'Gazetecilerin yıpranma paylarının kaldırılması büyük talihsizlik'

Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi Yüksel Ülker, Sarı Basın Kartı sahibi gazeteciler için erken emeklilik imkanı sağlayan yıpranma paylarının kaldırılmasının büyük bir talihsizlik olduğunu söyledi. En stresli ve yıpratıcı mesleklerin başında gazeteciliğin geldiğini belirten Ülker, basın iş kolunda sendikal mücadele yollarının da gün geçtikçe tıkandığını, gazetecilerin patronların iki dudağı arasına hapsedilmeye çalışıldığını ifade etti.
Memur-Sen Manisa İl Temsilciliği, Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla ilde görev yayan basın mensuplarına kahvaltı verdi. Yüksel Ülker, yaptığı konuşmada çeşitli zorluklar içinde, toplumun bilgilendirilmesi ve aydınlatılması için ülke menfaatleri doğrultusunda hareket eden gazetecilerin, bu anlamlı günün kendileri için bir bayram olmasını fazlasıyla hakettiğini söyledi. Toplumun vicdanı, hafızası ve yüreği olan gazetecilerin, dünyanın her yerinde kamunun bilgilendirilmesi için olağanüstü mücadele verdiğini kaydederek, “Görevi uğruna hayatını kaybetmeyi bile göze alan gazetecilerin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nün gerçek bir bayram olarak kutlanması en büyük dileğim. Ne yazık ki böylesine fedakârca görev yapmaya çalışan gazeteci arkadaşlarımız, emeklerinin karşılığını ekonomik ve sosyal anlamda alamamaktadır. Günümüzde, 1961 yılında 212 sayılı yasayla fikir işçilerine verilen haklar, ilerletilmesi gerekirken bir bir yok olmaktadır. Sarı Basın Kartı sahipleri için erken emeklilik imkanı sağlayan yıpranma paylarının yakın zamanda kaldırılması da büyük bir talihsizliktir.” dedi.
Her meslek dalında olduğu gibi gazetecilerin de büyük sıkıntıları olduğunu aktaran Ülker, “Gazeteciler, emeklerinin karşılığını tam olarak alamamakla birlikte meslek içinde büyük ekonomik uçurumlar da yaşanmaktadır. Bugün özlenen ve tarafsız basına tam manasıyla hakları korunan, çalışma koşulları iyileştirilen basın çalışanlarıyla kavuşulacaktır. Basınımızın bağımsız olması ve düşünce özgürlüğü, demokrasi kültürümüzün yerleşmesine de büyük katkı sağlayacaktır. Özellikle 2012'nin, 12 Eylül askerî darbesiyle yazılan anayasadan kurtulma yılı ilan edilmiş olduğu malumdur. Hal böyleyken yerelinden geneline bunun gerçekleşmesi için gazetecilerin mücadele vermesi ve konunun üzerinde durulması, tek tek her gazetecinin önemini de ortaya koymaktadır.” şeklinde konuştu.