Konya’nın Hüyük ilçesinde sanatçılara ait kerpiç evlerin bulunduğu Sonsuz Şükran Köyü ziyaretçilerin ilgisi ile karşılaşıyor.
Hüyük’e bağlı Çavuş Mahallesi’nde 9 yıl önce kurulan sanatçılara ait köyün fikir babası ve kurucusu olan Sonsuz Şükran Köyü Derneği Başkanı Mehmet Taşdiken, yerleşimin kuruluşundaki hedeflerine önemli ölçüde ulaştıklarını söyledi. En önemlisinin burasının kalıcı, yaşanabilir bir ortam, bir mahalle olarak hayatta kalması olduğunu, bunu başardıkları için oldukça mutlu olduklarını belirten Taşdiken, “Biz senenin 60 günü ışık yakma mecburiyeti bıraktık buradan ev alan sanatçı arkadaşlarımıza. Onlar senenin 60 günü hemen hemen ya kendileri ya da tanıdıkları geliyor. Bu gayet güzel, kış ayları içerisinde de burada bir hareket sağlıyor. Sadece yaz döneminde Anadolu’ya Şükran Buluşmaları Festivali değil, yıl içerisinde de çok ciddi önemli etkinlikler yapıyoruz. Tabii ki her şey büyüyecektir. Sonsuz Şükran Köyü de daha da büyüyecektir. Ama biz elimizden geldiği, kendi imkanlarımızın yettiği nispette bu büyümeyi de sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
“Kerpiç ev isteyen çok ama yapılaşma tamamlandı”
Sonsuz Şükran Köyü’nün kurulmasının ardından buradan kerpiç ev satın almak üzere sanatçılar başta olmak üzere her kesimden insanlardan çok yoğun bir talep geldiğini ancak yerleşimi yeni ev yapımına kapattıklarını vurgulayan Taşdiken, “Şu anda 30 kerpiç ev bulunuyor. Daha bitmemiş, yarım kalanlar da var. Onları da bitirdikten sonra biz burada bu yapı bölümünü kapatıyoruz. Yani Sonsuz Şükran Köyü’nü daha da büyütmeyi düşünmüyoruz. Çünkü büyüdükçe bir takım tavizler vermek zorunda kalacaksınız, ummadığınız şeylerle karşılaşacaksınız. O bakımdan bu 30 hane ile Sonsuz Şükran Köyü macerasını kapatmış bulunuyoruz. Ama buradan ev isteyenler çok, bu modeli başka yerlere taşımak isteyenler çok. Önemli olan başka bir şey daha var; burası şu anda üniversite düzeyinde hem lisans tezi değişik bakımlardan, hem aynı zamanda yüksek lisans ve doktora tezleri de olmaya başladı. Buradaki damsız kerpiç evlerde sinemacı, yönetmen, ressam, sosyolog, heykeltıraşlık sanatını icra eden arkadaşlarımız var. Sanatın hemen hemen her alanından insanlar var. Onlar da burayı artık bir yaşam alanı olarak benimsedi. Evlerine girdiğiniz zaman her an dekorasyon değiştiriyorlar, ev içerisinde yeni şeyler yapıyorlar. Yeni objeler tasarlayıp uyguluyorlar. Her geçen gün evlerin içleri de dışları da değişiyor. Daha güzelleşiyor, daha heyecan verici hale geliyor. Dolayısıyla gelen insanların da ciddi anlamda ilgisini çekiyor” ifadelerini kullandı.
Köyün kurulduğu günlerden bu yana üzerinden 9-10 yıl geçtiğini, birçok yeni gelişmenin yaşandığını ve buraya her geçen yıl ziyaretçi ilgisinin katlanarak artmaya başladığını vurgulayan Taşdiken, şöyle devam etti:
“Bir sanatçı köyü olması münasebetiyle buranın bir cazibesi oluştu. Çünkü, kerpiç yapılar otantik olarak günümüzde yapılmıyor. Kerpiç, yapı malzemesi olarak da kullanılmıyor. Bu çok önemli, halbuki bizim bin yıldan bu yana bir yapı malzememiz ve yapı tekniğimiz. O bakımdan insanlar çok ilgi duyuyorlar. ‘Gelen benim doğduğum ev gibi’, ‘anneannemin evi gibi’ diye hayıflarda bulunuyor ve çok beğeniyor."
Taşdiken, Sonsuz Şükran Köyü’nün kurulmasının ardından yerleşim alanında yerel bitkiler parkı da oluşturduklarını belirterek, “Önemli bir iş yaptık, geçen yıl yerel bitkiler parkı oluşturduk burada. Amacımız şu; bütün Selçuklu coğrafyasında başta Çavuş köyü olmak üzere, Sivas’tan Afyonkarahisar’a kadar olan bu iklim coğrafyasında ne kadar yerel, endemik, tıbbi, yaygın, yabani bitkiler varsa bu bölgede yetişen onların hepsini bu alanda toplamayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Yılın her mevsiminde ziyaretçi ilgisi çeken Sonsuz Şükran Köyü’nü görmeye gelenler de kerpiç evlerin bulunduğu sanatçı köyü hakkında düşüncelerini dile getirdi. Köyü görmeye İskenderun’dan geldiğini belirten müzik öğretmeni Roza Yılmaz, “İlk kez geliyorum. Kelimelerle ifade etmek zor ama çok güzel topraklar. Türkiye’nin her köşesi ayrı ayrı güzel. Bu köyün kurulması fikri bence çok doğru bir düşünce olmuş” diye konuştu.
Sonsuz Şükran Köyü’nü ikinci kez ziyaret ettiğini belirten Ali Erol ise havadarlığı ve sakinliği ile çok güzel bir yerleşim olduğunu ifade ederek, “En azından eski tip evlerin olması da, bize geçmişimize dair ipuçları sunuyor” dedi.
Düğününe ait dış çekim fotoğraflarının Sonsuz Şükran Köyü’nde gerçekleştirildiğini anlatan Ayşe Poyraz da, “Buradaki ortam çok güzel. Otantik hoş bir ortam. Doğal ortamı bozmamışlar, sadece oturulup vakit geçirilebilecek mekan eksikliği var. Kerpiç evlerin görüntüsü gayet hoş, herkes beğeniyor, biz de beğeniyoruz” ifadelerini kullandı.