Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde başlayan yağmur sonrasında Ezine Çayı’nın da taşması ile birlikte sel felaketi yaşandı. İlçenin büyük bölümü sular altında kalırken bölgeye hemen AFAD, UMKE ve JAK timleri gönderildi. Ekipler arama kurtarma çalışmalarını aralıksız sürdürürken itfaiye ekipleri de araçların ulaşabildiği noktalardan vatandaşları tahliye etmeye devam ediyor. Sel sularının tüm ilçe merkezini kapladığı Bozkurt’ta sel sularına gömülen binalarda mahsur kalanlar yüksek kat ve çatılara sığınarak kurtarılmayı bekliyor. Arama kurtarma çalışmaları gece geç saatlerde de devam ediyor.
Geceyi dışarıda geçiren vatandaşlar ise zor anlar yaşıyor. Evlerine giremeyen, yakınlarından haber alamayan onlarca vatandaş, gelecek iyi bir haberi bekliyor.
Sel felaketine dün öğlen saat 12.00’da yakalandığını anlatan ve saatlerdir günü dışarıda geçirmek zorunda kalan Sultan Özkan, “Ben sele yolda yakalandım. Evime ulaşamadı. Servisle hastanenin orada indim. Yaklaşık 3 saat hastanede mahsur kaldık. Bizi kurtarmak için araç geldi. Hastane personelleri ile birlikte oradan tahliye olduk. Sonra bize, ‘yükseklere doğru çıkın’ dediler. Oralarda bekledik. Ben daha sonra komşumun evine gittim ama oradan da çıkmak zorunda kaldım. İnşaata sığınmak zorunda kaldım. Sonra yağmur azalınca dışarıya çıktım. Baktım ki felaket, felaket” dedi.
Gördüğü manzarayı, "Anlatılacak gibi değil’ cümlesiyle ifade eden Özkan, şu ifadeleri kullandı:
“Arabalar üst üste yığılmış, insanlar sele kapılmış. Kayıpların çok olduğu söyleniyor. Biri diyor 50 kayıp, biri diyor 150 kayıp. Bizde bilemiyoruz. Babam evde, kardeşim aradı ve iyi oluğunu söyledi. Kendisine ulaşamadım galiba şarjı bitti. Ben gündüz saat 12.00’den bu yana dışarıdayım. Böyle bir olay hiç yaşamamıştım. Hep duyuyor, görüyor, izliyorduk. Allah bize de yaşattı. Bilmiyoruz sabah nasıl olur. Bu geceyi dışarıda geçireceğim. En azından güvenli.”
Eşi ve 2 kızıyla birlikte Trabzon’dan, Kastamonu’ya gelen ve sele yakalanan Bahri Yazıcı ise “Benim çocuklarım hala evde. 5. katta mahsur kaldılar. Ben de eve giremiyorum. Telefonla görüştük, şarjım bitti. ‘Merak etmeyin, iyiyim’ dedim. Huzursuzlar, korkuyorlar ama eve de giremiyorum. Sağlık durumları iyi. 2 kızım var eşim de mahsur kaldı. Kayınpederim burada onun yanına gelmiştik. Trabzon’dan gelmiştik, 4 gün sonra Bartın’a geçecektik. Maalesef böyle bir olayla karşılaştık. Böyle bir şeyle hiç karşılaşmamıştım. İnsanların kaçması, insanlar yüksek yerlere kaçmaya başladı. Büyük bir felaket. Zor gece. Bizim kaybımız yok o yüzden biraz daha rahatız ama başkaları için çok üzülüyoruz. Ölen çok diyorlar” şeklinde konuştu.
(İHA)