"Sevgili Süleyman Turan ile 1963 yılında Ses Mecmuası’nın düzenlediği yarışmada başlayan dostluğumuz günümüze kadar devam etti. Birçok filmde de beraber yer aldık. Çok sevdiğim bir arkadaşımdı Sevgili Süleyman, çok üzgünüm. Allah ailesine, yakınlarına sabır versin. Türk sineması bir değerini daha kaybetti. Hepimizin başı sağ olsun."
Usta sanatçı Süleyman Turan, yalnız yaşadığı evinde hayatını kaybetti. Kalp krizi geçirdiği anlaşılan Turan'ın cenazesi Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırıldı.
Süleyman Turan’ın kapısında biriken gazeteleri ve postaları almadığını gören komşuları durumu polis ekiplerine bildirdi. Sözcü'nün haberine göre; sabah saatlerinde binaya gelen polis, çilingir yardımıyla eve girdi ve Turan’ın cansız bedeniyle karşılaştı.
Yapılan ilk incelemede Turan’ın kalp krizi geçirdiği anlaşıldı. En az 48 saat önce yaşamını yitirdiği değerlendiren Turan’ın cesedi, kesin ölüm nedeninin anlaşılması için adli tıp kurumuna gönderildi.
CENAZE TÖRENİNİN NE ZAMAN YAPILACAĞI NET DEĞİL
Turan’ın cenaze töreninin adli tıptaki işlemlere bağlı olduğu öğrenildi.
SÜLEYMAN TURAN'IN SON GÖRÜNTÜLERİ
Kadıköy'de evinde geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden Süleyman Turan'ın ölümünden yaklaşık 10 gün önce çekilen görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde Turan'ın çok sevdiği Que Sera Sera (Ne olacak) şarkısını seslendirdiği görülüyor.
Turan görüntülerde arkadaşlarıyla karaoke yapıyor. Sağlığının yerinde olduğu görülen Turan eğlenceli anlar yaşıyor. Turan'ın söylediği ve çok sevdiği şarkıda" Olacak, kaderde ne varsa, geleceği görmek elimizde değil" sözleri dikkat çekiyor.
82 yaşındaki sanatçı, 1963’ten bu yana oyunculuk yapıyordu. Turan’ın ölümü üzerine gazeteci Barış Yarkadaş sosyal medya hesabından paylaşım yaptı. Yarkadaş “Yılmaz Güney’in yakın dostu, sinema sanatçısı Süleyman Turan, sabah saatlerinde yaşamını yitirdi. Turan, ATV’de hazırlayıp sunduğu Kayıp Aranıyor programında, gözaltında kaybedilen Ali – Ayhan Efeoğlu kardeşlerin öyküsüne de yer vermiş, bu yüzden programı kaldırılmıştı” ifadelerini kullandı.
SÜLEYMAN TURAN KİMDİR?
Süleyman Turan, 19 Kasım 1936 tarihinde İstanbul Kadıköy'de doğmuştur. Gerçek Adı Süleyman Başturan'dır. İlk, orta ve liseyi Kadıköy'de okudu. Liseyi Haydarpaşa Lisesi'nde bitirdi. Daha küçük yaşlarda sanata karşı meraklı olduğu için halkevlerine girer çıkardı. Oralarda çalışmalar yapan resim hocalarının atölyelerine katılır resim yapmayı öğrenirdi.
Daha sonra İstanbul Üniversitesi ingiliz Filolojisine girer, ancak üçüncü sınıfa kadar okuyabildi.
Yedek subay olarak askere gitti. O sırada Kore savaşı vardır. Gönüllü olarak Türk birliğine katılır ve Japonya'ya gider. Bir gün, Japonya'da askerler arasında bir yetenek yarışması düzenlenir. Bu yarışmaya Türk askerler ingilizce yazılan bir piyes ile katılır ve oyun birinci seçilir. Bu onun sahne sanatlarına başladığı ilk denemesi olmuştur. Yine bir gece Tokyo'da bir gece kulübüne gittiklerinde bir film çekimine şahit olurlar. Brezilya-Japonya co-prodüksiyonu olan bir filmdir bu. Bu filmde figüran olarak oynar. Askerliği bitmesine rağmen Türkiye'ye dönmez ve uzun bir süre uzak doğu ve Amerika'da macera yaşar.
İlk kez sahneye İstanbul'da bir tiyatro oyunuyla çıktı. Oynadığı ilk film Osman Seden'in yönettiği ve baş rollerde; Türkan Şoray, Tamer Yiğit, Öztürk Serengil, Hulusi Kentmen'in olduğu "Sayın Bayan" adlı filmdi.
Süleyman Turan, bir dönem de dergi ressamı olarak çalıştı. Filmlerin dışında uzun zaman karikatür ve resim yaptı. Çizimleri uzun zaman "Akbaba" dergisinde yayımlandı. Önce Akşam gazetesinde başladı çizgi roman çizmeye. Senaryolarını da o yazıyordu. Bu arada afişlende 15 yıldan fazla çizgi roman çizdi. Hafta sonlarında ise Veli Efendi'de "At yarışları"nda bilet satar.
Tiyatro ve sinemaya karşı aşırı bir ilgisi vardır. İngiliz filolojisinde okurken her gece Gürdal Onur adlı arkadaşının oynadığı tiyatronun kulisine takılmaktadır. Sürekli gidip geldiği bu yer, ünlü tiyatro sanatçısı Saim Alpago'nun kurduğu özel tiyatrodur. O kadar sık gider ki oyunu adeta ezberlemiştir. Bir gün Selim Naşit tiyatroya gelmeyince onun oynadığı rolü alır. 1962′de Tiyatroya başlar. "Harput'ta Bir Amerikalı" oyununda başrol bile oynadı.
1963 yılında Ses dergisinin açtığı yarışmayı kazanarak sinemaya adım attı. Aynı yarışmada o yıl Ajda Pekkan ve Ediz Hun birinci seçilerek sinemaya adım atmışlardır. Bu sırada Kemal filmdeki bir yetkili onun soyadını çok uzun bulur ve Başturan'ı Turan olarak değiştirir. "Sayın Bayan" filmi ile Türk sinemasına adım atar. Oldukça küçük bir roldür bu. Sonraki filmi "Koçum Benim"'de ise koca bir rolü vardır. Bu filmde Türk sinemasının kralı Ayhan Işık ile beraber oynar. Genellikle 'esas oğlan'ın sadık dostu rollerinde, sevecen tiplemesiyle başarılı olup beğeni kazanmıştır.
1970 senesinde "Dikkat Kan Aranıyor" adlı filmde Ekrem Bora ile rolleri paylaşmış, akıl hastanesinden kaçan deli rolü ile olağanüstü bir performans göstermiştir. 1971 senesinde Yılmaz Güney ile "Yarın Son Gündür" adlı filmi çevirir. Bu filmdeki rolü ile de 9. Antalya Film Şenliğinde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü alır. 1972 yılında Antalya Film Festivalinde, "Güllü" ile en iyi yardımcı erkek oyuncu ödüllerini almıştır.
70′li yıllarda Türk sinemasıbirkaç sene sinemadan uzaklaşarak çizgi-roman ve senaryo yazarlığı yaptı. Bu sırada TRT'den gelen bir teklifi değerlendirir ve sesli çekilen ilk dizi filmlerden biri olan "Sarıpınar 1914″ de oynar.
Üç tane de film senaryosu yazmıştır. Bunlar; Dönme Dolap (Sinema Filmi)1983, Baş Belası (Sinema Filmi)1982, Sevgili Dayım (Sinema Filmi)1977 filmleridir.