Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde düzenlenen Üniversite Hastaneler Birliği (ÜHB) 18’inci Toplantısına katılan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, yaşanan sıkıntıların farkında olduklarını belirterek, “Özellikle eğitimde kaliteden hiç ödün vermemek yeni YÖK olarak önümüze koyduğumuz birinci hedeftir” dedi.Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre Merkezi’nde, 2 gün sürecek olan Üniversite Hastaneler Birliği 18’inci Toplantısı yoğun katılımla başladı. Toplantıya katılan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Yükseköğretim kurumu olarak hedeflerinin, toplumun sağlığını koruyan, hastalandığında onlara iyi bakan, memleketini iyi tanıyan yetenekli hekimler yetiştirmek olduğunu söyledi.21’nci Yüzyıl’da bilginin hızla arttığına dikkat çeken Yekta Saraç, konuşmasının bir bölümünde şunları söyledi:“Bilginin yoğun olarak artması kadar yarı ömrünün de gerçekten çok kısalmış olması eğitim dengelerini de sıkça gözden geçirmemizi zorunlu kılıyor. Bazı bilimsel yayınlara göre; 1950’li yıllarda bilginin yarı ömrünü 50 yıl olarak verilmekteydi. Bu rakam, 80’li yıllarda 7 yıla, 2010’da 3,5 yıla düşmüş. 2020’de ise bilginin yarı ömrü 73 gün olarak hesaplanıyor. Birden kulağa hoş gelse de, her alanda ama özellikle tıpta bu kavramların getireceği problemleri de eğitim süresince göz önüne almamız gerekiyor. Yüksek teknolojinin hızla ve en sık kullanıldığı alan olan tıp bilimi, toplum için pahalı bir biyomedikal yol açmaktadır. Dolayısıyla, insanı insan yapan değerlere ve kavramlar sanki değer yitirmekte. Klasik tıp mesleği anlayışının içine kazanç kavramının girmesi bir takım yozlaşmalar yanı sıra eşitsizlikleri de beraberinde getirmiyor mu acaba? Söylemek istediğim, değerlerin farklılaştığı bir ortam var. Buna uyumlu yüksek etik değerler ve yüksek kalite ile bir hekimi nasıl yetiştireceğiz, özenle çalışmamız gereken bir konu bu.”Tıp fakültelerinin kaliteli tıp eğitiminin verildiği yerler olduğunu belirten Saraç, “Bu eğitim kurumlarından beklediğimiz diğer önemli iki kavram hizmet ve yüksek düzeyde araştırmalardır. Yükün ağır olduğunu düşünmekteyim. Kaliteli eğitim vereceksiniz, kaliteli hizmet sunacaksınız, aynı zamanda da yüksek düzeyde araştırmalar gerçekleştireceksiniz. Aslında hepsine de mecburuz, bunları yapabilecek birikimimiz mevcuttur” diye konuştu.Kaliteden ödün vermeme adına tıp fakültesine girebilmek için ilk 40 binde yer alma şartını koyduklarını örnek gösteren Saraç, “Düzenlemenin geri dönüşleri bize olumlu olarak ulaştı. Toplumun çok farklı kesimlerinin bu düzenlemeye destekleri yükseköğretimin toplum için ayrışma değil uzlaşı noktası olabileceğine dair umutlarımızı yeşertti. Yeni YÖK olarak bütün uğraşımız, gayretlerimizle dikkat ettiğimiz bir noktadır bu” diye konuştu.Türkiye’deki tıp fakültesi sayılarına da dikkat çeken Saraç, şunları söyledi:“Ülkemizdeki Tıp Fakültesi sayılarına baktığımızda, Türkiye’de 64’ü devlet üniversitesinde ve 29’u vakıf üniversitesinde olmak üzere toplam 93 tıp fakültesi var. Bu fakültelerdeki öğrenci sayımız 52 bin, öğretim üyesi sayımız 12 bin civarında. 2014 yılı verilerine göre, Türkiye’deki hekim sayısı 130 bin civarında, bunların 28 bin 500’ü üniversitelerde.”“YENİ AÇILAN FAKÜLTELERDE SIKINTILI SÜREÇLERİN YAŞANDIĞINI BİLİYORUZ”Yeni açılan tıp fakültelerinde yaşanan sıkıntıları bildiklerini belirten Saraç, “Gelişmiş üniversitelerimizin özellikle temel bilimler alanlarında doktora programlarını ciddiyetle gözden geçirmeleri gerekmektedir. İşte tam da bu noktada Üniversite Hastaneler Birliğinin birçok disiplini bir araya toplayabilme, tartışabilme konusundaki gayretlerini son derece önemsiyorum ve çıkan sonuçları başında bulunduğum Yükseköğretim Kurulunun dikkate alacağından emin olmanızı istiyorum. Hükümetimizin de sorunlara ve çözüm önerilerinize önemle yaklaşacağına inanıyorum” dedi.OECD ülkelerinde son 10 yıllık dönemde kamu sağlık harcamaları reel olarak yıllık bazda yüzde 4,1 oranında artarken Türkiye’de bu oranın yüzde 9,1 ile Lüksemburg’un arkasından ikinci sırada olduğunu belirten Prof. Dr. Yekta Saraç, “Sağlık hizmetlerindeki bu maliyet artışları doğal olarak Üniversite Hastanelerini de etkileyerek, finansal sorunlarla karşı karşıya kalınmasına neden olmuştur. Biraz önce de ifade etmeye çalıştığım gibi üniversite hastanelerinin ana amacı eğitim ve araştırmadır. Tabii ki hizmet sunumu da görevlerinden biridir. Ancak, üniversite Hastaneleri finansal sorunlarının temelinde, gelirlerin giderleri karşılayamadığı, sonuçta hizmet sundukça artan oranda zarar eden ve borçlanan bir bilançoya sahip olunduğu, akademik çalışmalarla gösterilmiştir. Bu durum, sadece son beş yılda, 2.7 misli bir artışla toplamda Üniversite Hastaneleri için tedarikçilere borçların 1.4 milyar TL’den 3.8 milyar TL’ye sıçramasına yol açmıştır” diye konuştu.“SORUNLARIN REFORM PAKETİNE YANSIYACAĞINI UMUT EDİYORUM”Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile yaptıkları görüşmeden bahseden Saraç, sözlerinin devamında şunları söyledi:“Bu ekonomik değerlendirmelerin sadece para ile ölçülen tespitler şeklinde algılanmamasını dilemekteyim. Ülkemiz sağlık sisteminin geleceğindeki muhtemel riskleri vurgulamak ve eğitim kalitesinde olumsuzluklar doğurmadan bu konulara hep birlikte ve ivedilikle çözüm bulabileceğimizi ifade etmek istiyorum. Üniversite Hastaneleri’nin sorunları ve çözüm önerileri, bu günlere gelinceye kadar; Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nu oluşturan Sayın Bakanlarımız ve bürokratlarının katılımları ile gerçekleştirilen toplantılarda defalarca tartışılmış, bazılarına yönelik çözümler de uygulamaya geçirilmiştir. Bu bağlamdan olmak üzere, Sağlık Bakanımız Dr. Müezzinoğlu ile Bakanlıkta ve kendilerinin bizzat YÖK’ü ziyaretlerinde üniversite hastanelerimizin özellikle finansal sorunları konusundaki ciddi ve samimi görüşmeler devam ediyor. Bunların sonuçlarının Reform Paketine yansıyacağını umut ediyorum. Bu olumlu çalışmaların devamı hepimizi rahatlatacak.”Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna ise ÜHB’nin bugüne kadar yaptığı çalışmalarla üniversite hastanelerinin sorunlarının ortaya konması ve çözümüne değerli katkılar sunduğunu belirtti.“EN VERİMLİ ŞEKİLDE ÇALIŞIYORUZ”ESOGÜ Hastanesi’nin en verimli şekilde hizmet etmek için çalıştıklarını ifade eden ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, Çok fazla insanın çalıştığı ve hizmet aldığı kurumlarda idari, mali ve personel kaynaklı sorunların yaşanmasının normal olduğunu belirtti.Prof. Dr. Hasan Gönen, ÜHB’nin kurulma nedenlerinin de üniversite hastanelerinin yaşadığı sorunları değerlendirmek, sorunların nedenlerini ortaya koymak ve bunlara çözüm yolları üretmek, bilgi ve deneyimleri paylaşmak, çağdaş sağlık hizmetiyle birlikte eğitim ve araştırma faaliyetlerini etkinleştirmek ve ortak hareket etmeyi sağlamak olduğunu söyledi.Konuşmaların ardından ikinci oturuma geçildi.