Galeriye saldıranlardan E. O geceyi anlattı

Tophane'deki sanat galerilerine yönelik saldırıya katılan ama gözaltına alınıp salıverilen yedi kişinin arasında yer almayan E., o geceyi anlattı.

Radikal gazetesinde yer alan Serkan Ocak ve Enis Tayman imzalı haberin ayrıntıları şöyle...
[ ****](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/sanat-galerisine-saldiri--acilisi-basan-grup-2-kisiyi-darp-etti/6536/169039/sayfa/1/)
[** **](https://www.mynet.com/saldiridan-10-dakika-once-o-sokak-110100533715)
“Daha önce de şikâyet etmiştik bu durumdan. Hatta belediye başkanına bile söylendi. Dilekçe verildi, işleme konmadı. Neticede de bu oldu. İşin içine din, siyaset filan sokmak yanlış. Ama gazetelere baktım, ‘Madımak yapmışız, sanata saldırmışız’. Yok böyle bir şey. Üç yıldır duruyorlar orada. Niye saldırmadık. Olayların failleri arasında içki içen arkadaşlarım da vardı. Bizim tarafta da elleri kesilen, gözü şişenler var. Elimizde sopa filan yoktu. Olay çıktıktan sonra biz bağrışları duyduk. Ben caminin oradaydım. Fırladım. İki kişi kahveden çıktı, üç kişi pilavcının oradan fırladı. Gittik kavgamızı ettik. Biz de darbe aldık. Ama kaçırdık o arkadaşları hemen. Yani onlar da vurdu.”
**E., kendini muhafazakar olarak tanımlıyor, bir cemaatten olduğunu söylüyor, ama onunki farklı bir ‘cemaat’:**
“Ben muhafazakım. Recep Tayyip Erdoğan’ı seviyorum. İki yıl önce içkiye tövbe ettim. Ama arada bir kaçamağımız oluyor demleniyoruz. Burada sekiz dernek var, cemaat de ona ‘cemaat’ diyoruz biz. Yani bizim topluluk anlamında. Yoksa tarikat denilen şey değil bu. Artık barış olacak inşallah. İyi geçineceğiz, herkes dikkat edecek, onlar da biz de dikkat edeceğiz.”
**BEYOĞLU'NDA SANAT GALERİLERİNE SALDIRI**
Racona gerek yok, karşımızdaki raconun ne olduğunu bilmez!
Yavuz Sarsan, Tophanelilerin kendisine yakıştırdığı ‘kabadayı’ lakabını kabul etmiyor ve semtin ileri gelenlerinden denmesini istiyor ve şunları söylüyor: “Bu olayı başka boyutlara çekmeyin ayıptır. Olaydan sonra emniyet bize ‘Vukuat istemiyoruz’ dedi. ‘Biz de istemiyoruz’ dedik. ‘Olay çıkarsa birbirimizi haberdar edelim’ dedik. Velhasıl semtin büyükleri olarak kefalet verdik. Olay çıkmayacağına dair garanti verdik. Bizim gençlerden de söz aldım. Ortada kesilmiş bir racon yok. Racona gerek yok karşımızdakiler raconun ne olduğunu bilmezler. Devletin üst düzey insanlarına söz verdik. Gençlerimize döndük, ‘Çok dikkatli olmak mecburiyetindesiniz. Bir şey olursa bize gelin’ dedik. İnsanların nasıl yaşadıkları bizi ilgilendirmez. Bizimki de onları ilgilendirmez.”