Antalya Büyükşehir Belediyesi, toplu taşıma şoförlerine toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda eğitim verdi. Sosyolog Semra Eksilmez, kadına şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu söyledi.
Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı konusunda acil eylem planı imzalayan ilk büyükşehir belediyesi olan Antalya Büyükşehir Belediyesi, kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik çalışmalarına devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi, zabıta personelinin ardından toplu taşıma sürücülerine de kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalık ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda eğitim verdi. Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen eğitime Büyükşehir Belediyesi Ulaşım AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Filiz ile toplu taşıma şoförleri katıldı. Sosyolog Semra Eksilmez tarafından verilen eğitimde kadınlara yönelik şiddet, aile içindeki şiddettin çocuklara etkileri ve şiddet türleri ele alındı. Türkiye’de her 10 kadından 3’ü fiziksel şiddete maruz kaldığını ifade eden Sosyolog Semra Eksilmez, “Araştırmalarda Türkiye’de kadına yönelik fiziksel ve cinsel şiddet uygulayan erkeklerin yüzde 23.6’sının lisans ve lisansüstü eğitim almış. Şiddet, kültürün bir parçası olduğu da yanlış bir kavramdır. Şiddetin hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Şiddet en çok kadınlara, çocuklara, yaşlılara, engellilere, göçmenlere yöneltilmektedir” dedi.
"Ekonomik ve cinsel şiddetler"
Şiddetin kadınlara olumsuz etkilerinden bahseden Sosyolog Semra Eksilmez, “Şiddet yüzünden kadınların sağlığı bozulur, yeti kaybına uğrayabilir ya da hayatlarını kaybedebilirler. Kadının öz güvenini büyük ölçüde zedeler ve insan hakları ihlalidir. Dünya çapında kadın cinayetlerinin yüzde 38’i kadınların eşleri ya da birlikte yaşadığı kişiler tarafından işlenmektedir. Fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet olarak dörde ayırabiliriz. Fiziksel şiddeti kaba kuvvetin bir korkutma sindirme ve yaptırım aracı olarak tanımlayabiliriz. Dayak-dövme, aç bırakma, sigara ile yakma, soğukta bırakma gibi. Erken yaşta zorla evlilik, kız kaçırma, fuhuşa zorlama, cinsel istismar, gözle-elle sarkıntılık, dijital ortamda cinsel içerikli fotoğraf ve video gönderme gibi eylemler de cinsel şiddetin içerisindedir. Kadının yaşamını sürdürebilmesi için gerek duyduğu ekonomik olanaklardan mahrum bırakılması, kazancına el konmasına, çalışmasına izin verilmemesi, mallarına el konulması gibi yaptırımlar da kadına uygulanan ekonomik şiddettir" ifadelerinde bulundu.
Aile içindeki şiddetin çocuklar üzerinde de olumsuz etkiler bıraktığını dile getiren, Eksilmez, “Ailesinde şiddet gören ya da buna şahit olan çocuklarda kendine güvensizlik, uyum sorunları, kişilik sorunları, suça yönlenme, intihar eğilimi ve anti sosyal özellikler ortaya çıkıyor” diye konuştu.