Diyarbakır’da 30 yıldır mücevherat işiyle uğraşan Serdar Ay, 3 milyon avroluk bir yatırım yaparak Avrupa’ya ihracat yapmaya başladı. “Made in Diyarbekir” patentini de alan ve Diyarbakır’ın ismini Avrupa’ya tanıtan Ay, “İstanbul’dan Avrupa’ya yönelmek daha rahat olabilirdi ama bunu Diyarbakır’da yapmayı öngördüm” dedi.Diyarbakır’da 1988 yılında başladığı mücevherat işinde ilerleyen Serdar Ay (48), Diyarbakır’ı simgeleyen motiflerin de işlendiği takıları için “Made in Diyarbekir” patentini aldı. İhracatı düşünen ve bunun için girişimlerde bulunan Ay, İstanbul’dan Avrupa’ya ulaşmak daha kolayken zor olanı seçip 3 milyon avroluk bir yatırımla Diyarbakır’dan Avrupa ve Ortadoğu’ya ihracata başladı. Almanya, Hollanda, Belçika, Dubai ve Azerbaycan gibi ülkelere ürettikleri ürünleri ihraç eden Ay’ın hedefi “Made in Diyarbekir” ismini büyütmek.“Hedefimiz ‘Made in Diyarbekir’i tüm Avrupa’ya yaymak”Takı sektörünün tarihsel sürecini ve Diyarbakır’ın bu süreçteki yerini anlatan Ay, “Buradaki Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler ve Müslümanların beraber yaşadığı bir coğrafyada takı sektöründe ürünler Osmanlı İmparatarloğu’na kadar uzanan bir süreci kapsayan bir el işi sanatkarlığı idi. Bu sanatı Diyarbakır’da daha sonra kentin gelişmesi ve büyümesi ile birlikte tekrardan hayata geçirebilmenin yollarını aradık ve çalışmalara başladık. Buradan başlayarak bir tek Türkiye içerisinde değil aynı zamanda Avrupa’ya kadar uzanacak ve bunu ‘Made in Diyarbekir’ patenti ile satışa sunacak ve burada üretip Avrupa’nın her kentine satabilecek bir potansiyele erdik. Bu potansiyelde bu kentin bu coğrafyanın enerjisinden kaynaklıdır. Bizlerin yapması gereken şey Diyarbakır’dan başlayan ve Avrupa’ya kadar uzayan bu serüvende iyi rol üstlenmek ve bu ürünlerin iyi bir reklamını yapıp ‘Made in Diyarbekir’ patentini tüm Avrupa’ya yaymak” diye konuştu.“İstanbul’da da yerimiz var ama üretim Diyarbakır’da”İstanbul’da da mağazaları olduğunu ancak üretimi Diyarbakır’da yaptıklarını dile getiren Ay, şunları kaydetti:“Hepsi Diyarbakır menşeli. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte artık ürünleri buradan Avrupa’ya 5 saat içerisinde gönderebilme ve dolayısıyla 1 gün içerisinde teslim edebilme statüsüne erildi. Altınay olarak hem Türkiye içerisinde hem de yurt dışında bunu pazarlayacak ve üretimini üstlenecek potansiyele sahibiz. Onun için üretimini sadece ve sadece Diyarbakır’da yapmayı düşündük ve yapıyoruz. İstanbul’dan Avrupa’ya yönelmek daha rahat olabilirdi ama biz bunu başaralım dedik ve ihracatı Diyarbakır’dan yapmayı ön gördüm. Birkaç kategorimiz var. Mezopotamya serisi diye bir serimiz var. Bu daha çok bizim uygarlığı, Ortadoğu’nun genelini yansıtan bir seri. Özünde de Diyarbakır ve çevresini simgeleyen ürünlerle yola çıktık. Onun haricinde de Avrupa’da satılabilecek tarzdaki ürünleri de Diyarbakır’da üretip göndermeyi hedefledik. 3 milyon avroluk bir yatırımımız var ve içeride yine KOSGEB desteğiyle almak istediğimiz birkaç çalışma var. Bu çalışmaları da ilerideki süreçte hayata geçirirsek bu 4 milyon avroluk bir yatırıma dönüşecek. Almanya, Hollanda ve Belçika ve Dubai’ye, Azerbaycan’a ihracat yapıyoruz ama bunu büyütmeye çalışıyoruz. Bu ürünler giderken kendi patentimizle büyümek istiyoruz. ‘Made in Diyarbekir’ ismini büyütmek istiyoruz.”