Türkiye'nin Libya Özel Temsilcisi ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, Libya'daki krize ilişkin, "Biz, askeri çözümden yana değiliz. Kesinlikle Libya'da siyasi kriz var ve bu krizin siyasi olarak çözülmesi ve bunun yolunun da diyalog olduğunu başından beri söyledik." dedi.
İşler, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) tarafından düzenlenen "Libya Krizi ve Türkiye-Libya İlişkileri" başlıklı konferansta konuştu.
Libya'da 2014'ten itibaren bir bölünmüşlüğün söz konusu olduğuna işaret eden İşler, aynı yıl Türkiye'nin Libya Özel Temsilcisi olarak atandığını ve ekim ayında bu ülkeye yaptığı ziyarette Türkiye'nin tavrını net şekilde ilettiklerini bildirdi.
İşler, söz konusu ziyarette, Türkiye'nin, Libya'nın birliği ve bütünlüğünün korunmasından yana olduğunu belirttiklerini, Türkiye'nin Libya'da herkese eşit mesafede olduğunu ve dış müdahalelere karşı olduklarını aktardıklarını anlattı.
Emrullah İşler, Türkiye'nin, Libya'daki siyasi krizin çözülmesinde etkin rol oynayabileceğini ilgili kişilere söylediklerini ifade ederek, "Bize söylenen şuydu; 'BM'nin bir girişimi oldu. Biz başka bir girişim istemiyoruz. Onun için de böyle bir teklife karşıyız.' dediler. Biz de onlara Türkiye olarak BM'nin devam eden girişimini desteklediğimizi ve bu girişimin bir sonuca ulaşması için elimizden gelen desteği vereceğimizi söyledik." dedi.
Türkiye'nin 2015 sonunda varılan Libya siyasi anlaşması öncesi yapılan bütün görüşmelerde olumlu tavır sergilediğini hatırlatan İşler, söz konusu anlaşmanın ardından Libya'daki siyasi krizin derinleştiğinin altını çizdi.
İşler, "(Halife) Hafter'in Libya siyasi anlaşması gereği herhangi bir rolü, misyonu yok fakat bu şahıs kendisine uluslararası camianın tanımış olduğu bu anlaşmada bir rol biçilmezken baktık ki kendisi adeta bir siyasi aktör gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde geziyor, toplantılara katılıyor." diye konuştu.
Emrullah İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye olarak biz meşru hükümetin arkasında durduk. Fayiz es-Serrac, Libya'nın uluslararası toplum tarafından tanınan meşru hükümetin başındaki kimsedir ve devlet başkanı olarak da BM dahil bütün uluslararası toplantılara Libya adına katılan şahıstır. Biz Türkiye olarak tavrımızı net şekilde koyduk. Libya'da demokrasinin devam etmesi, askeri rejimlerin geri gelmemesi için bu hükümete destek vereceğimizi açıkladık."
Türkiye ile Libya'daki meşru hükümet arasında imzalanan "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakatı Muhtırası" ve "Askeri İşbirliği Mutabakatı Muhtırası" anlaşmalarını sulandırmak için bazı kesimlerin meşruiyet tartışmasını ortaya attığını vurgulayan İşler, "Şu an Libya'da tek bir meşru taraf vardır, o da Fayiz es-Serrac hükümeti ve onun başkanlığını yaptığı başkanlık konseyidir." ifadelerini kullandı.
İşler, Türkiye'nin, Hafter'i teröre varan saldırıları nedeniyle eleştirdiğini anımsatarak, Hafter'in insanlık suçu işlediğini, sivilleri ve toplama kamplarını vurduğunu söyledi.
Türkiye'nin darbeci general Hafter'i meşru görmediğinin altını çizen İşler, Hafter ve onu destekleyenlerin Libya siyasi anlaşmasının içini boşalttığını söyledi.
Emrullah İşler, "Biz (Libya'da) askeri çözümden yana değiliz. Kesinlikle Libya'da siyasi kriz var ve bu krizin siyasi olarak çözülmesi ve bunun yolunun da diyalog olduğunu başından beri söyledik." diye konuştu.
Hafter'e destek verenlerin Libya'da demokratik siyasi düzen ve güven ortamının oluşmasını istemediği değerlendirmesinde bulunan İşler, şunları kaydetti:
"Türkiye, Libya ile imzaladığı güvenlik ve iş birliği anlaşmasıyla Libya'da sivil yönetime bağlı demokratik bir güvenlik yapısı oluşturulmasına destek vermektedir. Hafter, sivil iradeye bağlı olmayan milis bir liderdir. Ondan Libya Ulusal Ordusu diye bahsedilmesi doğru bir tanım değildir. Hafter, çete lideri şeklinde hareket ediyor. Çetesi, birçoğu Libyalı olmayan, komşu ülkelerden temin ettiği paralı askerlerden oluşuyor."
- "Sorunun parçası olanlar çözüm olamazlar"
Darbeci general Hafter'in saldırısının ardından ABD Başkanı Donald Trump'ın Hafter ile telefonda görüşmesinin izah edilemez olduğunu belirten İşler, "Bir yanda Libya Siyasi Anlaşması var, ABD de destekliyor. Libya Siyasi Anlaşması'nda bu şahsa herhangi bir görev, misyon biçilmemiş. En önemlisi, BM Genel Sekreteri bir konferans düzenleme aşamasında orada çalışmalarını sürdürürken, Trablus'ta bulunurken Trablus'a karşı topyekün bir saldırı yapıyor ama işe bakın ki ABD diplomasisi ABD Başkanı'nı telefonla arattırarak bu çete lideri ile telefon görüşmesi yaptırıyor." diye konuştu.
Uluslararası toplumun Libya'daki sorunu çözmek istemediğini söyleyen İşler, "Sorunun parçası olanlar çözüm olamazlar. Onun için biz sürekli 'dünya beşten büyüktür' diyoruz ve bu gayri adil sistemin çözülmesi gerektiğini söylüyoruz." dedi.
- "Suriye krizi çözülürse bölgedeki diğer krizlerin çözümü de ardından gelir"
Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelerde, Libya'da, Suriye'de, Yemen'de, Mısır'da yaşanan sorunların birbirinden bağımsız düşünülemeyeceğini söyleyen İşler, "Suriye'deki krize bir çözüm bulduğumuz zaman Libya'da çözümün çok yakın olduğunu, Yemen'de, diğer taraflarda çözümün peş peşe geleceğini düşünüyorum çünkü Libya'daki aktörlerle Suriye'deki aktörler farklı değil." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve Mısır arasında Libya ile varılan mutabakat gibi bir anlaşma olduğu yönündeki haberlere ilişkin bir soru üzerine İşler, şunları kaydetti:
"Bazı basın organlarına, televizyon kanallarına açıklamalarda bulundum. Orada şunu söyledim: 'Biz bütün ülkelerle görüşmeye, müzakereye hazırız' dedim. Özellikle Mısır konusunda da şunu söyledim: 'Mübarek döneminde de bu konularda bir anlaşmaya varılsın diye çok ciddi girişimler oldu ama bir türlü neticelendirilmedi. Ama bu demek değil ki böyle bir anlaşma ilerde Türkiye ile Mısır arasında olmayacak. Şu an yürüyen bir çalışma yok ama. Tamam bizim üst düzeyli ilişkilerimizde sıkıntılar var şu an, Türkiye ve Mısır arasında bu darbeden dolayı, ama ilelebet bu böyle gidecek değildir tabii ki. 'İlerde eğer Mısır tarafı böyle bir irade koyarsa ortaya' dedim, 'Türkiye, zaten biz açıklıyoruz, herkesle görüşmeye hazırız diye, gerekli görüşmeler yapılır ve bu tür bir anlaşma da uygun bir ortamda imzalanabilir' dedim. Bunu söyledim. Yoksa, mevcutta bir çalışma, sonuçlanmış bir durum söz konusu değil. Ama onu basın nasıl yansıttı bilemiyorum."
- "Talep gelmesi halinde Libya'ya gideceğiz"
İşler, Libya'ya asker gönderilmesi konusuna ilişkin, "Talep gelmesi halinde Libya'ya gideceğiz. Ne için gideceğiz? Destek olmak için, kurumlarını oluşturmalarına yardımcı olmak için, gerek askeri gerek güvenlik ve başka konularda kardeş ülke olarak bizden istedikleri sürece onlara destek oluruz. Teşekkür ettikleri zaman da Türkiye olarak biz de onlara teşekkür eder, oradan kardeşçe ayrılırız." şeklinde konuştu.