Toros Üniversitesi’nde, sağlık turizmi ve sağlık politikaları masaya yatırıldı. Sağlık Turizmi ve Sağlık Politikaları Panelinde, sağlık turizminde dünyayla rekabet edebilmenin kriterleri anlatıldı.
Toros Üniversitesi Sağlık Yönetimi Topluluğu tarafından Sağlık Turizmi ve Sağlık Politikaları Paneli düzenlendi. Bahçelievler Kampüsü Konferans Salonunda düzenlenen panele, Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Setaç Özveren, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Mazmanoğlu, Üsküdar Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Haydar Sur, Atılım Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Md. Yard. Doç. Dr. Abdullah Çalışkan,ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Panelin ilk konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sur, sağlık turizminde dünya ile rekabet edebilmek için yabancı dil bilgisinin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Sur, “Devlet mekanizmaları ve özel sektör mekanizmaları hakkında sürekli bilgi sahibi olmalıyız. Girişimciliği, yatırım risklerini ve uluslararası ticari ilişkilerin nasıl kurulduğunu öğrenmeliyiz. Özellikle sağlık yöneticiliği alanında hizmete başlarken hizmetin finansman ya da sunum kısmını mı seçeceğinize iyi karar vermeniz gerekiyor. Bu nedenle ‘makro planda çalışan sağlık finansmanı yöneticisi, makro planda çalışan sağlık hizmetleri sunumu yöneticisi, mikro planda çalışan sağlık finansmanı yöneticisi ve mikro planda çalışan sağlık hizmetleri sunumu yöneticisi’ alanları hakkında az çok bilgi sahibi olup, tek bir alanda uzmanlaşmalısınız” diye konuştu.
Sağlık turizminin iyi bir avantaj olmasının yanı sıra etik sorunlarının da olduğunu dile getiren Atılım Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tengilimoğlu ise “Sağlık turizmi, ekonomiye ve ülkeler arası gelişmeye katkı sağlıyor. Artık ‘sağlık diplomasisi’ denilen bir olgu mevcut. Ülkeler ticaretin yanı sıra sağlık alanında da gelişmeye çalışıyor. Bugün Almanlar, Çinliler ve Hindistanlılar o ülkenin nüfusuna hitap edebilmek için Afrika’da sağlık tesisleri açıyor” dedi.
Tengilimoğlu, bir hizmeti satın almadan önce yapılan araştırmanın önemine vurgu yaparak, “Tüketici, mal satın almadan önce nasıl davranıyor? Hangi kriterleri göze alıyor? Tüketicinin beynindeki kara kutusunu iyi analiz etmemiz gerekiyor. Bu nedenle pazarlama, psikoloji ve nöroloji bilimi ‘tüketici davranışları’ konusunda beraber çalışır. Yani bir İngiliz ve Arap vatandaşı ile Türk vatandaşının tüketici davranışı arasındaki farkı iyi bilmemiz gerekiyor. Doktoruna istediği zaman ulaşabiliyor mu? Hizmeti ile ilgili komplikasyonları, yatış süreci ve tedavisi ile ilgili hemşireden sağlıklı bir bilgi alabiliyor mu? Hastanede kendi kültürüne uygun rahatlık sağlanıyor mu, damak tadına uygun yiyecek çıkıyor mu ve refakatçısıyla istenilen kalitede ilgileniliyor mu? Housekeeping hizmetlerinde hastanelerimizin kendisine örnek alacağı hizmet modeli, başka bir hastane olmamalı. Tıpkı ülkemizin en iyi otellerinde verilen hizmetler gibi kalitenin baz alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.