Küresel iklim değişikliğiyle birlikte son yıllarda tropikal ve subtropikal meyve üretiminin yaygınlaştığı Akdeniz iklimine sahip Antalya'da, muz, mango, ejder meyvesi de denilen pataya gibi meyvelerin yanı sıra, avokado da ciddi bir üretim potansiyeline ulaştı. Avokado ile Türkiye'yi tanıştıran Batı Akdeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürlüğü'nün (BATEM) yıllık 10- 15 bin fidan üretimi bulunuyor. Bu fidanlardan almak isteyen üreticiler ise bir yıl önceden sıraya giriyor.
1970'li yıllarda ülkemize giriş yapan ve uluslararası literatürdeki dört türün Antalya'da BATEM tarafından adapte edildiğini açıklayan Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen, Akdeniz sahil bandında 2018'de 3 bin 100 ton olan üretim miktarının, 2019'da 4 bin 200 tona yükseldiğini belirterek, “Antalya, coğrafi işaretli ürün olan avokado üretiminde yüzde 81'lik oranla Türkiye birincisi" dedi.
Son yıllarda üretim alanlarında özellikle Alanya, Gazipaşa ve Manavgat ilçelerinde ciddi bir artış yaşandığını söyleyen Mustafa Özen, "Önümüzdeki yıllarda üretim miktarı anlamında sadece Antalya olarak 10 bin tonu görürüz diye beklentimiz var. Çünkü son zamanlarda çok ciddi şekilde Manavgat, Gazipaşa ve Alanya bölgelerinde ekim yapıldı. Bunlar 2- 3 yıl sonra meyve vermeye başladığında daha fazla üretimimiz olacak" diye konuştu.
Antalya bölgesinde şu anki üretim alanının 5 bin dönüme yakın olduğuna işaret eden Özen, iki yıl sonra üretim alanında 3 bin dönüme yakın artış beklediklerini kaydetti. 1 dönüme yaklaşık 30 ağaç dikimi yapılabildiğini belirten Özen, "Genel itibarıyla meyveye yatış 5- 6 yılda olur, ama 3-4 yıl sonra da ürün alımına başlanır. Ağaç başına verim ortalaması 50- 60 kilogram. 3-4 yılda ise yarısı kadar meyve alınabilir" dedi.
Avokadonun son yıllarda aroması, lezzeti ve sağlık açısından faydalarıyla iç pazarda yeni tanınan bir ürün olduğunu dile getiren Özen, "İklim değişikliklerine bağlı ilimizde alternatif ürünleri geliştirmemiz gerekiyor. Avokadonun güzel bir pazarı oluştu ve tüketimi Türkiye geneline yayıldı. Üreticilerimiz de para kazandığı için yönelme var. Hangi ürün olursa olsun, birim alandan daha fazla kâr edecek ürünler yetiştirmemiz gerekiyor. Antalya olarak da tropik ve subtropik meyvelerin adaptasyonunda ciddi mesafe kat ettik" diye konuştu.
Avokadonun Türkiye'ye 1970'li yıllarda BATEM tarafından getirildiğini aktaran BATEM Müdürü Abdullah Ünlü, bugün üretimi yapılan çeşitlerin Hass, Reed, Wurtz, Zutano, Fuarte, Pinkerton, Ettinger, Bacon olmak üzere 8 tür olduğunu kaydetti. Türler arasında hasat dönemleri, lezzet ve şekil farklılıkları olduğundan bahseden Abdullah Ünlü, 1983 yılından bugüne üreticilere 100 bin fidan dağıtıldığını kaydetti.
Üretim kapasitesinin ise dört tescilli anaçtan verdikleri tohuma göre yıllık 10-15 bin fidan olduğunu söyleyen Ünlü, çok yoğun talep olması nedeniyle fidan almak isteyen üreticilerin başvurularının bir yıl önceden alınmaya başlandığını açıkladı. Her yıl ağustos ayında alınan taleplere göre üreticilerle sözleşme yapıldığını dile getiren Abdullah Ünlü, "Talep çok daha fazla. 40-50 bin gibi talep var. Ancak üretim kapasitemiz 10-15 bin adet. Ayrıca özel sektör de üretim ve satış yapıyor" dedi.
Avokadonun üreticiye para kazandıran bir ürün olduğuna dikkati çeken Ünlü, şöyle konuştu:
"BATEM olarak biz kilosunu 38 liradan satıyoruz. Ancak piyasada 60- 80 lirayı buluyor. Genellikle marketlerde ve pazarlarda tane satışı yapılıyor. Ortalama tane fiyatı 6 lira. Şu anda iç tüketime ancak yetiyor. Ama yavaş yavaş Avrupa ülkelerinin yanı sıra Rusya ve Ukrayna'ya da ihracat başladı. Üretim miktarı arttığında ihracatın artmasını bekliyoruz."
Avokadonun sağlık açısından da önemli olduğunu vurgulayan Ünlü, "Özellikle A, B ve E vitaminleri ile doymamış yağ asitleri açısından çok zengin. İnsan sağlığı açısından da en önemli kısmı bu. Avokadonun aynı zamanda vücutta zararlı maddeleri etkisiz hale getiren ve antioksidan bir besin olduğu belirtiliyor. Kalsiyum ve vitamin değerlerinin çok yüksek olması nedeniyle çocuk gelişimi açısından da çok önemli bir ürün. Günde en az bir tane yemekte fayda var" diye konuştu.
KAYNAK:DHA