Ünlü tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, “Diriliş Ertuğrul” dizisinin gerçek tarihle alakasının olmadığını söyledi.İlkadım Belediyesi, Okur-Yazar Buluşmaları Konferansları kapsamında düzenlenen “Osmalı’yı Doğru Anlamak” adlı konferansta Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’i ağırladı. Samsun Anadolu Lisesi konferans salonunda öğrencilerle buluşan Şimşirgil, öğrencilere uyarılarda bulunarak, tarihin dizi ve filmlerden öğrenilmemesi gerektiğini vurguladı. Diriliş Ertuğrul dizisinde yaşanan olayların çoğunun tarihe uygun olmadığını dile getiren Prof. Dr. Şimşirgil, “Beni TRT 1’e Pelin Çift’in programına çağırdılar. Dizinin yapımcısı ve tarih danışmanı da vardı. ‘Bu dizinin tarihle alakası yoktur’ dedim. ‘Yemeğinizi genelde sağ elle mi sol elle mi yersiniz?’ dedim. Kayı Boyu ve Müslüman insanlar hastalık durumu haricinde yemeklerini sağ elle yerler. ‘Beyler, bunlar devamlı sol elle götürüp duruyor’ dedim dizinin sahiplerine. ‘Hocam adam solaksa ne yapalım’ dediler. Dedim ki ben o adamı izlemiyorum. Ben Ertuğrul’u izliyorum. Dizide Ertuğrul’u canlandıracak, kendini değil. Dizide izin almadan içeri giriyorlar. Destur deyip birden içeri giriyorlar. Daha sonradan bunları düzeltmeye başladılar. Tapınak Şövalyeleri ile Osmanlı’nın hiçbir bağlantısı olmadı. Ama dizinin 1. sezonu Tapınak Şövalyeleri ile geçti. Ertuğrul, Moğollar’ın eline hiç geçmedi. Dizinin 2. sezonunda Ertuğrul, Moğollar’ın eline geçti. Hatta eline bir de çivi çakıldı. Bize kadar gelseydi adı çolak Ertuğrul olarak gelirdi. Adı tarihe öyle geçerdi. Kayı Boyu, Dodurga’ya hiç sığınmadı. Ama dizide Kayı Boyu Dodurga’ya sığındı. Koskoca Kayı Boyu sığıntı oldu. Baycu Noyan, bizimkilerin eline hiç geçmedi. Ama dizide geçti. Hadi buyurun. Dizinin nesi kaldı? Dizinin yüzde 95’i gitti. Ama bana sorarsanız saygılı, bu milletin değerlerine duyarlı, izlenmesi hoş bir dizidir. Ben de denk gelirsem izliyorum. İzlenmesi güzel ama maalesef ki bu diziye tarih diye bakmayacağız” dedi.“FATİH Mİ YAPACAK BU ŞEREFSİZLİĞİ”Tarihi anlatan bazı dizi ve filmlerin de olayları çarpıttığının altını çizen Şimşirgil, “Muhteşem Yüz Yıl diye bir dizi çevrildi. Türkiye’de 3 sene birinci geldi. Konferanslara katılmayı çok seviyorum. 500 kişilik bir salonda ‘doğru tek bir karesi bile olmayan bir dizi’ dedim. Fetih 1453 filmi vardı. Fatih’in şahsiyetini öldüren filmdir dedim. Fetih 1453 filmini izleyen oldu mu? Böyle şeyleri izleyin ama dikkatli izleyin. Tarihimizi filmden, diziden öğrenmeyeceğiz. Mutlaka izleyin ama sorgulayın. Beni en çok üzen bir sahnesi vardı. 2. Mehmet, Fatih olduğu gün Edirnekapı Surları’ndan içeri atının üstünden girerken Hocası Akşemseddin neredeydi? Fatih’in arkasında atının üzerinde mi gidiyordu? Nereden gidiyordu? At üzerinde miydi? Yaya mı gidiyordu? Yaya gidiyordu. 21 yaşında bir genç, 63 yaşındaki hocasını bir tane at varken ata siz mi binersiniz, yanınızdaki 63 yaşındaki çok sevdiğiniz hocanızı mı bindirirsiniz? Ben binerim diyen varsa ayağa kalksın. Fatih mi yapacak bu şerefsizliği. Bu normal değil. Bu milletin kültürü, inancı, ahlakı değil. İstanbul’un fetih günü Fatih içeriye girdiğinde Bizanslı kızlar Fatih’e çiçek sundular. Bu sahneye filmde yer vermediler. Çünkü inanmadılar böyle bir şey olduğuna. Gerçekte Bizanslı kızlar atın üstündeki Akşemseddin’e çiçek sundular, onu padişah zannettiler. Akşemseddin padişahın Fatih olduğunu söyledi. Fatih de ‘Evet, padişah benim ama o benim hocamdır. Siz çiçeği ona verin’ dedi” diye konuştu.“HAKEME KÜFRETMEK KUL HAKKINA GİRER”En büyük günahın kul hakkı olduğunu belirten Şimşirgil, “Bugün en fazla işlediğimiz günah kul hakkı değil midir? Hakemin bir kararı yüzünden 40 bin kişi koro halinde hakeme küfretmiyor mu? Kul hakkı değil mi bu? Bir ara federasyon erkeklere ceza verdi. 40 bin kadın statlara toplandı. 40 bin kadın koro halinde küfretmedi mi? Daha halis küfürler ettiler. Körle yatan şaşı kalkar. İnanın 12 yaşındaki çocukları toplasalar onlar da küfür ederler. Niye? Çünkü 1 hafta önce babasının omzunda o küfrü duyuyor. O hakemin annesi, babası, hanımı, kız kardeşi yok mu? Bu kul hakkı değil mi? Bir tweet ile 100 bin kişinin sokağa döküldüğü bir çağ yaşıyoruz. Bizi kim ne için çağırıyor diye sorgulamayan bir nesil haline geldik. Nereden nerelere geldik” şeklinde konuştu.BAŞKAN TOK: “KÜLTÜREL FAALİYETLERE ÖNEM VERİYORUZ”Kültürel faaliyetlere çok önem verdiklerini belirten İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok ise, “Bu bilinçle her ay Türkiye’nin tanınmış usta kalemlerini, ilim adamlarını, alanlarında uzmanlaşmış başarılı yazarlarını ve konferansçılarını Samsun’a getirerek periyodik olarak aylık konferanslarımıza ve söyleşilerimize devam ediyoruz. Sizlerin yazarlarımızın düşüncesinden istifade ederek kültürel birikimlerinizi artırma, düşünce ufuklarınızı geliştirme açısından bu tür etkinliklerimizi önemsiyorum. Kültürel çalışmalara yönelik sunduğumuz imkanlarla Samsun’da özellikle siz genç dimağların akıllarında büyük bir iz bırakan fikir ve gönül dünyamızın üstatlarını bundan önce olduğu gibi bundan sonra da buluşturmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.Konferansın ardından Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’e çiçek ve Saathane tablosu hediye edildi.