Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde hizmete açılan Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Binası’nda yapılan çalışmalarla daha nitelikli hizmetler sunulmaya başlandı.
Geçtiğimiz aylarda Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde hizmete açılan, Sivas’ın ve çevre illerin ihtiyacını gidermeyi hedefleyen Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Ek Binası’nda üniteler yeniden düzenlendi Bu kapsamda, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi de hem son sistem cihazlarla donatıldı hem de ünitedeki personel sayısı artırıldı. Böylece Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde daha nitelikli hizmet sunulmaya başlandı. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nin sadece Sivas’a değil çevre illere de hizmet verdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Gaffari Tunç, “Yenidoğan Yoğun Bakım servisimiz biz buraya ilk başladığımızda 35 yatakla hizmet vermekteydi. Düzey 2 ve düzey 3 ve düzey 1 olmak üzere. O zaman 35 yatak ve 30 hemşire ile hizmet vermekteydik ve üst düzey cihazlarımız yoktu. Fakat şu anda yeni hastaneye geçtik, 45 yataklı, ileri düzeyde hizmet veren bir hastane hâline geldik” dedi.
Cihaz ve personel eksikliğinin giderilmesiyle bebek ölümlerinin de azaltılacağına dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Tunç, “Biz buraya ilk başladığımızda cihazlarımızın eksikliğinden, hemşirelerin eğitim düzeylerinden ve doktor eksikliğinden dolayı bebek ölüm hızı diğer illere göre Sivas’ta bir nebze yüksekti. 2019’da bebek ölüm hızında Sivas yedinci sıraya indi. Bu da bizim için çok iyi bir şeydi. Bebek ölüm hızını azaltmak için servisimizde daha üst düzey cihazlarla, daha üst düzeyde hekimlerle, deneyimi yüksek hemşireler ile çalışmaktayız. İnşallah önümüzdeki yıllarda Sivas’ta bebek ölüm hızını daha da düşüreceğiz” şeklinde konuştu.
Tunç, 45 yataklı ünitede 54 hemşire ve 2 uzman doktorla, 24 hafta ila 44 hafta arasında doğan 500 gramdan 5 kiloya kadar doğan bebekleri Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi ettiklerini de sözlerine ekledi.
Dr. Öğr. Üyesi Fatih Kılıçbay da sadece solunum ve kalp gibi hastalıklarla doğan bebekleri değil cerrahi müdahale ihtiyacı olan bebekleri de tedavi ettiklerini belirterek, “Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde çok değişik hastamız yatıyor. Prematüre bebeklerimiz var. Aynı zamanda asfiksi dediğimiz, perinotal hipoksiye bağlı, oksijensizliğe bağlı bebeklerde hipoterm yapıyoruz. Bu bebeklerin sağaltımında ve ileri zamandaki gelişebilecek nörolojik hastalıkları engellemede çok ciddi bir tedavi yöntemi. Şu an o imkânlarımız var. Üçüncü olarak vantilatörlerimiz, küvezlerimiz üst düzey. Bebeklere hiçbir zarar vermeden onları 500 gramdan alıp anne babaya sağlıklı bir şekilde verebilecek hâle gelmiş durumdayız. Aynı zamanda cerrahlarımız var. Cerrahi vakaları da yatırıyoruz. Şu an Yenidoğan Yoğun Bakım’da çok geniş bir hasta spektrumuna hizmet etmekteyiz” şeklinde konuştu.
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Sorumlu Hemşiresi Nazlı Alkan da bebeklerin tedavi sürecinde annelerin önemli katkısının olduğunu, bunu da anne-bebek uyum odalarında yaptıklarını söyledi. Alkan, “Bebeklerimiz biraz daha toparladığında 1800 grama yaklaştığında ve annesine daha çok ihtiyacı olduğunda, solunum-dolaşım desteği olmayanlar burada kalmaya başlıyorlar. Onlar kaldığı süre içerisinde de Anne-Bebek Uyum Odası’nda misafir ediyoruz onları. Yaklaşık olarak orası da 15 yataklı bir yer. Anne-Bebek Uyum Odası’ndan düzenli saatlerde geliyorlar, kanguru bakımı yaptırıyoruz. Anne-bebek ten tene temaslarını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.