Samsun Üniversitesi Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), Öteki Buluşmalar 2021 dizisi kapsamında Dr. Servet Gündoğdu ve Kaan Kurt’un moderatörlüğünde Tanıl Bora’yı ağırladı.
Online bir platform üzerinden gerçekleştirilen programda “Siyasi İdeolojiler ve Edebiyat” başlığı altında yaptığı konuşmayla Bora, siyaset ile edebiyat, politika ile estetik, iktidar ile sanat arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkilere yer yer değinen “Cereyanlar” kitabına dair değerlendirmelerini izleyenlerin dikkatine sundu.
“Cereyanlar” adlı Türkiye’de siyasi ideolojiler tarihini ele alan kitabın ekseninde bir konuşma yapan Tanıl Bora Türkiye’de siyasi ideolojilerin edebiyatta nasıl bir alışveriş içinde olduklarını, siyasi ideolojilerin edebiyattaki yansımasını, edebiyatın kimi zaman siyasal ideolojilerin nasıl taşıyıcılığını yaptığını ele aldı. İlk olarak ulus devletlerin inşasında edebiyatın rolünden bahseden Bora, bu kısımda daha çok kuruluş romanları üzerinde durdu ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Tarık Buğra, Reşat Nuri Güntekin gibi isimlerden bahsetti. Yakup Kadri’nin cumhuriyetçi ve Kemalist denilebilecek anlatısına karşı Tarık Buğra’nın muhafazakar diyebileceğimiz bir bakıştan Cumhuriyet’in okumasını yaptığının altını çizdi ve o ve diğer yazarların metinlerindeki hamasete vurgu yaptı. Daha sonrasında İslamcılığın edebiyatla ilişkisine dair tespitlerini de aktaran Bora, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, Özdenörenler, İnanlar ve İsmet Özel gibi isimler üzerinde durdu. Bu isimler arasındaki farkları ve her birinin İslamcılık ile edebiyatları arasında kurduğu ilişkiyi ele alan Bora İslamcılığın romandan çok şiir ve düzyazılarla edebiyatta temsil bulduğunu söyledi.
Sol ve edebiyat arasındaki ilişkiye de değinen Tanıl Bora, ilk olarak hümanizm ile kurulan ilişkinin yasak dönemlerinde solla kurulan ilişki anlamına geldiğini belirtti. Bunun dışında sol ve edebiyat denilince ilk akla gelmesi gereken ismin Nâzım Hikmet olduğunu vurgulayan Bora, Nâzım’ın sosyalist dünya görüşünü didaktik ve ajitatif olmayan bir üslupla şiirleştirdiğini ve değerini bundan aldığını ifade etti. Toplumcu gerçekçi edebiyatta ise Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Aziz Nesin gibi isimlerin ve köy romanının öneminin altını çizdi. Sonrasında feminist düşünce ve duyarlılığın oluşumunda edebiyatın rolünden söz eden Bora bu kısımda Adalet Ağaoğlu, Leyla Erbil, Sevim Burak, Sevgi Soysal, Peride Celal gibi isimlerden bahsetti ve feminizmin Türkiye’de 12 Eylül’ün ardından kendini kabul ettirmesinde edebiyatın işlevinin altını çizdi.
Son olarak minör edebiyat ve azınlık edebiyatından da söz eden Bora bu kısımda azınlık edebiyatı denilince İstanbul Ermeni toplumunun önemli romancısı Zaven Biberyan isminin gözden kaçmaması gerektiğini vurguladı.
“Siyasi İdeolojiler ve Edebiyat” başlıklı konuşma, dinleyenlerin aktif katılımı, soru ve katkılarıyla sona erdi.