusal ve uluslararası pazarın ilgisini çekiyor. Antalya’da yetiştirilen ürünler ülkemizin ihtiyacını karşıladığı gibi 70’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Hem iç hem dış piyasaya sunduğumuz ürünler gıda güvenilirliği yönünden kontrol edilmektedir. Şuan bu serada birincil üretim yerinden gıda güvenliği yapıyoruz. Bu denetimde üreticimizin biyolojik mücadele yaptığını görüyoruz. Maalesef o tür çıkan haberlerle hem üreticimiz hem ülkemiz tarımı olumsuz yönde etkileniyor. Bu tür bir haber yapılacaksa yeri Antalya’dır” diye konuştu."Endişe edecek durum yok"Üreticinin eğer kimyasal kullanma durumu varsa bunu, bakanlığın ruhsatlandırdığı çevre dostu ilaçları seçme durumunun olduğunu kaydeden Mehmet Şen, “Üretici arı ve faydalı böcek kullanıyorsa zaten seçici ilaç kullanılmak zorundadır. Hiçbir ilaç gelişigüzel değil reçeteyle sunulur. Antalya’da hasat öncesi ve hasat sonrası denetimlerimizde elde ettiğimiz sonuçlar gıda güvenilirliği yönünden endişe edilecek bir durumun olmadığını göstermektedir” dedi.Şen, müdürlük olarak kentte iyi tarım uygulamalarının yaygınlaşması için büyük çaba harcadıklarını belirterek, Antalya’da kimyasal uygulamaların 2000’li yılların başında terk edildiğinin altını çizdi."Emeğe darbe"33 yıldır Aksu’da tarımla uğraşan Gazanfer Özalp, 112 dönüm serada biber üretimi yaptığını söyledi. Ürettiği Kalifornia biberin yüzde 95’ini yurt dışına ihraç ettiğinin altını çizen Özalp, “Ülkemizde yüzde 5’lik bir piyasası var. Bunu da gönül rahatlığıyla tüketebiliriz. 10 yıldır zararlılara karşı kimyasal ilaç değil, faydalı böcekler kullanıyorum. Arı ile çiçeklerin döllenmesi yapılıyor. Yıkamadan bile dalından kopardığımız gibi tüketebiliriz. Keşke o asılsız haberleri yapanlar buraya gelsin baksın. Bunu ben emek hırsızı değil, emeğe darbe olarak görüyorum. Tüm çiftçileri zan altında bırakıyoruz. Bizde kendi ürettiğimizi yiyoruz. Tüm vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla biberleri yiyebilirler” dedi.