Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi, yazarlar ve mutfak profesyonellerine yönelik olarak 15-16 Eylül tarihlerinde Trakya Lezzet Şenliği düzenledi. Etkinlikte Trakya köfteleri başta olmak üzere, bölgenin mezeleri ve yöresel lezzetler seçkin bir davetli topluluğuna sunuldu.Yazar, basın mensupları ve mutfak profesyonellerinin katıldığı Trakya Lezzet Şenliği sona erdi. İki gün süren şenlik kapsamında, Trakya’nın yerel lezzetleri tadılırken ünlü Trakya köftelerine imza atan ustalar, düzenlenen Köfte Paneli’nde yazarlar ve mutfak profesyonelleriyle bir araya geldi.Şenliğin açılışı, mevsim balıkları ve mezelerden oluşan zengin bir menüyle Kumbağ’da yapıldı. Burada, Süleymanpaşa Belediyesi Aydoğdu Sosyal Yaşam Merkezi Müzik Atölyesinde eğitim gören çocuklar, yeteneklerini sergileyerek konukları küçük bir konserle karşıladı.Buradaki oturumun ardından Barbaros Bağ Evi’nde düzenlenen Köfte Paneli ve sıcak tadım programına geçildi. Ev sahipliğini Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat’ın yaptığı programda, panele Yemek Kültürü Araştırmacısı-Yazar Aylin Öney Tan, Profesyonel Yiyecek & İçecek Danışmanı ve “Türkiye’nin Köfteleri” kitabının Yazarı Osman Serim ile Trakya Mutfak Kültürü Araştırmacısı Kırklareli Üniversitesi Arş.Gör. Ali Çakır katıldı.“Balkanlara da uzanacak”Panelin açılış konuşmasını yapan Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, bölgenin sahip olduğu değerleri tanıtmak ve yaşatmaya büyük önem verdiklerini belirterek Trakya Lezzet Şenliği’ni, önümüzdeki yıllarda Balkan coğrafyasından ülkelerin de katılımıyla genişleteceklerini söyledi.Panelde konuşan Yemek Kültürü Araştırmacısı-Yazar Aylin Öney Tan, “Köfte her şeyden önce et demek. Et ise önce ot demek” diyerek bölgenin bu açıdan zengin olduğunu belirtti. Tan, Trakya denince akla ilk olarak köfte geldiğini ancak bölgenin her yerinde yapılan köftelerin birbirinden farklı lezzetlerde olduğunu anlattı.Trakya ve Balkan mutfak kültürü üzerine araştırmalar yapan Kırklareli Üniversitesi Arş. Gör. Ali Çakır da konuşmasında, “Trakya’da çok kültürlü kimliğin bir arada yaşadığını görüyoruz. Bunları bir araya getiren da Balkan coğrafyasındaki tersine göçlerdir. Gelirken de beraberinde yemek kültürlerini getirdiler. Yemek kültürleri içinde de köfte çok önemli bir unsurdur” diyerek Trakya’da köfteciliğin tarihsel arka planına değindi. Çakır, bölgede aile işletmesi şeklinde çalışan köftecilerin servislerinde yer alan domates, biber, soğan gibi garnitürleri de kendilerinin ekip yetiştirdiğini anlatarak, Trakya köftelerinin lezzetini Istranca dağları eteklerinde otlayan hayvanlara borçlu olduğunu da vurguladı.“Köfte sosyal bir yiyecektir”Profesyonel Yiyecek & İçecek Danışmanı ve “Türkiye’nin Köfteleri” kitabının yazarı Osman Serim ise, “Köfte sosyal bir yiyecektir. Bir paylaşım yiyeceğidir köfte” diyerek dünya mutfakları konusunda yaptığı araştırmalardan örnekleri paylaştı. Türkiye’de 300’den fazla köfte çeşidinin bulunduğunu söyleyen Serim, “Bu zenginlik dünyanın hiçbir mutfağında bırakın olmasını yanına bile yaklaşılmıyor. Türk mutfağına inanması zor bir köfte varlığı vardır. Çiğköfteyi de artık dünyanın ilk köftesi olarak ilan etme vakti geldiğini düşünüyorum. Köfteyi çok seviyoruz” şeklinde konuştu.“Köfte bozulmaz köfteci bozulur”Panele katılan bölgenin ünlü köftecileri, kısa sunumlarla kendilerini tanıtarak köfte yapımında kullandıkları yöntemleri anlattı. Tekirdağ Sardunya Köftecisi Selim İldeniz, lezzetli köftenin sırrını anlatarak kullanılan etin özelliklerine dikkat çekti. Edirne’den Köfteci Osman Almadık da geleneksel köfte yapım yöntemlerini ve kendilerine özgü pişirme yöntemleri olduğunu vurgularken Kırklareli Ahmetbey Köftecisi Fazıl Aşıcı ise dededen kalan bu mesleği yıllardır yaptıklarını, sadece bölgenin hayvanlarından aldıkları eti kullandıklarını belirtti.Keşan Köftecisi Özgür Engin de köfte yapımında baharatsız sade etle süt kuzusu kullandıklarını ve yüzde 5 dana eti katıp meşe kütük üzerinde satır et kullandıklarını anlattı. Uzunköprü Köftecisi Mustafa Alsat ise aile olarak 1936’dan bu yana mesleği yaptıklarını, kendilerinin 3.nesil olarak köfteciliği bırakmak istemediklerini ifade ederek, “Bu değeri kaybetmek istemedik, üniversitede okuduk ama mesleği bırakamadık. Köfte bozulmaz aslında köfteci bozulur” diye konuştu.Panelde konuşulan köfteler tadıldıPanelin ardından etkinliğin ana teması olan Trakya Köfteleri, açık havada kurulan ızgaralarda panele katılan ustalar tarafından pişirilerek konuklara sıcak sıcak servis edildi. Konuklar, Trakya’nın lezzetli köftelerini ustalarının elinden tattılar. Açıkhavada kurulan ızgaralarda geleneksel yöntemlerle yapılıp pişirilen köfteler, Trakya’nın yerel tatları eşliğinde konuklara sunuldu. Köftelerin yanında Rafet İnce’den Trakya Mezelerinin de ikram edildiği programı Trakya’nın klarnet virtüözü Katil Hasan ve ekibi de Trakya havalarıyla şenlendirdi.Bağda kahvaltıŞenliğin ikinci günü, Barel Bağ Evi’nde düzenlenen ve yöresel ürünlerin yer aldığı özel bir kahvaltıyla başladı. Buradan bölge bağcılığına araştırma, eğitim ve teknik destekleriyle hizmet sunan Bağcılık Araştırma Enstitüsü’ne geçilerek, Enstitü’de yer alan bölümler, üretim birimleri ve bağlar gezildi, konuklara kurumda yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verildi. Enstitü gezisinin ardından Süleymanpaşa Belediyesi’nce hayata geçirilen Mutlukent Baykallar Çay Bahçesi’ne geçen konuklara Trakyalı ev kadınlarının yaptıkları Kandilli Mantı, Bulgurlu Kol Böreği, Mercimekli Yaprak Sarma, Lokma ve Cızlamanın da yer aldığı Trakya’nın yöresel tatları sunuldu.Şenliğin son turunda, 3.Uluslararası Bisanthe Taş Heykel Sempozyumu için Süleymanpaşa’da bulunan heykel sanatçılarının atölyesine geçerek çalışmaları yerinde izleyen konuklar, Sempozyum Küratörü Nermin Sözel’den bilgi aldılar.Gelecek yıl Balkan ülkelerinin de katılımıyla genişletilmesi planlanan Trakya Lezzet Şenliği, yazarlar ve mutfak profesyonellerin olumlu izlenimlerle bölgeden ayrılmasıyla son buldu.