Yükselen Avrasya’da Türkiye-Rusya İlişkilerinin Geleceği konferansında konuşan Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Türkiye-Rusya arasındaki ilişkilerde altın çağın yaşandığını bildirdi.Uluslararası İşbirliği Platformu ve (UİP) Antalya Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile düzenlenen Antalya Zirvesi: "Yükselen Avrasya’da Türkiye- Rusya İlişkilerinin Geleceği" Konferansı Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde düzenlendi. Konferansın açılışında konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Türk ve Rus ilişkileri açısından büyük önem taşıyan konferansa ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını söyledi.Antalya’nın son yıllarda önemli organizasyonlara ev sahipliği yaptığını aktaran Türel, dünya ve marka şehir Antalya’ya hizmet etmekten onur duyduğunu belirtti.Antalya’nın dünyanın en gelişmiş 20 ülkesinin bir araya geldiği G20 toplantısını başarıyla gerçekleştirdiğini anımsan Menderes Türel, "Öyle ki bütün liderleri havalimanında uğurluyorken bugüne kadar gördüklerinin en iyisi olduğunu söyleyerek bize büyük bir gurur yaşattı. Yine ondan önce NATO Zirvesi ve olimpiyatlara eş değer Expo organizasyonu büyük bir başarıyla gerçekleştirildi. Bütün bunlar dünyanın gözünün Antalya’da olmasını sağladı. Antalya bundan marka değeri itibari ile çok büyük bir katkı gördü" ifadelerine yer verdi."Yeni iş ortaklıkları"Toplantının başarısının Türkiye’ye yatırım fırsatları için önemli olduğunun altını çizen Türel, "Zirvenin ana teması Türkiye’yle Rusya’nın ekonomik işbirliğini artırabilecek sektörlerin öne çıkmasını sağlayarak arama toplantılarını gerçekleştirmek. Zirve nedeniyle Antalya’ya gelen Rus işadamlarımıza Antalya’da özellikle turizm, ticaret ve sanayi alanındaki yatırım fırsatlarını ve Antalya’daki işadamları ile ortaklık kurma olanaklarını tanıtabilme imkanımızda olacak. Ayrıca bu zirve geleneksel hale gelirse her yılın mart, nisan aylarında bu tanıtımı sürekliliğini sağlayabiliriz" dedi."Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 52’lik artış"Turizm ve ekonomi bağlamında Antalya’nın Türk-Rus ilişkilerinde öneminin çok büyük olduğunu vurgulayan Türel, "Geçen yıl Antalya’ya 3 milyon 715 bin 035 Rus misafirimiz geldi. Bu rakam Antalya’ya gelen toplam turist sayısının yüzde 38’ine ulaştı. Bu yılın ilk 3 ayında toplamda 79 bin 332 Rus turisti ağırladık. Geçen senenin ilk 3 ayına göre 26 bin 841 kişilik bir artış var, bu da yaklaşık yüzde 52 oranında bir artış olduğunu gösteriyor" diye konuştu.Türk-Rus ilişkilerinin gelişmesi adına çalışmalar da yaptıklarını kaydeden Türeli "Geçen yıl hain bir terör saldırısı sonucu hayatını kaybeden Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un adını yaşatmak için Demre’de bir caddeye Karlov’un adını verdik ve anıt açılışını yaptık. Geçtiğimiz yıl Moskova’da düzenlenen Türkiye Festivali’nde Rus dostlarımıza Antalya’nın ne kadar güvenli bir turizm destinasyonu olduğunu anlattık. Rusya ile ilişkilerimizin daha da ileri gitmesi için çalışıyoruz" ifadelerine yer verdi."Vize kalkmalı"Türk-Rus Toplumsal Forumu Eş Başkanı Ahmet Berat Çonkar, iki ülkenin sahip olduğu potansiyelin çok büyük olduğunu belirterek, enerji ve turizmin dışında ticaretin çeşitlendirilmesi ve büyütülmesine ihtiyaç olduğunu bildirdi. 100 milyarlık ihracat hedefinin ulaşılabilir bir hedef olduğunu işaret eden Çonkar, "İki ülke ilişkilerinin güçlü olabilmesi beşeri ve kültürel zemininin sağlam olması bağlamında önemlidir. Türkiye’den Rusya’ya da turizmin canlanabilmesi için vizenin kalkması gerekir. İki ülke halklarının birbirini haklarındaki haberleri medya yöneticileri bir araya gelerek değerlendirmeli ve kamuoyuna doğru bilgi aktarılması adına büyük önem taşıyor" diye konuştu."Antalya Türk-Rus işbirliklerinin başkenti"Rusya Ankara Büyükelçisi Alseksey Erkhow, Rus-Türk ilişkileri noktasındaki bir konferansın Antalya’da yapılmasının önemli olduğuna değindi.Antalya’nın Rus-Türk ilişkilerinin başkenti olduğunu vurgulayan Erkhow, "Toplantının, Rusların en çok sevdiği tatil yeri olan Antalya’da yapılmasını anlamlı buluyorum. Geçen sene 4.7 milyon Rus turist Antalya’yı tercih etti. Bu sene daha da geniş bir kitleye Antalya ev sahipliği yapacak, bu rekoru kıracağımızı düşünüyorum. Bu bölgede on binlerce vatandaşımız ikamet ediyor. İki ülke arasındaki işbirliğinin gelişmesi hem turizm hem kültür hem insani açıdan gelişmesinin sınırları yoktur. Teknoloji ve ticaret alanında gelişmelerimiz iki devlet başkanının girişimleri sonucu hedeflenilen rakamlara mutlaka ulaşılacaktır. Bu hedefler büyük ama mutlaka erişmek için çabalayacağız. İlişkilerin daha da gelişmesi için doğru yerdeyiz. Rusya-Türkiye ilişkileri uluslararası arenada çok önemli bir yerde yer alıyor. Bizim çok güzel tecrübelerimiz mevcuttur. Rusya ve Türkiye’nin birlikte olduğu yerde mutlaka başarı ortaya çıkacaktır. Avrasya’nın yükseldiği yerde bu ilişkiler daha da bir önem taşıyor" ifadelerini kullandı."Yeni uçağın üretimine 2020’de başlanılacak"Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanı Yardımcısı Oleg Bocharov, Rusya’nın Antalya’da düzenlenen Eurasia Airshow’a büyük bir katılım gösterdiğini kaydederek, fuar kapsamında 2 milyar dolarlık kontrant imzalandığı belirtti.Kontrat imzalanan uçak modellerinin çizimlerini katılımcılarla paylaşan Bocharov, "Bu sadece kiralanmış bir parça bütünlüğüdür. İnternet, hız, teknolojinin uç noktalarıdır. En modern teknoloji, bu uçağın kar oranlarıdır. Uçağın çizimleri devam ediyor. Bu uçak hiç üretilemeyebilir, ortaya çıkmayabilir. Biz denemelere devam ediyoruz. 2020 yılında bu uçağın seri üretimine başlanacaktır. 20’den fazla kontrat imzalandı bu uçak için. Eurasia Airshow’da sunum yaptığımızda işbirliği ortamını gördük. Uçak bir yatırım, leasing kiralama değil bu bir hizmettir ve ciddi bir pazardır. Antalya hedeflediğimiz rakamlara ulaşırsa 100 milyar hacminin üzerinde çıkacaktır" dedi."Sesten hızlı uçak hedefi"Rusya’nın ses ötesi yolcu uçağının yapımı için çalışmaları olduğunu hatırlatan Bocharov, "Rusya Başkanı Putin bize görev olarak sundu. Ses ötesi yolcu uçakları bizim en yakın hedeflerimizdir. Tarihimizde teşebbüsler yapıldı ama insan sağlığına zarar verdiği için bu proje durduruldu" diye konuştu.Sunumunda kıtalar arası uçuşa imkan tanıyacak olan yolcu jetleri hakkında da bilgiler veren Bocharov, "Hedefimiz bir gün içinde kıtalar arasında uçuş gerçekleştirmektir. İşadamları için bu çok önemlidir. Mühendislerin önündeki en önemli görev çevre ve insana zarar vermeden ekonomik şekilde bir iş adamını dünyanın öbür ucuna iş yerine götürüp tekrar ülkesine döndürebilmektir" ifadelerine yer verdi."İlişkilerimiz gayet sağlam"Türk uçak sanayinin de hızla geliştiğini belirten Bocharov, "Orta Doğu pazarı, Türkiye merkezi olarak ciddi projelere sahne olabilecek kapasitededir. Herhangi bir işbirliği kültürel de önemlidir. Bizim ilişkilerde denemeye ihtiyaç yok, ilişkilerimiz gayet sağlam" diye konuştu."22.5 milyarlık dış ticaret hacmi yeterli değil"Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Türkiye-Rusya arasındaki ilişkinin işbirliğine dönüştüğünü ifade ederek, Avrasya’nın yükselen trafiğinde iki ülkenin ilişkilerini yükselerek devam ettireceğini vurguladı.İşbirliğinde savunma sanayi, enerji ve uçağın önemli bir yer tutuğunun altını çizen Metin "Türkiye-Rusya işbirliğinde üçüncü ülkeler üzerinde de ekonomi ve siyasal olarak bir temel oluşturmaktadır. Türkiye ve Rusya arasındaki işbirliğinin rakamlarına bakmak gerekir. Dış ticarette hedefimiz Rusya’ya 100 milyar dolarla ulaşmak. Şuan ki 22.5 milyarlık dış ticaret hacmi bizim için yeterli değil. Bu dış ticaret dengesinde Türkiye aleyhine bir dengesizlik var. Ama işin dış ticaret profilini teşkil eden sektörlere baktığımızda da her iki ülkenin ekonomisine katkısı bakımından iş dengede gidiyor" ifadelerini kullandı."Yılı 30 milyar dolarla kapatmayı öngörüyoruz"Bugün her iki ülkenin karşılıklı yatırımlarının 10 milyar doları aştığının altını çizen Fatih Metin, "Türkiye müteahhitlik sektöründe dünyada 2’nci sırada. Türk müteahhitlerin Rusya’da yaptığı yaklaşık bin 500 projenin toplam değeri 70 milyar dolardır. 2019’un ilk 3 ayında yüzde 66 gibi bir artışın olduğunu görüyoruz. Bu trendde giderse bu sene sonunu 30 milyar dolarla kapatmak uzak değil. Son dönemde enerji başta olmak üzere ve savunma sanayinde sıkı bir işbirliğimiz var. Artarak devam edecek ve Türkiye-Rusya arasındaki ilişkiler altın çağını yaşamaktadır. Bunu iyi değerlendirmeliyiz. Tarım, lojistik ve diğer sektörleri de göz önüne alarak karşılıklı kazan kazan anlayışıyla devam edeceğiz" dedi. Metin, Türk iş adamlarının Rusya’da sadece bir bölgeye yönlenmemelerini ve Rusya’yı öğrenmeleri ve yerleşik yatırım yapmalarını istedi."İki ülke köprü durumunda"Rus siyasetçi, bilim adamı ve hukuk doktoru Sergey Nikolayevich Baburin, iki devlet başkanlarının girişimleri sonucu Türkiye-Rusya ilişkilerinin çok daha iyi olduğunu ifade etti.İki ülkenin yakınlaşmasını istemeyenlerin olduğunu kaydeden Baburin, "İstiyoruz ki bu adil ilişkiler ve adil iki taraflı kazançlar mümkün olduğu kadar hızlansın ve ülkelerimizin ekonomisinin gelişmesine yardımcı olmasını istiyoruz. Fakat bunun yanı sıra diğer ülkelerle de ilişkilerimizi düzgün şekilde yürütmemiz gerekiyor. Bu durum Türkiye ve Rusya’yı diğer ülkelerin arasında bir köprü vazifesini yapmaktadır. Ve Avrupa Birliği ülkeleri ile Rusya arasındaki anlaşmazlıkların ortadan kaldırmasında Türkiye’nin çabaları saygıdeğerdir. Bu durum iki ülke arasındaki güven bağlarını da güçlendirdi. Önümüze konulan hedefler sadece iki ülke arasındaki değil diğer ülkelerle de bağların güçlenmesine katkı sağlayacaktır" diye konuştu.İlişkilerde maneviyatın önemiAçılış konuşmalarının ardından, "Türk-Rus Uluslararası İlişkilerinde Kazan/Kazan Olur mu?" konulu sempozyum gerçekleştirildi.Sempozyumda konuşan Politik Analist Alexander Dugin, Avrasya İşbirliği’nin farklı yerlerde yapıldığını ve hepsinin farklı alanlara odaklandığını kaydetti. Ülkeler arasındaki diyalogların zaman zaman çok kırılgan olduğunu ifade eden Dugin, "Herhangi bir olay olduğunda siyasi ya da ekonomik askeri olay olsun sanki hiçbir şey olmamış gibi her şey başa sarıyor. Her türlü ilişkiler kopuyor. Avrasyalı olmak bir fikir, felsefedir. Bunu kavrayabiliyorsak, benimsiyorsak, bu biraz zihinsel açıdan hem fikir açısından gerçekten buna katılmamıza meydan veriyor. Felsefik bir temel açısından bu ilişkiler kavranamadığı zaman ilişkiler çok kırılgan olacaktır, hem ekonomik hem siyasi açıdan. Her şey her an değişebilir. Bizim düşmanlarımız da çok. Avrasyalı olmanın derin bir anlayışın siyasi istikrarı gelişiminin garantisi olabiliyor" diye konuştu."Maneviyatı temel alan birliktelik daha sağlam olur"İki ülke ilişkisinde maddiyatın yanında maneviyatın da önemli olduğunun altını çizen Dugin, "Maneviyatı baz alan birliktelikler, birlikler daha zor yıkılıyor. Maneviyatı temel alan birliktelik daha kapsamlı ve daha dayanıklıdır. Rusya Avrasya diye bir kavram vardır. Bunu anlamak çok kolay değildir. Rusya iki kıta üzerinde bir bütün olarak devam ediyor. Avrasyalı olmak konsept olarak bizim Avrasya Birliğimizin bir temelidir. Batılılaşırken kendimizi kaybediyoruz. Doğuya yönelirken kendimizi kaybediyoruz. İki ülkenin ortak özelliği iki kültür arasında olmak ve onları bütünleştirmektir. Avrasyalı kaderimizi benimsersek çok daha başarılı olacağız"ifadelerini kullandı."Sanat ve bilim adamları elit kişiler ilişkilerde yer almalı"Dugin, Rusya, Türkiye ve İran’ın Avrasya kimliğinde ortak hareket etmesinin önemli olduğunun altını çizen Dugin, "Suriye’deki olaylar bizim ortak hareket edebileceğimizi gösteriyor. Rusya, Türkiye İran’la ortak hareket ederse çok daha başarılı olabileceğiz. Avrasya Birliği çok derin manevi bir değerdir. Bu birlik olmadan herhangi bir proje uçak, turizm olsun, sanayi olsun, ekonomi olsun çok yüzeysel olacaktır. Bizim düşmanlarımız herhangi bir olayı tetiklediğinde bizim bu birlikteliğimiz hemen yıkılacak durumda. Kültür anlamında işbirliği yapmamız gerekir. Sanat, bilim adamları, elit taban bu işbirliğinde mutlaka yer almaları gerekir. Biz kendi özümüzü korumak istiyorsak bizi biz yapan değerlere sahip çıkmalıyız. Bizim hem Rus hem Türk köklerimiz dönemiz gerekiyor" dedi."İlişkilerin sınırı iyi bilinmelidir"Uluslararası Siyasal Bilimler Derneği Başkanı Prof. Dr. İlter Turan, iki ülke arasında işbirliğine elverişli alanlar olmasının yanında rekabetçi alanların da olduğunu belirtti.İktisadi ve güvenlik konularının birbirinden ayrı tutulması gerektiğini dile getiren Turan, "Suriye’de 3 ülke başarılı bir işbirliği yapmaktadır. Türkiye Esad’ın iktidarda kalmasından yana değildir. Rusya farklı bir düşünceye sahiptir. Türkiye YPG,PYD’nin terör örgütü olduğunu söylerken, Ruslar farklı düşünmektedir. Kafkaslar ve Kuzey Karadeniz’de de Rusya Karabağ’ın işgali konusunda Ermenistan’la yakın ilişkisi olmasına rağmen onları ikna edememiştir. Türkiye Kırım’daki müdahaleyi olumlu karşılamamıştır" ifadelerini kaydetti.Türkiye’nin bulunduğu konum itibariyle her ülkeyle ilişkilerini dengede tutması gerektiğini ifade eden Prof.Dr. İlter Turan, "Bir ilişkide sınırlar ne kadar iyi bilinirse o kadar iyi olacaktır. İktisadi ilişkilerin gelişmesi siyasi ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamıştır" diye konuştu.