Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Eskiden Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımı yılda 1 milyar doları geçmezdi. Sonra hükümetimiz, tahkimi, ulusal mevzuatımıza ekledi. Bunun da etkisiyle Türkiye’nin yatırımcılar nezdinde cazibesi arttı. Gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımı, yıllık ortalama 10 milyar dolarlar seviyesine çıktı" dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Türkiye Milli Komitesi ve ICC Milletlerarası Tahkim Divanı işbirliğiyle gerçekleştirilen 15. ICC Türkiye Tahkim Günü Konferansı İstanbul’da düzenlendi. Toplantıya TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, ICC Milletlerarası Tahkim Divanı Genel Sekreteri Alex Fessas ve alanında uzman hakemler, kamu ile özel sektör, ticaret odalarının hukuk müşavirleri, Yargıtay üyeleri, hakimler, avukatlar ve akademisyenler katıldı.
Konferansta, Türkiye’de milletlerarası ticari ve yatırım tahkiminin gelişimine katkıda bulunmak, İstanbul’u bir uyuşmazlık çözüm merkezi olarak ön plana çıkarmak ve Türk tahkim camiasının ulusal ve uluslararası seviyede tanıtımının yapılması amaçlanıyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yaptığı açılış konuşmasında, 2019 yılı itibarıyla ICC 100. yılını kutladığını söyleyerek, "100 yaşındaki ICC, Birleşmiş Milletlerde Gözlemci Statüsünü kazanmış, tek iş dünyası organizasyonudur. ICC, kuruluşundan bu yana küresel ticaretin gelişmesi için birçok farklı oluşuma imza attı. ICC, günümüzde milletlerarası ticari tahkime öncülük eden, Milletlerarası Tahkim Divanı’nı 1923 yılında kurdu. 1927’de, gümrük engellerinin azaltılması amacıyla, şimdiki Dünya Ticaret Örgütü’nün selefi olan ‘Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)’ın geliştirilmesi için, özel sektör uzmanlarıyla hükümetleri bir araya getirdi. 1950’de uluslararası tahkimi şekillendiren ve ticaret hukuku alanında, en başarılı anlaşmalardan biri olarak kabul edilen, New York Sözleşmesi’nin ilk taslağı, ICC tarafından hazırlandı. ICC zamanla, farklı ülkelerden özel sektör temsilcilerini bir çatı altında toplayarak, dünyada ticaretin artırılması, ticaretin önündeki engellerin ve ticaret uyuşmazlıklarının çözümü için referans kurum haline geldi. Incoterms kuralları, dünya çapındaki tacirler arasında mal satışı ile ilgili yaygın olarak kabul edilen tanımları ve kuralları belirlemek için ilk kez 1936’da ICC tarafından oluşturuldu" dedi.
"ICC Divanı tamamen uluslararası bir yapıya sahiptir"
Geçtiğimiz 100 yılın başarılarla geride bırakıldığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "ICC, 21. asırdaki misyonunu ‘herkes için, her gün ve her yerde çalışan iş dünyası’ olarak yeniledi. ICC Milletlerarası Tahkim Divanı da, ICC’nin en önemli hizmetlerinden biridir. 1923 yılında ICC’nin tahkim organı olarak kurulan Milletlerarası Tahkim Divanı, günümüzde bilinen haliyle milletlerarası ticari tahkime öncülük eden bir kuruluştur. Divan, uluslararası ticari ihtilafların çözümlenmesi bakımından dünyanın en önde gelen merkezlerindendir. Çoğu tahkim kuruluşu, kapsam itibariyle yerel veya bölgesel nitelik taşıyorken, ICC Divanı tamamen uluslararası bir yapıya sahiptir. Her kıtada yer alan 90’dan fazla ülkedeki üyelerden oluşan Divan, en yaygın temsil edilen tahkim kuruluşu olma özelliğine de sahiptir" ifadelerini kullandı.
"Doğrudan gelen yabancı sermaye yatırımı, yıllık ortalama 10 milyar dolarlar seviyesine çıktı"
Eskiden Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımının yılda 1 milyar doları geçmediğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Sonra hükümetimiz, tahkimi, ulusal mevzuatımıza ekledi. Bunun da etkisiyle Türkiye’nin yatırımcılar nezdinde cazibesi arttı. Gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımı, yıllık ortalama 10 milyar dolarlar seviyesine çıktı. Dolayısıyla tahkim, iş dünyası açısından çok önemli bir konudur. Biz işadamları olarak iş bağlantılarımızı kurarken güvencede olmak isteriz. Çünkü ticaret ve yatırım yapmak, risk almak demektir. Başka bir ülkede bunu yaptığınızda, bu risk daha da büyür. Çünkü her ülkede farklı mevzuat, farklı uygulama mevcuttur. Yatırımcıların, bunların hepsini bilmesi mümkün değil. Bu da ticaret ve yatırım iştahını azaltan bir durum. Herhangi bir ihtilaf durumunda, tarafsız, objektif, saygın, kuralları baştan net olarak konulmuş, bir başvuru merciinin bulunması, tüm tarafları korur. O ülkeyi, iş adamları nezdinde daha cazip kılar. Bu nedenle tahkim, artık iş yapmanın olmazsa olmaz koşullarından biri haline gelmiştir" diye konuştu.
"ICC Tahkimini en çok kullanan ilk 10 ülkeden biriyiz"
Hisarcıklıoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Bugün gelişmiş ekonomilerde, ticari uyuşmazlıkların yüzde 75’i tahkim gibi, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle çözümlenmekte. Standart adli yargıya, 4 ihtilaftan sadece 1’i gidiyor. Çünkü biz iş alemi için vakit nakit demektir. Dolayısıyla tahkim müessesesi, günümüzde tüm uluslararası sözleşmelerin vazgeçilmez unsuru, bir nevi olmazsa olmazı haline gelmiştir. ICC‘nin tesis etmiş olduğu Milletlerarası Tahkim Sistemi, tüm iş adamları için önemli bir güvencedir. ICC Milletlerarası Tahkim Divanı da, uluslararası ticari uyuşmazlıklarının çözümünde dünyanın lider kuruluşu haline gelmiştir. Türkiye ICC tahkimi açısından önemli bir ülkedir. 2019’da, ICC Tahkimini en çok kullanan ilk 10 ülkeden biriyiz. Bu noktada Genel Sekreter Fessas’dan bir ricamız olacak. Türkiye’de çok iyi yetişmiş, deneyimli ve kaliteli bir hukuk camiası var. Madem ki ICC tahkimin bu kadar iyi bir müşterisiyiz, o zaman ICC’nin hakem atamalarında, ülkemiz hukukçularına daha fazla yer vermesini bekliyoruz".
Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan’dan bir talepte bulunan Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’nin tahkim dostu bir ülke olarak nitelendirilebilmesi için mahkemelere de çok görev düşüyor. Hem tahkim yargılaması sırasında hakem heyetlerine yardım, hem de hakem kararlarının tenfizi açısından. Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay’ın bu konudaki olumlu katkılarını ve yapıcı tutumlarını bekliyoruz. Bu kapsamda, artık gelenekselleşen Tahkim konferanslarımızın 15’incisini, böylesine saygın katılımcılarla birlikte İstanbul’da gerçekleştiriyor olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz" şeklinde konuştu.
Birkan: "Arabuluculuğu artık bir dava şartı haline getirdik"
Adalet Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan da, tahkim konusunda Türkiye’de yapılan çalışmalardan bahsederek, “Artık klasik yargılamalarla bu sorunları çözmemiz artık mümkün gözükmüyor. Biz Avrupa’nın en büyük adliye binalarını yapıyoruz. Bakanlık olarak hukuk politikalarımızın temelinde son yıllarda alternatif çözüm yollarını destekliyoruz. Arabuluculuğu artık bir dava şartı haline getirdik. Artık Türkiye’de herhangi arabuluculuk sözleşmesi uluslararası olarak sözleşmeye taraf olan ülkelerde geçerli hale gelecek" dedi.