Şehirdeki kebapçılarda 3 metre derinliğinde ve 100 santimetre çapındaki kuyularda 02.00'de yakılan odun ateşinde iki saat kemiklerinden sıyrılan kuzu etinin pişirilmesiyle hazırlanan büryan, gün ağarmadan servis edilmeye başlıyor.
Sabah büryan yemek için lokantaya gelen kent sakinlerinden Nimetullah Sevgili, eskiden beri kahvaltı niyetine yenilen bu kebabın artık ilde öğlen yemeğinde de tercih edildiğini söyledi. Siirt'in geleneksel yemeğini leziz olmasından dolayı çok sevdiğini vurgulayan Sevgili, "Kuzu etinden yapıldığı için çok lezzetli oluyor. Kışın kuzu eti daha yağlı olduğu için tok tutuyor." dedi.
Suat Çelik ise il dışından gelen misafirlere ikram edilen ilk lezzetin büryan kebabı olduğunu anlattı. Zeki Eren de "Çok sevdiğimiz için 05.00'te büryan yemeye geliyoruz. Büryan kebabı için uykumuzdan feragat ediyoruz." ifadesini kullandı.
Şehre ilk kez geldiğini belirten kamyon şoförü Sadık İnce, gelmeden önce arkadaşlarının büryan yemesi için öneride bulunduğunu aktararak, "Gelir gelmez büryan yedim, gerçekten çok güzel bir lezzet. Herkese tavsiye ederim." diye konuştu.
Yaklaşık 30 yıllık büryan ustası Murat Kayaalp, kebabı kuzu etinden yaptıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Büryan her mevsim tercih edilen lezzetlerin başında geliyor. Kuzu etinin kemikli olan kaburga ve omurga kısımlarını pişirilmek üzere bakır kazana koyuyoruz. Gövdedeki kemiksiz etleri de çengellere asıyoruz. Kuyuya önce bakır kazanı koyuyoruz. Sonra da çengellere astığımız kemiksiz eti kazanla temas etmeyecek şekilde sarkıtıp köz ateşte 2 saat pişiriyoruz."
Kayaalp, 2005 yılında Türk Patent ve Marka Kurumunca "Siirt büryanı"nın tescillenmesinin ardından talebin arttığına işaret ederek, "İstanbul ve Ankara'dan büryan yemek için kente gelenler oluyor." şeklinde konuştu.