Ayvalık’ta ana karaya 600 metre uzaklıktaki, 275 bin metrekare yüzölçüme sahip Çiçek Adası’nda yaşamaya karar veren Afacan çifti, ada sahiplerinden merhum Nuh Katarin'den izin alarak adaya yerleşti. Modern hayattan uzak adada yaşamı seçen Afacan çifti, Rumlar zamanından kalan, viran haldeki taş yapılardan birini onararak tavuk, ördek ve koyun yetiştirmeye başladı. Bir de köpekleri olan Afacan çifti, ihtiyacı olan elektriği karşılamak için rüzgâr enerji sistemi kurdu. Kullanım suyunu Kaz Dağları'ndan gelen adadaki kuyudan karşılayan çift, içme suyunu ise Ayvalık’tan getiriyor. Ayvalık’ın Yumurta ve Kız adalarının görülebildiği, kentin seyredilebildiği Çiçek Adası'nda her sabah erkenden kalkan Afacan çifti, hayvanlarını besledikten sonra ada çevresinde dolaşıyor. Adadaki münzevi hayatın huzurundan vazgeçmek istemediğini belirten Hüseyin Afacan, yalnızlıktan hiç sıkılmadıklarını, zaten tanıdıklarının sık sık ziyaretlerine geldiğini belirtti.
Elektriklerini kendi kurdukları rüzgar türbiniyle karşılayan çift, kullanma suyunu adadaki kuyudan, içme suyunu ise Ayvalık'tan taşıyor. Afacan çifti, ada yaşamında tüm zorluklarına rağmen mutlu olduklarını söylüyor.
Robinson Crusoe‘un bir adada geçen yaşamına özenen ve şehir yaşamının kaosundan kaçmayı tercih eden Hüseyin Hulusi Afacan (78) ile eşi Ayşe Afacan (75), Ayvalık'ın zeytin ve çam ağaçlarıyla kaplı, nergis çiçekleriyle ünlü Çiçek Adası'nda 15 yıldır yalnız başlarına yaşam sürüyor. 25 yıl Almanya’da yaşadıktan sonra büyüdüğü Ayvalık ilçesine dönen Hüseyin ve Ayşe Afacan çifti, su ürünleri üzerine eğitim alan oğulları Hakan Afacan’ın Çiçek Adası yakınlarında kurduğu balık çiftliğinin 2003 yılındaki fırtınada kullanılamaz hale gelmesinin ardından tüm mal varlıklarını kaybetti. Üzüntüden beyin kanaması geçiren oğullarını tedavi ettiren Afacan çifti, bu zorlu süreçten sonra yeni bir arayışa girdi.