Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "10 sene önce Türkiye tarımı Avrupa'nın dördüncüsüydü. Önümüzde Fransa, İtalya, İspanya vardı. Bugün Avrupa'da birinciyiz, tarımsal üretim hasılamız bakımından" dedi.
Tarım, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Fuarı (GAPTARIM) ve 9. Gıda, Gıda Teknolojileri ve Ambalaj Fuarı (GAPFOOD), Ortadoğu Fuar Merkezi'nde düzenlenen törenle açıldı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, fuarların açılış töreninde, Gaziantep'in sadece bölgenin değil Türkiye'nin ekonomisinde, sanayisinde ve ticaretinde de çok önemli yeri olduğunu söyledi.
Fuarların önemli etkinlikler olduğunu belirten Eker, fuarlarla üretici, sanayici, tüccar ve tüketicinin, o fuarın konusunu teşkil eden faaliyet alanlarında dünyadaki gelişmeleri yakından takip etme imkanı bulduğunu ifade etti.
Gaziantep'te 33 bin 500 kayıtlı çiftçinin tarımsal üretim yaptığını dile getiren Eker, "Bu üretimde önemli ürünler elde ediliyor ve bunun sadece üretimi değil, bunların gıda sanayisine dönüştüğü ve bunun ihracata gittiği bir ildir, Gaziantep. Türkiye'de 6 milyar dolara yakın ihracatı var Gaziantep'in. Bunun üçte birinden fazlası 2,2 milyar doları gıda ve tarım ürünüdür. Bu çok önemli" diye konuştu.
-"Tarımsal üretim hasılası bakımından dünyanın yedincisi"
Türkiye'nin tarımsal üretim bakımından şu an dünyanın yedinci büyük gücü olduğunu vurgulayan Eker, Türkiye'nin buraya 10 yılda geldiğini anımsattı.
"10 sene önce dünyanın yedincisi değildi Türkiye, dünyanın on birincisiydi" diyen Eker, şöyle konuştu:
"10 sene önce Türkiye tarımı Avrupa'nın dördüncüsüydü, önümüzde Fransa, İtalya, İspanya vardı. Bugün Avrupa'da birinciyiz, tarımsal üretim hasılamız bakımından. 62 milyar dolar Türkiye'nin çiftçisi bir yılda tarım hasılası elde ediyor, 62 milyar dolar. Bunu biz 23 milyar dolardan devraldık, buraya getirdik, 62 milyar dolara getirdik. 16 milyar dolar, TÜİK geçen hafta açıkladı, 16 milyar dolar da Türkiye gıda maddesi ve tarım maddesi ihraç ediyor. 4 milyar dolardan devralmıştık. Onu da 16 milyar dolara çıkardık. TİM'in rakamına göre 19 milyar dolar."
Bölgedeki potansiyelin, Gaziantep'in sanayicisi, tüccarı, üreticisi ve çiftçisi tarafından katma değer katılarak uzak yerlere ihraç edilebileceğini belirten Eker, kendilerinin de görevinin bunların önünü açmak olduğunu dile getirdi.
Üreticilere ellerinden geldiği kadar üretim desteği vermeye çaba gösterdiklerini aktaran Eker, "Gaziantepli 33 bin 500 çiftçiye 2012 yılı içinde yaklaşık 91 milyon TL karşılıksız hibe destek ödemesi yaptık. Bu kredi falan değil, bu nakit, karşılıksız hibe. Bu yıl bu rakam daha da artacak" dedi.
2012 yılında Türkiye'de ise 7,6 milyar TL hibe destek ödemesi yaptıklarını, 2013'te bu rakamın 9 milyar TL'yi aşacağını ifade eden Eker, şöyle devam etti:
"Tarıma dayalı sanayiyi geliştiriyoruz. Gaziantep'te 98 tane tarıma dayalı sanayi tesisine biz bakanlık olarak yüzde 50 hibe destek vermek suretiyle katkı sağladık. Limitimiz küçük, adı kırsal kalkınma. 600 bin TL'lik sermayenin yüzde 50'sini hibe veriyoruz. Bu tesislerde binin üzerinde insan istihdam ediliyor. GAP'ta 72 milyon TL'nin üzerinde, bu alanda hibe destek verildi."
-"Bölgede sulama yatırımlarının tamamlanması gerek"
Eker, bölgede bu yıl yağışların iyi geçtiğini ama uzun yıllara bakıldığı zaman mutlaka sulama yatırımlarının bir an önce tamamlanması gerektiğine dikkati çekti.
Sulama yatırımlarının bittiği ve bölgenin sulanabilir arazilerinin tamamının sulandığında sanayicinin ihtiyaç duyduğu ve şu anda bir kısmı dışarıdan ithal edilen "lif pamuk", "dokuma elyafı" gibi ürünlerin tamamının buradan alınacağını ifade eden Eker, "Burada potansiyel var ama bu potansiyelin ihtiyaç hissettiği hammaddenin tamamını biz buradan karşılayamıyoruz. Dışarıdan getirmek durumunda kalıyoruz. Bunun birinci unsuru sulama yatırımlarıdır" dedi.
Bakan Eker, üreticilerden, Ceylanpınar'da bulunan ve Türkiye için çok önemli projeleri hayata geçirdikleri TİGEM'i ziyaret etmelerini tavsiye etti. TİGEM'de, makineyle koyunlardan süt sağıldığını anlatan Eker, "Türkiye'deki herkesin, bu bölge insanlarının, bu teknolojiyi görmesini, öğrenmesini istiyoruz" diye konuştu.
Eker, 2002 yılında 31 milyon olan koyun ve keçi sayısını 2012 yılında 35 milyona çıkardıklarını belirtti.
-"Tarımın ölçek sorunu var"
Tarımla ilgili kendilerinden kaynaklanmayan, 1926'dan beri süre gelen ve şu anda kendilerinin de çözmeye çalıştığı "ölçek" sorunu olduğunu vurgulayan Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Pamukçunun sorununun altında o var, buğdaycının da, ayçiçeğinin de değerlerinin de. Ölçek sorunu. Tarım arazileri miras yoluyla bölünmüş, bölünmüş, bölünmüş, bölünmüş... Küçücük parçalara kalmış. Ben size sadece bir rakam vereceğim. Türkiye'de ortalama çiftlik büyüklüğü 6 hektar yani 60 dönüm. Türkiye'nin tarım arazisi toplamı 24 milyon hektar, 22 milyon parsel var. 22 milyon parsel. Yani küçük, küçücük kalmış. Bir işletme, bir çiftlik 7 ayrı parçadan oluşuyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Amerika'da bin 800 dönümdür ortalama bir çiftlik. İngiltere'de 457 dönümdür, Fransa'da 430 dönümdür, Almanya'da 440 dönümdür, İspanya'da 240 dönümdür. Türkiye'de 60 dönümdür, ortalama işletme büyüklüğü.
Şimdi burada hangi desteği ne şekilde verirseniz verin, 7 parçadan oluşan 60 dönümlük bir işletmede, bir çiftlikte verimli ve rekabet edebilecek, karın doyuracak bir tarımsal üretim faaliyetini 21. yüzyılda bu şekilde sürdürme imkanı yok. Çünkü öbür tarafta hayat standardı yükseliyor. Asgari ücret 800 liralara geldi. Dolayısıyla tarımda 60 dönümlük arazide, 7 ayrı parselde küçük küçük, ne kadar destek verirseniz verin, mümkün değil."
Pamukta 100 liranın 38 lirasını destek olarak kendilerinin verdiğini kaydeden Eker, şöyle devam etti:
"Yani 100 lira para harcıyor, 38 lirasını destek olarak ödüyorum kendisine. Bunun şimdi dünya standartlarına baktığınızda az bir destek değil, ama yetmiyor karşılamıyor. Niye, ölçek problemi var. Ölçek küçüldükçe maliyet artıyor. O zaman rekabetçi olma ihtimali zayıflıyor. Yemde de böyle, diğer işlerde de böyle. Biz şimdi bunu çözmeye çalışıyoruz. Ama bunu çözerken milletin desteğine ihtiyacımız var. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Çünkü bu kolay bir şey değil. İnsanlar diyecek ki 'benim mirasım kardeşim, babamdan kaldı', 10 dönüm. Tamam da 10 dönümden bir şey elde edilmiyor. Bunu bizim artık bir şekilde... bunlara rıza göstereceğiz, bunları birleştireceğiz, toplulaştıracağız ki yapıyoruz şu an da onları, ama gelecekte bu sorunu kökten çözmenin yolu bu."
-"Türkiye'nin tarım gelirini 3 kat artırdık"-
Eker, hükümet olarak 10 yılda Türkiye'nin tarım sektörünün gelirini 3 kat artırdıklarını vurguladı.
23 milyar dolardan devraldıkları Türkiye'nin tarım gelirini, 62 milyar dolara çıkardıklarını aktaran Eker, şöyle konuştu:
"Aynı arazi, aynı işletme. Verimliliği artırdık, manası bu. Ama o bir yere kadar. Bundan sonraki kısmında Türkiye'yi dünyanın on birinciliğinden yedinciliğine getirdim, Avrupa'da dördüncüyken bire getirdim. Buraya kadar politikalarla, desteklemelerle, stratejiyle, kararlarla yaptık. Destekleme politikalarıyla, mekanizasyonla... Ama bundan sonra daha ileriye götürebilmemizin şartı, diğer tedbirler yanında işletme meselesini, arazi bölme meselesini engellemek. Bunu yapmadığımız sürece, ondan sonra bir yere gelir orada dururuz. 21. yüzyılda bununla bu şekilde devam etme şansımız olmaz."
Muhabir: Orhan Çiçek - Kaan Bozdoğan
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz