Gazi Erçel: "Reel ekonomiyle olan kriz daha yeni başlıyor"

MERSİN (İHA) - Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, global ekonomik krizin Türkiye'ye zararının 30 milyar dolar olduğunu, krizin dünya ölçeğindeki zararının da 20 trilyon dolar olduğunu iddia etti. Erçel, ekonomik krizin 18 ay boyunca etkili olacağını ve 2009 yılı sonu itibariyle de sona ereceğini söyledi.

Gazi Erçel, Türk-Arap İşadamları Derneği (TURAB), Mersin Genç İşadamları Derneği (MEGAD), Mersin Yetkili Otomobil Satıcıları Derneği (MODER) ve Dünya Gazetesi işbirliğinde Mersin HiltonSA Oteli'nde düzenlenen 'Global Krizin Türkiye ve Mersin Ekonomisine Yansımaları' konulu toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Krizin kendisini ilk olarak finans sektöründe 2007 yılının Temmuz ayında gösterdiğini dile getiren Erçel, 2008 yılının hemen başında alınan tüm tedbirlere rağmen krizin dünya ölçeğinde etkili olduğunu kaydetti. Ekonomik krizi bir trene benzeten Erçel, "2007 yılının Temmuz ayı ile 2008 yılının Eylül arasında istasyonda yaşanan kriz, finans kriziydi. Ekim-2008 başında finans krizi treni istasyondan ayrıldı ve banka batışı treni geldi. Batış şimdilik engellendi ve kriz, finansal batakları temizlemeye, banka sermayelerini arttırmaya ve fonlama krizi denilen kimsenin kimseye para vermediği açmazı çözümlemeye yöneldi. Belli ölçüde de başarılı oldu. Kasım ayı başındaysa istasyonun 2. peronuna iki tren yanaştı. Biri resesyon treni, diğeri de bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin treni. Bu şu anlama gelir, kriz finansal kriz olmaktan çıktı reel ekonomiyi sarsan ve bizim gibi ülkelere sıçrama ihtimali yükselen bir yapıya kavuştu. Dolayısıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Krizin artık dibini gördük' şeklindeki açıklamalarıyla finansal krizi kastetmiş olabilir, doğrudur. Finansal kriz dibe vurmuş olabilir ancak reel ekonomiyle olan kriz daha yeni başlıyor" dedi.

Reklam
Reklam

Amerika'da konut sektöründe yaşanan açmazın ekonomik krizinde ana nedeni olduğunu anlatan Erçel, reel ekonomiye sıçrayan krizin ne zaman sona ereceğinin belli olmadığını savundu. Türkiye'de cari işlem açığının yüzde 5 oranın altında olduğunu ifade eden eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, ancak olası bir global kriz durumunda Türkiye gibi diğer ülkelerin de çok hızlı ve yüksek derecede etkilendiğini dile getirdi. Krizin 20 trilyon dolarlık bir zarara neden olduğunu savunan Erçel, Türkiye'nin yüzde 5 büyüme oranına ulaşması gerektiğini, ancak bugün gelinen noktada söz konusu büyüme oranının yüzde 1-2 olarak gerçekleşmesi beklendiğine dikkat çekti.

Türkiye'nin milli gelirinin 600 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında da 4 puanlık bir düşüşün 24 milyar dolar, 5 puanlık bir gerilemenin de 30 milyar dolarlık bir zarar anlamına geldiğini anlatan Erçel, krizin ne kadar süreceği konusunda IMF bünyesinde uzmanların 1960-2007 yılları arasındaki resesyon, durgunluk ve kredi daralmalarıyla birlikte hisse senetleri ve konut fiyatlarında çöküşü incelediklerine işaret etti. Gazi Erçel, yapılan araştırmaların sonucuna göre krizin bugüne kadar yaşanan en ciddi kriz olduğunu, yaşanan krizin dibinin bulunmasından sonra resesyondan kurtulup normalleşme için 18 aylık süreye ihtiyaç olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Milli gelirde yaşanan düşünün de yüzde 5'e ulaşacağını, bu durum göz önüne alındığında krizin dünyaya faturasının 20 trilyon dolar olduğunu tekrarlayan Erçel, krizin en kötü senaryoya göre de kendisini 2 yıl daha hissettireceğinin altını çizerek, özellikle 2009 yılında Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ayağını yere çok sağlam basması gerektiğini vurguladı. Erçel, 2007 yılında 38 milyar dolar olan açığın, 2008 yılının Ocak-Ekim döneminde 35 milyar dolara ulaştığını, bununla birlikte Türkiye'nin 2009 yılında 35 milyar dolara ihtiyaç duyacağını belirtti. Erçel, borç ödemelerinin bütün yükünün özel sektörün sırtına yükleneceğini, 2008 yılının sonunda 38.5 milyar dolar olan bu rakamın da 2009 yılında 42.1 milyar dolara ulaşacağı bilgisini verdi.

Erçel, Türkiye'nin toplamda 82.8 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu, söz konusu paranın altında bir paranın bulunması halinde Türk Lirası'nın değer kaybedeceğini, fazlasının temin edilmesi durumunda da bu kez de Türk Lirası'nın değer kazanacağını vurguladı. İhtiyaç duyulan dövizin de yabancı sermayeden temin edilmesi gerektiğini, ancak bunun da çok zor olduğunu belirten Gazi Erçel, iş adamlarına da uyarılarda bulunarak, her zaman A, B ve C planlarını hazır bulundurmaları istedi.

Reklam
Reklam