Siirt’te 48 yıl önce bir sokak tabelasında gördüğü Yılmaz Güney’in fotoğrafından etkilenen Kerim İpek, daha 13 yaşındayken ilk çizimini yaptığı ressamlıkta yarım asrı devirdi.Siirtli Kerim İpek, 48 yıl önce bir sokak tabelasında gördüğü Yılmaz Güney’in fotoğrafından etkilenerek, resim çizmeye başladı. 13 yaşında ilk çizimini yapan İpek, teknolojinin gelişmesi ve makinelerin çıkmasıyla fırçaların tarih olduğunu belirtti. 1958’de Eruh ilçesinde dünyaya geldiğini belirten İpek, “Yaşım büyük olduğu için okula gitmek istemiyorduk. Yetim olduğum için komşularımın baskısıyla okula başladım. Küçükken Kur’an da okuyordum. 6 yaşında Kur’an’ı hıfzettim. Kur’an sayesinde okuma yazmayı daha iyi öğrendik. Yaz aylarında inşaatta çalışıyordum. Param yoktu, arkadaşlarımın yardımıyla 1971-74’te merkez ortaokuluna gittim. Resim yeteneğim çok iyi olduğu için bana fırça boya temin edip köhne bir yerde Cumhuriyet Garajında iş yeri açtılar. Gündüzleri okuyor, akşamları da iş yerimde çalışıyorduk. Fırçalarımı ve boyalarımı çok seviyorum” dedi.“13 yaşında sokakta başladım”Resim çizmeye 13 yaşında sokakta başladığını aktaran İpek, "Yılmaz Güney’in bir fotoğrafından etkilendim. Bana adeta ilham kaynağı oldu. 1974’te Kıbrıs çıkarmasında ‘Yavuz Gemisi’ yara almıştı ve yurdun her yerinde yardım yağıyordu. Ben de bir nebze olsun bir aylık gelirimi ’Yavuz Gemisi’ne katkıda bulundum. Bu yardımım o günkü basında da yer aldı. 1975 öğretmen lisesini kazandık ve öğretmen oldum. O zaman 800 kişi arasında ikinci geldim. Mezun olduktan sonra ilk atamam kendi memleketim Yokuşbağlar köyüne oldu. Yıllar yılları kovaladı ve fırça dönemi bitti. O yıllarda nice dev portreler çizmiştik, 12 Eylül darbe zamanında Siirt’in en yüksek binası 6 katlıydı. Kenan Evren’in resmini dev bir şekilde çizdim” diye konuştu.30 yıllık fırçaları duruyorGündüz okulda ders verdiğini akşamları da iş yerinde fırça ile tablo yaptığını anlatan İpek, "Öğretmenlik çok kutsal bir meslektir. Öğretmenlik mesleğini çok seviyorum, 2018 yılında öğretmenlik mesleğine son noktayı koyarak emekli oldum. Özgen Pasajında 44 yıl çalıştım, teknolojiyle birlikte meslek bitme aşamasına geldi. Ama hala 30 yıllık fırçalarım duruyor. Onları asla atmayı ve satmayı düşünmüyorum, çünkü onlarla ailemi geçindirdim ve ekmek parası kazandırdım. Hey gidi günler. Dev portreler artık fırçayla değil de son model cihazlarla yapılıyor. Ne zaman makineler çıktı, teknoloji geliştiyse fırçalar da tarih oldu” ifadelerini kullandı.