Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Ayvalık Anadolu Lisesi (AYAL) bünyesindeki Tarih Kulübü düzenlediği konferansla Asılsız Ermeni Soykırımı Yalanı’nı belgelerle çürüttü.AYAL’in Tarih Kulübü öğretmen ve öğrencileri tarafından Ayvalık Belediyesi’ne ait İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa Tarihçi Yazar Hüseyin Adıgüzel de konuşmacı olarak katıldı.Okul Müdürü Veli Tuncay’ın öncülüğünde, AYAL Tarih Kulübü öğretmen ve öğrencilerinin ev sahipliğinde gerçekleşen konferansta; Ayvalık Belediye Meclis Üyesi Halil Gür, ilçedeki birçok okulun müdürü, gaziler ve kalabalık bir vatandaş topluluğuyla öğrenciler hazır bulundu.Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın bir ağızdan seslendirilmesiyle başlayan konferansta konuşan Tarihçi Yazar Hüseyin Adıgüzel, Ermeni Soykırımı iddialarının tamamen yalan olduğunu asıl soykırımın o coğrafyada Türk’lere yönelik gerçekleştiğini savundu.Ermenilerin tarihte dünyanın hangi coğrafyalarında yaşadıklarını ve Balkan halklarından Ari ırkına mensup olduğunu kaydeden Hüseyin Adıgüzel, Ermeni tarihçilerinin kendi tarihleri ile ilgili yazdıklarının efsanelere dayandığını, Ermeni isminin ilk defa etnik mensubiyet için değil, dini mensubiyet ismi olarak kullanıldığını anlattı.Anadolu tarihi boyunca çeşitli çağlarda Lidyalılara, Frigyalılara, Ermen boylarına, Romalılara, Bizanslılara, Jasanilere, Şiraklara bağlı olarak yaşayan Ermenilerin son dönemlerde önce Selçuklulara, sonra da Osmanlılara bağlı olarak yaşadıklarını belirten Hüseyin Adıgüzel, “Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan Ermeniler, Osmanlı’nın eşsiz yönetim tarzından yaralanmışlardır. En fazla kızdıkları İttihat ve Terakki Partisi döneminde ülke yönetiminde bakanlık bile yapmışlardır. Her çeşit zanatı yapmışlardır, mimar-müsikişinaslık, el sanatlarında oldukça gelişme göstermişler, istedikleri gibi yaşamışlar, dillerini, dinlerini serbestçe kullanmışlardır. İbadetlerini serbestçe yapmışlardır. Türklerle hiçbir sorunları olmamıştır. Ta ki 1877-78 yıllarında gerçekleşen Rus Savaşı’na kadar. Ermeni meselesi ilk defa resmi belgelere bu savaşın sonunda imzalanan Berlin anlaşması ile girmiş ve yer değiştirme olaylarına kadar sürüp gitmiştir” dedi.Ermeni meselesini yer değiştirme olayına götüren ve meselenin miladının Hınçak ve Taşnaksütyun Cemiyetlerinin kurulması olduğunu belirten Tarihçi- Yazar Hüseyin Adıgüzel, “1887 yılında İsviçre’nin Lozan kentinde Hınça Teşkilatı, 1890’da Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te kuruldu. İki teşkilatın da kurucuları Osmanlı Ermeni değil, Rus Ermenisi idi. Bu teşkilatların öncülüğü ile İstanbul’da ‘Kumkapı Olayları’, ‘Osmanlı Bankası Olayları’, ‘Sultan Abdülhamit’e suikast girişimi’ gibi çok büyük olaylar gerçekleştirildi. Daha sonra 1. Dünya Savaşı sırasında birbiri ardına isyanlar çıkardılar. Ruslarla savaşan 3. Ordu’nun ikmal yollarını kestiler. Yaralıları götüren kafilelere saldırdılar. Köyleri, kasabaları, şehirleri basarak yangın yerine çevirdiler. Kendilerine yapılan uyarıları dikkate almadılar. Van’da büyük bir isyan çıkardılar ve Van’ın 17 Mayıs 1915 günü Ruslar’a teslim olmasını sağladılar. Bu isyan yer değiştirmenin acilen yapılması için büyük bir uyarı oldu. Osmanlı Hükümeti, İç İşleri Bakanı Talat Paşa’nın teklifi ile meclise 3 maddelik ‘Yer Değiştirme ve İskan Kanunu’ sevk etti Kanun 27 Mayıs 1915 günü mecliste kabul edildi. 1 Haziran 1915 günü Takvim-i Vekayı (Resmi Gazete) de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bunun sonunda yer değiştirmeler başladı. Ermeniler bu yer değiştirmeyi Tehcir olarak dünyaya lanse etti. Oysa bunun aslı bir tehcir değil, yer değiştirmeydi. Bu yapılan olay aslında Ermenilerin 1897 yılından bu yana Azerbaycan Türklerine 100 yıldan fazla süren yer değiştirme olaylarının yanında çok basit kalmasına rağmen, Osmanlı’nın yaptığı soykırım oluyor da, Ermeni’nin yaptığı nasıl soykırım olmuyor? ” diye sordu.Ermenilerin soykırım tezlerine destek verenlerin belge olarak kullandıkları 4 önemli hususun olduğuna işaret eden Hüseyin Adıgüzel, “Bunlardan biri; Arom Andonya’nın Naim Efendi’nin anıları yada Ermeni katliamına dair resmi Türk belgeleri, ikincisi O dönemde ABD’nin Büyük Elçisi olan Morgantaeu’nun anıları, üçüncüsü İngilizlerin Wellington Hause bölümünün hazırlandığı mavi kitap ve dördüncüsü de Kürt Mustafa Paşa mahkemesinin zabıtlarıdır” diyerek bu dört maddenin açıklamalarında bulundu.