Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Tularemi Çalışma Grubu tarafından düzenlenen “Tularemi” hastalığı ile ilgili konferans, Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur Karadenizli, Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güven Çelebi ile Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevin İnce’nin sunum yaptığı programa, öğretim elemanları ve öğrenciler katılım gösterdi.Programın açılışında konuşan Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, katılımcılara teşekkür ederek konferansın faydalı olması temennisinde bulundu.Konferansta “Tularemide Klinik ve Mikrobiyolojik Yaklaşım” başlıklı sunumunu yapan Prof. Dr. Aynur Karadenizli; Tulareminin dünyada ve ülkemizde mevcut durumu, hastalığın formları, hastalığa yol açan etkenler ve risk grupları hakkında bilgiler verdi. Özellikle kuzey yarım kürede görülen ve ‘Francisella tularensis’ bakterisinin neden olduğu Tularemi’nin ülkemizde geçmişinin 1937 yılına dayandığını belirten Prof. Dr. Karadenizli, hastalığın genellikle yeşil ve sulak alanlarda görüldüğünü ifade etti. Ülkemizde Tularemi hastalığının 2005’ten itibaren bildirimi zorunlu (C grubu) hastalıklardan biri olarak kabul edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karadenizli; doğal (klorlanmamış) sulardan içmek, av hayvanı yemek, kemirgen ısırığı ya da leşi ile temas, yiyecekleri uygun şekilde ısıtmadan veya yıkamadan tüketmek ve endemik bölgelere seyahat etmenin hastalığa neden olduğunu ifade etti. Çiftçi ve çiftçi aileleri, ev hanımları, avcılar ve orman işçilerinin risk grubu içinde yer aldığını belirten Prof. Dr. Karadenizli, ülkemizde su havzalarının yaygın olduğu bölgelere daha çok dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak kaynak sularının uygun şekilde klorlanmasının önemli olduğuna işaret etti.“Tularemide Tedavi Yöntemleri” hakkında sunumunu yapmak için kürsüye davet edilen Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güven Çelebi ise, hastalığın; ateş, üşüme, titreme, ishal, boyundaki lenf bezlerinin büyümesi gibi belirtiler gösterdiğini söyledi. Hastalıkta tedaviye erken başlamanın çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Çelebi, 10 gün içerisinde başlanan tedavilerde başarı oranının daha yüksek olduğunu vurguladı. Hastalığın karakteristiğinin iyi bilinmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Çelebi; tedavide kullanılan anti-mikrobik ilaç seçiminin önemli bir faktör olduğunu da sözlerine ekledi.Son olarak Düzce’de 1 yıllık Tularemi deneyimini katılımcılarla paylaşan Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevin İnce; 2017 yılında Düzce Üniversitesi Hastanesi’ne 34 olgunun başvurduğu bilgisini verdi. Vakaların genelinin Konuralp, Akçakoca, Gümüşova ve Yığılca bölgesinde yoğunlaştığını belirten Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında hastalıkta artış yaşandığını belirterek sunumunu sonlandırdı.Program sonunda Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cihadiye Elif Öztürk, konferansta konuşmacı olarak yer alan öğretim üyelerine, başarılı çalışmaları ve sunumları için teşekkür belgesi takdim etti.