Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter, Türkiye'nin, 50'den fazla çok uluslu firmanın üretim, bölgesel yönetim, lojistik, servis gibi çeşitli alanlarda bölgesel merkezi olduğunu belirterek, "Bu sayıları 3'e, 5'e katlarsak bu karar vericileri Türkiye'de daha fazla oturmaya ikna edersek eminim bu, zaman içinde doğrudan sermaye girişimine de bir çarpan etkisi olacaktır." dedi.
P&G'nin ana sponsorluğunda Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ), Sapanca ilçesindeki bir otelde devam ediyor.
Doğan Yatırım Bankası Genel Müdürü Hulusi Horozoğlu'nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Finansın Geleceği" oturumunda konuşan Karter, dünyada 100'ün üstünde ülkede faaliyet gösteren bir bankacılık grubunun Türkiye ayağı olduklarını belirterek çalışmalarından bahsetti.
Bankacılık sektöründeki gelişmelere ve dünyadaki gelişmelere değinen Karter, Türkiye'nin salgın sonrası oluşan dünyada bu krizi fırsata dönüştürme olasılığı bulunduğunu dile getirdi.
Karter, "Türkiye, 50'den fazla çok uluslu firmanın üretim, bölgesel yönetim, lojistik, servis gibi çeşitli alanlarda bölgesel merkezi. Bu sayıları 3'e, 5'e katlarsak bu karar vericileri Türkiye'de daha fazla oturmaya ikna edersek eminim bu, zaman içinde doğrudan sermaye girişimine de bir çarpan etkisi olacaktır." diye konuştu.
İstanbul Finans Merkezi projesini önemsediklerini dile getiren Karter, "Bugün çevremize baktığımız zaman Londra'dan tutun Dubai'ye kadar finans merkezleri, 1 gecede finans merkezi olmadı. Bu başlangıcı çok önemsiyoruz. Zaman içinde de ciddi şekilde hem çok uluslu firmaların finansal faaliyetleri hem de bizim tarzımızdaki bankalar için çok önemli bir üs olacağını düşünüyoruz." dedi.
- "Ticaret çok hızlı dijitalleşiyor"
ING Genel Müdürü Alper Gökgöz, gelecek dönemde dijitalleşmenin hız kazanacağını düşündüklerini söyledi.
Bu kapsamda öncelikle veri kullanımının yapay zekayla artacağını öngördüklerini belirten Gökgöz, bu dönemlerde de özellikle doğru kararların alınmasının önemli olduğunu ifade etti.
Gökgöz, hızlı büyüyen ekiplerden birinin veri ekipleri olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Ticaret çok hızlı dijitalleşiyor. Bütün dünyada da böyle, Türkiye'de de bunun hızlı olduğunu düşünüyorum. Sadece e-ticaret demek değil, aslında bütün uluslararası ticaretin, ihracatın her şeyin dijitalleşmesi demek. Bu ortamda bankaların ticari faaliyetlerinin artık yeni bir şekle bürünmesi gerekiyor. Bu konuda önemli adımlar atılıyor. Türkiye'nin burada gitmesi gereken yol var. Özellikle bireysel bankacılıkta, mobil bankacılıkta çok önemli bir ülkeyiz dünya genelinde. Mobil şampiyonlardan biri seçiliyoruz, herhangi bir sıralamada ama bence ticari kurumsal tarafta gidecek çok yolumuz var.
Bankacılıkta genel olarak finans alanında iş birliğinin daha çok arttığı, ekosistem olmanın daha çok arttığı bir döneme girdiğimizi düşünüyorum. Her anlamda çok fazla iş birliği yaparak, değer üretebileceğimiz bir döneme giriyoruz. Bu aslında bankalar için çok yeni değil. Bankalar aslında bu işi sigorta şirketleriyle yatırım şirketleriyle çok iyi yapan kurumlar. Özetlemek gerekirse 3 konu çok öne çıkıyor; birincisi verinin çok daha etkin kullanımı, ikincisi ticaretin dijitalleşmesi ve bankacılığın buna eşlik etmesi, üçüncüsü de ekosistemler ve iş birlikleri. Kısaca dijital bankaların Türkiye'de yeni faaliyet göstermesiyle ilgili bir şeyler söylemek isterim. Bu beni çok heyecanlandıran bir gelişme. Bu tip oyuncuların endüstriye girmesi, rekabeti daha artıracaktır ve Türkiye'yi çok daha ileri götürecektir. Rekabet ne kadar iyi olursa tüketicilere, diğer finansal müşterilerimize o kadar iyi hizmet veririz."
- "Yatırım ve kalkınma bankaları son derece güçlü"
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Murat Bilgiç, Türkiye'nin son dönemlerdeki kalkınma ataklarının önemli ölçüde ticari bankalar tarafından finanse edildiğini söyledi.
Yatırım ve kalkınma bankalarının son derece güçlü ve önemli işler yaptığını belirten Bilgiç, "Çok da karlı faaliyet gösteriyorlar. Türkiye'de yatırım ve kalkınma bankalarının payına baktığımızda yüzde 2-3'ler seviyesinde, son derece küçük. Ancak bu alan gelişiyor ve gelişmesinin bir sebebi; özellikle son birkaç yıldır ticari bankaların, iş modellerindeki değişmeler sebebiyle ağırlıklı bireysel, KOBİ, esnaf kredileri alanlarında ciddi kas geliştirmesi." diye konuştu.
Bilgiç, ticari bankaların kurumsal ve ticari finansmanda da fazla rol alacaklarını öngördüğünü ancak toplam olarak pastanın büyümesi gerektiğini vurguladı.
Yatırım ve kalkınma bankalarının çok önemli olduğunu düşündüğünü dile getiren Bilgiç, "Şu anlamda önemli; payının küçük olmasına rağmen ciddi bir dönüştürücü rolü var." dedi.
- "Şirketler bulut yatırımlarına yöneliyor"
Intertech Genel Müdürü Ömer Uyar, dijitalleşme konusunda Türkiye'de, yaşanan birçok kriz ve zorluğun fırsata çevrildiğini belirterek, dijitalleşme oranlarına bakıldığında çok ciddi noktada olunduğunu söyledi.
İnsanların artık vakitlerini farklı yerlerde geçirmeyi, dolayısıyla da bu alandaki hizmetlerin ayağına götürülmesini istediğini anlatan Uyar, "Neden bahsediyoruz? Bankacılık hizmetlerini dijital servislere çevirmeniz ve bunları müşterilerinizin bulunduğu platformlarda işlerini halletmeleri için hazır hale getirmenizden." dedi.
Uyar, şirketlerin yatırımlarının yüzde 80'ini bulut teknolojisine yatırdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bulut üzerinden bu hizmetleri sunmaya çalışıyorlar. Tabii ki bulut kullanımının avantajları olduğu kadar dezavantajları var. Bankacılık sektörü, buna hizmet sağlayan teknoloji sektörü olarak, bulut uyumunu veya bu alanda gelişen teknolojileri muhakkak uygulamamız gerekir diye düşündük ve çözümler geliştirmeye başladık. Özetlersek, birincisi adapte ve çevik olabilme, bunlar çok önemli. Sizin iş yapış biçiminiz, teknolojiniz, ne kadar hızlı adaptasyon sağlayabileceğinizi gösteriyor. Bankaların yapılarını incelediğimde burada gidilecek çok yol olduğunu düşünüyorum. İstediğimiz noktada olmasa da global ölçekte iyi bir konumdayız."
- "Yaklaşık 100'e yakın halka arz da sırada bekliyor"
Garanti BBVA Yatırım Genel Müdürü Utku Ergüder, uzun yıllar Türkiye'deki ekonomik modellerde, sermaye piyasalarının en kolay finansman yöntemlerinden biri olan halka arzın çok fazla kullanılmadığını dile getirdi.
Ergüder, "O pencere bir türlü istenilen noktaya gelmemişti. 2020'de 8 tane halka arzla başlayan kapı açılması oldu. Piyasa bunu çok iyi gördü. 2021'e geldiğimizde 52 halka arza çıktık. Piyasa bunu kaldırdı. Piyasanın gelişmesine bu süreç katkı sağladı. Bu yıl şu ana kadar 30 halka arz oldu ama çok net söyleyebileceğim bir data var ki şu an da yaklaşık 100'e yakın halka arz da sırada bekliyor." diye konuştu.
İyi şirketlerin Türkiye Ekonomi Modeli ve yapısına katkısının inanılmaz olduğunu söyleyen Ergüder, "İnşallah iyi şirketlerin buraya gelmesinde hep birlikte aracılık etmeye devam ederiz ve sermaye piyasalarının gelişimine katkıda bulunuruz." dedi.
Yapı Kredi Yatırım Genel Müdürü Yılmaz Arısoy, özel sektör tahvil piyasasının oldukça hızlı büyüdüğünü ifade etti.
Müşteriye yakın olmanın ve doğru bilgilendirmeyi yapmanın önemine işaret eden Arısoy, "Müşteriler on board edilip her türlü risk profili ve yatırım tercihleri öğreniliyor. 2019'da 'Yatırım Dünyam' diye bir uygulama yapmıştık, geliştirerek devam ediyoruz. Müşteri girdiği zaman ilgilendiği portföyleri görebiliyor, hisse senetlerini görüyor. İnsanların bilgiye ihtiyacı var. Doğru karar vermek için bu bilginin gelmesi lazım ve çok sıkıcı olmadan gelmesi lazım yoksa sosyal medyaya kaybediyoruz yatırımcılarımızı. Yatırım kuruluşlarına önemli görev düşüyor. Biz de bu alanda araştırma ekiplerinin kaliteli yorumlarıyla destek vermeye ve bireysel müşterileri yakalamaya çalışıyoruz. Yapı Kredi'nin 11 milyon dijital mobil bankacılık kullanan müşterisi var. Diğer büyük kitle ise kurumsal yatırımcılar. Orada da yatırım stratejilerini aktaracak gelişmiş sistemler kullanmak gerekiyor." dedi.