İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, ceset üzerinde yaptıkları incelemede, Garih'in 7 bıçak darbesiyle öldürüldüğünü belirlemişti. Kan gölüne dönen olay yerinde yapılan incelemede ise Fevzi Çakmak'ın kabrinin duvarında ve tam karşısında, bir bayana ait olduğu belirlenen taze kan izlerine rastlanmıştı. Ayrıca polis, yaptığı incelemede, Mevlana Küçük Mehmet Efendi'nin kabrinin kapısında katile ait olduğu belirtilen kanlı parmak izlerine rastlamıştı.
Uzman dedektifler, Fevzi Çakmak'ın kabrinin duvarında ele geçen ve bir bayana ait olduğu belirlenen kan örneklerini Pınar Konuşkan da dahil olmak üzere gözaltına alınan bir çok bayanın kan örnekleriyle karşılaştırdı, fakat bugüne kadar hala bir sonuç alınamadı. Polis, olay yerinde bulunan kanın kime ait olduğunu hala belirleyemedi.
Garih'in katil zanlısı Yener Yermez'in sadece pantolonunun cebinde bir damla kana rastlanması, uzman polis dedektiflerinin kafalarında hala soru işaretleri oluşturuyor.
KANLI PARMAK İZİNİN SIRRI DA ÇÖZÜLEMEDİ
Cinayetin işlendiği yerde bulunan Mevlana Küçük Mehmet Efendi'nin kabrinin bulunduğu yeşil kapıdaki kanlı parmak izlerinin sırrı da hala çözülemedi. Polis tarafından alınan kanlı parmak izleri Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderilmiş, fakat herhangi bir sonuca varılamamıştı.
Bu parmak izlerinin Üzeyir Garih ve Yener Yermez'e ait olmadığı anlaşıldı. Bu da cinayette üçüncü bir kişinin olduğu ihtimalini gündeme getirdi.
Polis yetkilileri, bayana ait kan örnekleri ve kanlı parmak izleriyle ilgili bir sonuca varamadıklarını belirtirken, emekli bir Emniyet üst düzey görevlisi, Garih Cinayeti'nin tekrar açılarak soruşturulması gerektiğini belirtti.
İHA