Samsun’da yürütülen ’Yabancı Kalma Projesi’nin kapanış toplantısında Türk ve mülteci öğrencilerden oluşan koro "Hayat Bayram Olsa" şarkısını seslendirdi.
Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği desteğiyle yerel (Türk) ve mülteci öğrencilerle birlikte etkinlikler yapılarak mülteci çocukların sosyalleşmesine katkı vermek amacıyla yürütülen Yabancı Kalma Projesi’nin kapanış toplantısı yapıldı. Yapılan toplantıda Kuzey Yıldızı Ortaokulunda okuyan Türk ve mülteci öğrencilerden oluşan koro "Hayat Bayram Olsa" şarkısını seslendirdi.
Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde eğitim öğretim gören mülteci öğrenciler ve aynı sınıfta eğitim alan akran öğrenci ve velilerinin katıldığı projede sosyal uyumun artırılması amaçlandı. Bu kapsamda yerel (Türk) ve mülteci öğrencilerin birlikte katıldığı sinema, bowling oynama, Kızılırmak Deltası’nda doğa eğitimi ve birçok etkinlik düzenlendi. Projede ayrıca Türkçe dil kursları ve destekleme yetiştirme kursları da açılarak eğitimler verildi.
Projeden Suriye, Irak, İran ve Afganistan uyruklu olmak üzere 2 bin 100 mülteci öğrenci ve 2 bin 100 yerel öğrenci ile 500 yerel, 500 mülteci öğrenci velisi olmak üzere 5 bin 200 kişi yararlandı. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğinin hibe desteğiyle yapılan ve 6 ay süren projenin bugün kapanış toplantısı yapıldı. Toplantıda projenin tanıtım videosu ve yapılan faaliyetler sunum eşliğinde anlatıldı.
İl Milli Eğitim Müdürü Coşku Esen yaptığı konuşmada, “Bakanlığımız tarafından yürütülen uyum sınıfları çerçevesinde ilimizde bulunan yaklaşık 6 bin 600 civarındaki mülteci öğrencimizin öncelikle dil problemini çözmeye çalışıyoruz. Çünkü inşalar arasında ki en temel iletişim aracı dildir. Dil problemini aştıktan sonra toplumla nasıl bir sosyal uyum içerinde yaşayabilecekleri konusunda da üretmiş olduğumuz Düş Bahçesi ve Yabancı Kalma gibi projelerle toplumsal entegrasyona da katkı sunuyoruz. Her iki projede de en temel yaklaşım noktamız akran destek ağları oluşturmak. Söz gelimi 5 bin 200 insana ulaştık diyorsak bunun 2 bin 100’ü yerel, 2 bin 100’ü mülteci öğrenci. 500 mülteci aile ve 500 de bizim ailelerimiz. Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere sadece bir proje yapmanın ötesinde mülteci ve yereli bir araya getirmek suretiyle işte o toplumsal kaynaşmayı ve bütünleşmeyi sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği Saha Sorumlusu İsmet Yasak, “Türkiye 8 yıldır süre gelen çatışma ve zulümden kaçan yaklaşık 3 milyon 700 bin Suriyeli ve 300 binin üzerinde Suriyeli olmayan Iraklı, Afgan, Somali ve diğer milletlerden mültecilere ev sahipliği yapmaktadır. Suriyelilerden halen kamplarda kalan 62 bin kişinin dışında diğerleri hemen hemen Türkiye’nin bütün illerinde toplumun bir parçası olarak yaşamaktadırlar. Türkiye ülkeye gelen mültecilere ve sığınmacıların ihtiyaçlarına cevap verme geleneği nedeniyle uzun zamandır öne çıkmış ve yabancılar ve uluslararası koruma yasası ve Suriyelilere uygulanan geçici koruma yönetmeliği ile sağlam ve kapsamlı bir çerçeve benimsemiştir. Bu yasa ve yönetmelik mülteci ve sığınmacıların temel hizmetlere erişiminde ve onların kendi ayakları üzerinde durmasında büyük bir katkı sağlamaktadır. Devletin sağladığı bu temel hizmetlere ek olarak vatandaşların da kendi insiyatifleri ile yaptıklarını da görmezden gelmemek lazım. Bütün bunlardan dolayı ben kendim ve kurumum adına Türkiye Cumhuriyeti devletine ve vatandaşlarına teşekkür etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Vali Yardımcısı Hasan Balcı ise konuşmasında, “Bizim dışarıdan gelen insanlara kucak açma gibi bir değerimiz tarih boyunca hep olmuştur. Bildiğiniz gibi Peygamber efendimiz döneminde hicret hadisesi oldu. Mekke’den göç edenleri Medineliler bağırlarına bastılar, maddi ve manevi her şeylerini onlarla paylaştılar. Daha sonrasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde olsun, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra olsun ve son dönem malumunuz yaşanan son süreçte milyonlarca insanı Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağrında kendi vatandaşı gibi hatta onun daha üst düzeyinde ağırlamaya devam ediyor. Şu an da gerek sayısal olarak gerekse bütçe olarak dünyanın hiçbir ülkesi bizden çok daha gelişmiş ülkeler de dahil, bu kadar sayıda mülteci barındırmıyor ve bu kadar büyük meblağda harcamalar yapmıyor. Bu bizim genetik kodlarımızda olan bir şey. Biz gerek milli değerlerimiz gerek manevi değerlerimiz anlamında bu şekilde yetiştiğimiz ve yetiştirildiğimiz için gerek ülke politikası olarak gerek bireysel olarak sizlere ve bundan sonra geleceklere sahip çıkmaya devam edeceğiz” sözlerini kullandı.
Konuşmaların ardından toplantı sona erdi.