Yaşar Üniversitesi tarafından ‘15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen çevrimiçi törende, Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre İşeri tarafından “Türk medyası ve 15 Temmuz Darbe Girişimi” başlıklı seminer verildi. Anma töreninde konuşan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, “Demokratik toplumlarda, toplumu bilgilendirme ve yönetimleri gözetleme işlevi üstlenen medyanın, kendisi de demokratik esaslara göre yapılandırılmak zorundadır” dedi.
Yaşar Üniversitesinde, ‘15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ anma etkinlikleri kapsamında, çevrimiçi tören düzenlendi. Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre İşeri tarafından “Türk medyası ve 15 Temmuz Darbe Girişimi” başlıklı seminer verilirken, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer de konuşma yaptı. Dinçer, “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında; ülkemizin kuruluşundan bu yana vatanımız uğruna yitirdiğimiz, başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi, rahmet ve saygıyla anıyoruz. Dünya olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Bu yıl fiziksel olarak bir araya gelemesek de çevrimiçi olarak yine hep birlikteyiz. Böylesi günlerde bir araya gelerek milli birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunun vurgulanmasının, toplumsal hafızayı diri tutmak adına önemli olduğunu düşünüyorum. Demokratik toplumlarda, toplumu bilgilendirme ve yönetimleri gözetleme işlevi üstlenen medyanın, kendisi de demokratik esaslara göre yapılandırılmak zorundadır" diye konuştu.
"Medya, demokratik bir kamuoyunun inşasına katkı sağlar"
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yılında, İzmir’deki bir toplantıda gazetecilere hitaben söylediği sözleri hatırlatan Dinçer, "Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, ’Türkiye basını, milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır’. Medya, demokratik bir kamuoyunun inşasına katkı sağlar. Ben sadece, üniversitem adına, bu ülkenin aydınları olarak cumhuriyete ve demokrasiye her zamankinden daha çok sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
""Kamu yararının gözcüsü medya"
Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre İşeri ise, 15 Temmuz örneğinde olduğu gibi medyanın kamu yararının gözcüsü olarak dördüncü güç yani kontrol erki işlevini yerine getirdiğine dikkat çekti. Prof. Dr. İşeri, şöyle konuştu: “15 Temmuz 2016’da Türkiye, sadece tarihinin en kanlı darbe girişimlerinden birine değil aynı zamanda en kapsamlı terör saldırılarından birine maruz kaldı. Türk halkının milli birlik ruhu içerisinde demokrasiden taraf duruşuyla, darbe girişimi püskürtüldü. Böylece, inişlerle ve çıkışlarla dolu olan Türkiye’nin demokrasi tarihi, bir kritik eşikten daha geçti. Türk halkının demokrasi mücadelesi yönünde seferber olmasında; televizyon, sosyal medya ve çeşitli dijital platformların önemli rolü olmakla beraber milli birliktelik ve demokrasi vurgusu yapan ulusal basının da bu mecralarda yoğun şekilde kullanıldığı unutulmamalı. Böylece; ulusal medya, haber içerikleriyle halkı aydınlatarak demokratik katılım örneği olarak ‘demokrasi nöbetleri’ tutmaları için halkın seferberlik vesilesi olmuştur. 15 Temmuz örneğinde görüldüğü üzere medyanın kamu yararının gözcüsü olarak dördüncü güç işlevini yerine getirmesi demokrasilerin olmaz ise olmazıdır. Tabii medyanın bu işlevini kalıcı bir şekilde yerine getirmesi için düşünce ve basın özgürlüğünün her koşulda tesis edilmesi gerekir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği üzere; ‘Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve izmihlal (yok oluş) vardır. Her terakkinin (ilerlemenin) ve kurtuluşun anası hürriyettir.’"