Erzurum Valisi Okay Memiş’in himayelerinde Şehit Aileleri ile Kahraman Gazilerimiz onuruna yemek verildi.
Şehit aileleri, gaziler ve gazi yakınlarının yanı sıra protokol üyeleri, askeri ve sivil erkânın da yer aldığı yemekte okunan duanın ardından şehit aileleri ile gazi ve gazi yakınlarına hitaben konuşan Vali Memiş, Erzurum’u ve tarihini daha yakından tanıdıkça Erzurum’u açık hava savaş müzesine benzettiğini belirterek “Erzurum bir gazi şehir” dedi.
Terörle mücadelede toplumun her kesimiyle beraber ortak hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Vali Memiş, “Bu mücadele epeyce de devam edecek. Peki terörle mücadele sadece teröristle mücadelemidir? Eğer terörle mücadeleyi sadece teröristle mücadele olarak anlarsak eksik yapmış oluruz. Jandarmamız kuş uçurtmamak üzere görevinin başında, yine polisimiz 24 saat il emniyet müdürümüzün koordinesinde kahramanca görevinin başında. Ama sadece biz bu işi bu şekilde yapamayız. Terörle mücadele aynı şekilde diğer birimlerimizin yerel yönetimlerimizin büyükşehir belediyemizin, ilçe belediyelerimizin yol, milli eğitimin okullarını yapması ve öğretmenlerin, sağlık teşkilatının fedakârca görev yapması demek. Fedakâr kamu görevlilerine ihtiyacımız var. Terörle mücadele sadece elinde silah olan birimlerle olmaz. Gazetecilerin, üniversitelerin, kanaat önderlerinin bu işe el atması lazım. Siyasi partilerimizin bir kenetlenme içerisinde hareket etmemiz lazım. Terörle mücadele ediyoruz, FETÖ ile mücadele ediyoruz. Bizim Kürt kardeşlerimizle hiçbir problemimiz yok. Etle tırnağız. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Hepsinin emrindeyiz. Ancak ayrılıkçı hareketlerle ve anayasal sistemi değiştirmek isteyen illegal yapılanmalarla bizim mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Bu PKK olsun, DHKPC olsun, İŞİD olsun bütün bu unsurlarla mücadelemiz devam edecektir. Bu mücadeleyi yaparken dediğim gibi sadece silahlı birliklerimiz değil toplumun bütün dinamikleriyle birlikte hareket etmemiz gerekmektedir” dedi.
Vali Memiş sözlerine şöyle devam etti:
“Biz askerimizle polisimizle gurur duyuyoruz. Çocuklarına polis kıyafeti yada asker kıyafeti giydiren başka bir millet göremezsiniz. Tarihten beri bulunduğumuz jeopolitik konumdan dolayı mücadelenin çok çetin olduğu bir vatanımız var ve bu vatanı şehit annelerin şehit babalarının şehit kardeşlerinin şehit çocuklarının fedakârlığına borçluyuz. Bu vatan için bu bayrak için bu ülkenin anayasal değerleri ve bölünmez bütünlüğü için kendisini feda eden hem de genç yaşta hayatını kaybeden çok değerli şehitlerimize borçluyuz. Tabi şehitlik makamı bizim inancımıza göre çok değerli. Lakin ateş düştüğü yeri yakıyor. Acınız da bir o kadar büyük. Bize düşen her zaman sizlerin yanında olarak bu acıyı bir nebze de olsa hafifletmek. Bizler hem gazilerimizin hem de şehit ailelerimizin yanındayız. 19 Eylül Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e mareşallik unvanının verildiği bir tarih. Bu vesileyle tüm şehitlerimize rahmet, gazilerimize sağlıklı bir ömür diliyorum” diye konuştu.