Kuşadası’na bağlı Yeniköy’de yerleşim yerine 300 metre mesafedeki bir tepede taş ocağı açılması için verilen izin Aydın İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.Taş ocağı için verilen iznin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Aydın 1. İdare Mahkemesi’nde dava açan köylüler, düzenledikleri eylemlerle de seslerini duyurmaya çalışmıştı.Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından özel şirkete 14 ay önce Kuşadası’na 10 kilometre mesafedeki 180 hane, 725 nüfuslu kırsal Yeniköy’deki Madentepe Mevkisi’nde 93.29 hektarlık alan içinde ’Kalker ocağı (patlatma) ve karma-eleme tesisi’ kurulması için izin verilmişti. Yerleşim yerine yaklaşık 300 metre mesafede taş ocağı kurulması için verilen iznin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Aydın İdare Mahkemesi’nde dava açan Yeniköylülerin gelişmelere büyük tepki göstermiş ve 27 Temmuz tarihinde madenin yapılacağı bölgede eylem gerçekleştirmişti. Bilirkişi heyetinin incelemesini tamamlamasının ardından Aydın İdare Mahkemesi’nde duruşmalı olarak devam eden dava köylülerin lehine sonuçlandı. Taş ocağı izninin iptal edildiği Aydın 1. İdare Mahkemesi’nin oybirliği ile alınan kararında, “ Dava dosyasının incelenmesinden; Aydın İli, Kuşadası ilçesi, Yeniköy mevkiindeki İsmail Hakkı Beğen tarafından yapılması planlanan 200700225 numaralı kalker ocağı ve kırma eleme tesisi Projesi ile ilgili olarak, Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafındanverilen 26/12/2016 tarih ve 2016756 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi gerekli değildir" kararının davacılar tarafından 30.12.2016 tarihinde davalı idarenin web sayfasından öğrenilmesi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü amacıyla mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış olup, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 28.11.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; " Ruhsat alanı parsele komşu ve ulaşım yolu etrafında tarım arazilerinin bulunduğu, yörenin özellikle zeytin, meyve, tahıl ve sebze yetiştiriciliğinin yoğun yapıldığı bir tarımsal üretim bölgesi olduğu,ruhsat alanının yakın çevresinde zeytin alanlarının olduğu, komşu parsellerde 300-400 m. mesafede zeytin ve 500-600 m. mesafede ise sebze ve tahıl ekim alanlarının bulunduğu, zeytin yaprakları yüzey özellikleri nedeniyle toz tutmaya ve biriktirmeye eğilimli olduğu, özellikle daha tüylü olan yaprak alt yüzeylerinin daha fazla toz tutmaya elverişli olduğu, yaprakların üzerinde yerleşmiş toz tabakası ışığı engellemesiyle fotosentez olayını ve stomaları kapatmasıyla solunumu engelleyeceği için gelişme ve büyümeyi yavaşlatacağı,bu durumun erken yaprak dökümüne, sürgün ve yaprak gelişiminin yavaşlamasına, verimin azalmasına yol açacağı,ayrıca çiçeklenme döneminde oluşan toz kirliliği döllenmeyi ve meyve tutumunu dolayısıyla alınacak verimi olumsuz etkileyeceği, dava konusu proje alanının kuzey yönünde 400 m. ve güney yönünde 300 m. mesafede zeytinlik alanların bulunduğu, PTD belirtildiği üzere bölgedeki hakim rüzgar yönü etkisi ile üretim ve patlatmadan kaynaklı havada asılı ve çöken PM emisyonlarından en çok NNW (kuzey-kuzeybatı), N (kuzey), NNE (kuzey-kuzeydoğu), NE (kuzeydoğu), ENE (doğu-kuzeydoğu), E (doğu) ve ESE (doğu-güneydoğu) yönlerinin etkileneceği,dava konusu proje alanının çevresinde bölgeye özgü ürün olan zeytin yanı sıra tahıl ve sebze gibi yoğun tarım yapılan alanlar mevcut olduğu,toz emisyonu açısından PTD de öngörülmeyen zararlar söz konusu olacağı, Orman içerisinde ve civarında yaşayan halkın ormanla olan ilişkileri, karşılıklı olarak işgücü ve gelir sağlaması bakımından olumlu olduğu,bu bakımdan dava konusu sahada madencilik faaliyetlerinin gerçekleşmesinin orman köylüsüne olan etkilerinin tam olarak belirlenmesi, alternatif geçim kaynaklarının ortaya konulması ve ÇED süreci kapsamında halkın katılımı toplantısı ile köylünün görüşlerinin alınmasında büyük yarar görüldüğü, İncelenen sahanın Küçük Menderes Havzası içinde yer almakta ve kuzey kısmında İzmir, güney kısmında ise Aydın il sınırları içinde kaldığı, saha ve yakın çevresinde baraj ve yüksek debili nehir gibi önemli bir yüzeysel su yapısının mevcut olmadığı,sahanın verimli orman vasfında olduğu, sahanın koruma altındaki alan statüsündeki Meryem Ana Tabiat Parkı’na yaklaşık 3,5 km. mesafede olduğu ve sahaya yaklaşık 2 km. mesafeden başlayan koruma altındaki büyük bir muhafaza ormanının da mevcut olduğu, Proje Tanıtım Dosyasındaki (PTD’deki) dava konusu faaliyet ve çevreye olası etkileri ile ilgili jeolojik değerlendirmeler yetersiz ve eksik olduğundan "Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) gerekli değildir" kararının jeolojik ve hidrojeolojik açıdan uygun olmadığı, Dava konusu proje alanının çevresinde bölgeye özgü ürün olan zeytin yanı sıra tahıl ve sebze gibi yoğun tarım yapılan alanların mevcut olması, toz emisyonu açısından PTD de öngörülmeyen zararların söz konusu olacağı değerlendirilerek dava konusu proje alın için Çevresel Etki Değerlendirme Gerekli değildir kararının tarım faaliyetleri açısından uygun olmadığı, Dava konusu sahada madencilik faaliyetlerinin gerçekleşmesinin orman köylüsüne olan etkilerinin tam olarak belirlenmesi, alternatif geçim kaynaklarının ortaya konulması açısından PTD’nin yeterli olmadığı, ÇED sürecindeki geniş kapsamlı çalışmalar ve halkın katılımı toplantısı ile bu durumun detaylı değerlendirilmesi gerektiğinden "Çevresel Etki Değerlendirme Gerekli değildir" kararının orman ve ormancılık açısından uygun olmadığı, Proje Tanıtım Dosyası kapsamında sunulan toz modelleme çalışmalarının dava konusu sahaya en yakın meteoroloji istasyonu olan Kuşadası Mİ (7.5 km mesafe) verileri değil, 45 km mesafedeki Aydın Mİ verileri kullanılarak yapılması sebebi ile PTD’ye dayanarak verilen "Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) gerekli değildir" kararının çevresel etkiler açısından uygun olmadığı "görüşlerine yer verilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, davalı idarenin itirazları yerinde görülmeyerek rapor karara esas alınabilecek yeterlilikte bulunmuştur. Bu durumda; dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunda yer alan tespit ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, kalker ocağı ve kırma eleme tesisi projesinin önemli çevresel etkilerinin olacağı, proje tanıtım dosyasındaki eksiklikler, projenin uygulanacağı saha, coğrafya bir bütün olarak değerlendirildiğinde, gerek canlı ve bitki çeşitliliği ve gerekse de Aydın İlinin ve projenin uygulanacağı sahanın tarımsal potansiyeli ile projenin olası etkileri dikkate alındığında bilirkişi raporunda da vurgulanmış risk ve etkiler sebebiyle ÇED sürecinin işletilmesi ve neticede ortaya çıkan duruma göre iş ve işlemler gerçekleştirilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup belirtilen sebeplerle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir“ denildi.