Farklı nedenlerle ortaya çıkan ağız kokusu nasıl geçer diye araştırma yapılırken ağız bakımıyla ilgili önerilerde gargaralara mutlaka rastlanır. Bu noktada gargaranın ağız kokusunu tamamen yok edeceğine inanılır. Peki gargara gerçekte nasıl bir etkiye sahiptir? En çok verimi almak için gargarayı nasıl kullanılır? Alkollü mü alkolsüz mü hangi gargarayı seçmek gerekir? Tüm bu soruları yanıtlayan Diş Hekimi Dr. Sibel Öznur Örsal, gargaralarla ilgili gözden kaçan gerçekleri anlattı.
Gargaralar hastaların beklentisinin çok olduğu solüsyonlardır. Türkiye'de satılan yaklaşık 54 ürünün hemen hemen 52'sinde alkol vardır, alkol ağız kokusunu tetikleyen bir faktördür.
Diş eti operasyonları sonrası veya boğaz enfeksiyonları sonrası kullanılan gargaralar ağız kokusu için çok fazla çözüm değildir. Bir gargaranın ağız kokusunu gidermesi için içinde mutlaka çinko bulunması gerekmektedir.
Onun dışındaki gargaralar çoğu zaman hastanın psikolojik olarak ferahlık hissine sahip olmasına nedendir.
Gargara kullanılırken ağızda çalkalama ve tükürme işlemi gerçekleştirilir. Bunun dışında ürüne özgü kullanım önerisine ve diş hekiminin tavsiyesine göre hareket edilebilir. 30 saniye boyunca 1 kapak ya da 5 çay kaşığı kadar gargara ağızda çalkalanarak tükürülür. Bazı durumlarda çalkalama süresi 1 dakikaya kadar çıkarılabilir. Gargaradan sonra yarım saat kadar su dahil olmak üzere hiçbir yiyecek ve içecek tüketmemek gerekir. Gargara kullandıktan sonraki yarım saat içinde bir şeyler yiyorsanız gargara etki etmeyecektir. Bu nedenle yemek yememe kuralına dikkat etmek gerekir.
Koronavirüs pandemisi ile birlikte virüsün boğaza inmesini engellemek için farklı çalışmalar yürütüldü. Bunlardan biri de gargaranin virüs üzerindeki etkileri ile ilgili olmuştu. Cardiff Üniversitesinde yapılan deneylerde setilpiridinyum klorür içeren ağız gargaralarının tükürükteki virüslere etki ettiğine ilişkin çalışmalar ortaya çıkarıldı. Gargaralar bu özelliğiyle koronavirüsten korunmak için önlem alanların olmazsa olmazları arasında yer almaya başladı. Ancak bu noktada unutulmaması gereken, yapılan çalışmalar doğrultusunda gargaraların virüsleri yok etmede yetersiz kaldığı düşüncesidir. Gargaraların, virüsleri yok etmediği, protein yapılarını etkileyerek çoğalmasını önlediği düşünülmektedir.