Gaziantep’te 1. Bölgesel Okul-aile Birliği Çalıştayı

1. Bölgesel Okul-Aile Birliği Çalıştayı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile Milli Eğitim...

1. Bölgesel Okul-Aile Birliği Çalıştayı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın katılımıyla Gaziantep'te yapıldı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Gaziantep Okul-Aile Birlikleri ve Özel Sanko okullarının katkılarıyla düzenlenen 1. Bölgesel Okul-Aile Birliği Çalıştayı, Gaziantep başta olmak üzere, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Mersin ve Osmaniye’den gelen öğretmen ve okul aile birlikleri temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti.

Reklam
Reklam

Çalıştaya katılan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 1. Bölgesel Okul-Aile Birliği Çalıştayı'nın yapılmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, “Ümit ediyorum ki bu çalıştay, okul aile birliklerinin eğitime katkı düzeylerinin yükseltilmesine, bu husustaki çabaların görünür kılınmasına ve tartışılmasına önemli bir zemin hazırlar. Şurası bir gerçek ki, çocuklarımızın okul başarısında, doğru tutum ve davranışlar edinmesinde, kişilik gelişiminde aile kurumunun önemi çok büyük. Bugün karşı karşıya kaldığımız birçok sosyal sorunun olduğu gibi, eğitimin önemine, çocuklarla sağlıklı iletişim kurmaya, onları doğru bir şekilde desteklemeye kadar çok geniş bir yelpazede aşmamız gereken sıkıntıların önemli bir kısmı, aile eğitimindeki boşluklardan kaynaklanıyor. Çocuklarımızın, öğretmenlerimizin, velilerimizin içinde olmaktan mutluluk duyacakları bir okul iklimi oluşturmak için anne-baba eğitimi, aile eğitimi gibi programlara da daha fazla yer vermeliyiz. Çocuklarımızın gerekli bilgi ve beceriyle donanmış olarak hayata atılması için, eğitim yöneticileri, öğretmenler, veliler olarak aramızdaki diyalogu ve işbirliğini sürekli diri tutmalıyız. Zira bir okulun topyekun başarısı; öğrencinin, öğretmenin, ailelerin okul yönetimine katılmaları oranında artmaktadır. Öyleyse eğitimde en önemli paydaşlarımızdan olan velilerimizin daha fazla sorumluluk almalarını, eğitim-öğretim ve yönetim süreçlerine katılmalarını desteklemeliyiz. Okul-aile işbirliğiyle eğitimdeki başarı seviyesini ve kalitesini yükseltmek, okulların sorunlarının çözümünde aile faktörünü etkin kılarak, okulların yönetimine katkıda bulunmak hususunda okul-aile birlikleri daha etkin olarak rol almalı. Sanıyorum bu çalıştayda bunun yol ve yöntemlerinin neler olabileceğini de tartışacağız” dedi.

Reklam
Reklam

Veliler ile okul arasındaki iletişim ve işbirliğinin geliştirilmesinde, okul-aile birliğinin öneminin çok büyük olduğuna işaret eden Bakan Avcı, “Yaşadığımız çağ, eğitimin amacı, öğretim yöntemleri, eğitimden beklentiler, öğrenci ve öğretmenlerin sahip olması gereken beceriler gibi birçok alanda değişimi zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla eğitim ve öğretimde meydana gelen değişim, öğretme-öğrenme süreçlerinde benimsenen yeni yöntemler ve eğitim kurumlarında öğrenciler için geçerli olan yeni şartların aileler tarafından bilinmesi, ancak etkili bir işbirliği ve koordineli çalışma ile mümkün olacaktır. Okul-aile birliklerinin bu hususta oynayacakları rol, ailelerin çocuklarıyla okul dışında destekleyici bir iletişim kurabilmesinin de yolunu açacaktır. Hepimizin ortak arzusu ve amacı, çocuklarımızın kaliteli eğitime erişimlerini sağlamanın yol ve imkanlarını çoğaltmak. Biz hükümet olarak, bakanlık olarak bunun gayreti içerisindeyiz. Eğitimi, Türkiye’nin üzerinde yükseleceği dört temel taştan biri olarak kabul ettik ve bu doğrultuda eğitime muazzam yatırımlar yapıldı. Bu yatırımları süreç içinde azalmak şöyle dursun, her yıl çok daha büyük miktarlarla ve azalmayan bir inançla sürdürüyoruz. Bu yıl Milli Eğitim Bakanlığımızın bütçesinin yine tüm kurumların bütçelerinin üzerinde olduğunu biliyorsunuz. Maliye Bakanlığı da, Bakanlığımıza derslik yapımında kullanılmak üzere 302 milyon ilave ödenek sağladı. Bu ödeneği öncelikli olarak Güneydoğu, Doğu ve İç Anadolu Bölgesi'nde ihtiyaç duyduğumuz dersliklerin, pansiyonların, spor salonlarının yapımında kullanıyoruz. Ama bu demek değil ki, sizlerin desteğine ihtiyacımız yok! Hayırseverler, sivil toplum örgütleri, özel sektör, yerel yönetimler, medya... Hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Bugün olduğundan çok daha fazla çaba göstermeliyiz. Bu husus; ticarette, sanayide, turizmde bir marka şehir olan, ama eğitim göstergelerine baktığımızda sorunları ve ihtiyaçları büyük olan Gaziantep ilimiz için hayati öneme sahip bir sorundur” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Şehirlerin sağlam bir alt yapı üzerinde yükseldiğini ifade eden Bakan Avcı, “Ancak o zaman ekonominin, sanatın, kültürün, refahın ve daha güzel bir hayatın üretilip paylaşıldığı mekanlara dönüşüyorlar. Günümüzün bilgi toplumunda şehirlerin temelini sağlamlaştıracak ve 21. yüzyılın bilgi toplumu kentlerine dönüştürecek olan yegane unsur ise eğitimdir. Genç nüfusumuz, eğer biz onları iyi bir şekilde yetiştirebilirsek, okumak isteyen çocuklarımızın sesine kulak verirsek, bunun gereklerini yerine getirirsek en büyük zenginliğimiz olacaktır” şeklinde konuştu.

Gaziantep’in en önemli sorunlarından birinin derslik ihtiyacı olduğunu bildiğini anlatan Avcı, “2003 - 2013 yılları arasında 6 bin 53 dersliğin yapımı tamamlanarak toplam derslik sayısı 11 bin 569’a ulaşmıştır. Tekli öğretime göre, bir dersliğin en fazla 30 öğrenciden oluşması durumunda ilköğretimde 2 bin 965, ortaöğretimde 637 olmak üzere toplam 3 bin 602 derslik ihtiyacımız var. Bu da ülkemizdeki derslik ihtiyacının yüzde 4,84’üne karşılık gelmektedir. Dolayısıyla bakanlık olarak derslik sorununu artık gündemimizden çıkarmak ve eğitimde kaliteyi yükseltmek gibi çok önemli sorunlara odaklanmak üzere, herkesten çok daha fazla destek ve yardım bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Bakan Avcı, Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine de değinerek, şunları kaydetti: “Cumhuriyet’in 100. yılı hedeflerine ulaşmamız, dünyanın en büyük ilk on ekonomisi arasına girecek sıçramayı gerçekleştirmemiz ancak böyle mümkün olacak. Gaziantep de hem tarihi ve kültürel birikimiyle, hem de tarımda, sanayide, ticaret ve turizm sektöründeki gelişmişliğiyle bu muazzam sıçramada büyük rol oynayacak önemli illerimizden biridir. Bu rolü hakkıyla yerine getirmesi için başta bakanlığımız olmak üzere üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, dernekler, hayırseverler el ele gönül gönüle verip eğitime daha çok yatırım yapacağız. Gaziantep Başpınar 2. Organize Bölgesi’nde kurulmuş olan bin 150 öğrenci kapasiteli Gaziantep OSB Anadolu ve Teknik Meslek Lisesi, bu anlamda hem kamu-özel sektör işbirliğine güzel bir örnektir, hem de özel sektörün mesleki eğitimin dışında değil, güçlü bir aktör olarak içinde yer alma iradesinin güçlü bir ifadesidir.”

Türkiye’nin özel okullarda okuyan öğrenci sayısının, gelişmiş ülkelere göre çok daha az olduğunu da hatırlatan Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu oran mesleki ve teknik eğitimde çok daha düşüktür. Ne yazık ki mesleki ve teknik ortaöğretimde özel okullara devam eden öğrencilerin oranı, yüzde 1’e bile ulaşmamıştır. İşte özel sektörün bu alana yatırım yapmasını teşvik amacıyla geçtiğimiz Temmuz ayında, organize sanayi bölgelerinde meslek okulları kurulmasına ilişkin yasal bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeyle, OSB’lerde özel okul statüsünde açılacak mesleki ve teknik okullarda öğrenim görecek her öğrenci için, resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre devlete maliyetinin 1,5 katına kadar eğitim öğretim desteği yapılmasına imkan sağlanmıştır. Kanun değişikliğinden sonra ilk olarak Ankara ve Çorlu sanayi odaları tarafından meslek okulları açıldı. Birçok organize sanayi bölgesinde de bu yönde hazırlıklar devam ediyor. OSB yönetimlerine ve sanayicilere çağrımız; bir an önce organize sanayi bölgelerinde özel okul açma yönünde çalışmalara başlamalarıdır. İnşallah hepimizin gayretiyle, aşılması zor görünen sorunların üstesinden geleceğiz. Ben bu çalıştayı da bu sorumluluğun ve gayretin bir ifadesi olarak görüyor, çocuklarımızın geleceği için, ülkemizin geleceği için hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum.”

Reklam
Reklam

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise konuşmasında, ailenin her zaman söylendiği gibi toplumun temeli ve korunacak limanı olduğunu hatırlatarak, “Nesillerin devamı için mutlaka güçlü bir şekilde korunması gereken bir kurumdur. Birçok kültürel, gelenek ve göreneğin çocuklar tarafından öğrenildiği aslında gerçek bir okuldur aile. Anne-baba ilk öğretmen ve bu bilimsel olarak da kanıtlanmış ve artık bütün dünya bunu söylüyor. Karakter, kimlik, kişilik aslında okul öncesi belirginleşiyor ve netleşiyor. Orada tohum, temel ne kadar sağlam atılırsa, bina o kadar sağlam bir şekilde yerine oturuyor. İşte bugün milli eğitim politikası dediğimiz, eğitimde faydalı insan, mutlu insan, topluma, millette, kendine faydalı insan dediğiniz bir hedefse hedefiniz; işte her şey aileden başlıyor. Her şey anne babadan, anne babanın bilinci ile çevre faktörü bir arada oluşuyor. Aile durumunun güçlü bir şekilde muhafaza edilmesi gerekiyor. Aslında birçok kişinin yurt dışında yaptığı çalışmada yaptığı gezintilerde de gördüğü çok önemli bir şey var. Artık bütün dünya, bugün Avrupa Birliği, özellikle 2008 yılı krizinde yakaladığı çok önemli bir tecrübe var. Artık aile temelini, aileyi merkeze alan ve bireyi güçlendiren politikaların yükselen bir değer olduğunu görüyoruz. Daha önce bireyi öne aldıklarında ailenin içinin iyileştirilmesi noktasına gittiği zaman, bugün yaşanan sorunlara bakıldığında bunun birbiriyle bağımsız olamayacağını, mutlaka aile temelli birey politikalarının, aile temelli yaşlı politikalarının, aile temelli engelli politikalarının, aile temelli çocuk politikalarının beraber bir bütün olarak bakılması gerektiği görüldü. Bütün dünya, bugün gelişmiş modern topluluklarda bu konu üzerinde çok önemli bir şekilde çalışma yapıyorlar. Dolayısıyla yolumuz doğru diyor. Hedefimiz büyük bir hedeftir” dedi.

Reklam
Reklam

Bakan Şahin sözlerine, bir Çin atasözü ile devam ederek, “Çok güzel bir Çin atasözü var; ‘Bir yıllık bir hedefiniz varsa, pirinç ekin. 10 yıllık bir hedefiniz varsa ağaç dikin ama, 100 yıllık bir hedefiniz varsa insan eğitin’ diyor. Çünkü biz çok güçlü bir tarihten çok güçlü bir medeniyetten geliyoruz. Bizim inancımız, hedefimiz, tarihimiz; faydalı insanı, eğitimli insanı geleceğe taşımak olduğunu biliyor, inanıyor ve bunu bütün yüreğimizle kabul ediyor ve bunun için de bütün strateji, politika planlarımızı buna göre yapıyoruz. Peki burada biz ne yapacağız? Bakanlıklar arası koordinasyon nasıl olacak diye dönüp baktığınız zaman, aslında bireye, devlete, topluma düşen çok net görevler var. Zaman birleşme zamanı, zaman iş birliği ve güç birliği zamanı, koordinasyon zamanı. Eğer burada mesele insan ise, derdiniz insan ise, insan odaklı bir büyüme, insan odaklı bir planlamadan geçiyorsa bütün hedefiniz ve önce insan diyorsanız, 'insanı yaşat ki devlet yaşasın; insanı yücelt ki devlet yücelsin' diyorsanız, o zaman mutlaka bütüncül bir bakış içerisinde her bir değişken için yapılması gerekeni yapıp, bunu ciddi bir şekilde koordine edecek bir sistemi mutlaka hayata geçirmeniz gerekiyor. İşte bu sistemin ana gövdesi de okul aile birliklerinin işbirliği içerisinde geçiyor. Herkesin burada kendi görevi, kendi makamı, kendi serveti ne olursa olsun, herkesin dönüp baktığı zaman geleceğe dair planlamasında, herkesin kendi evladı üzerinde planlaması vardır. Çünkü insanoğlu doğup, yaşayıp, öldüğü zaman geriye bırakacağı şey eseridir yaptıklarıdır. Bu eseri geleceğe ne kadar taşınması ile alakalıdır. Biz Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak, bakanlık olarak çok güçlü bir yapıya ulaştık. Daha önce bir araştırma kurumu şeklinde çalışan bakanlık kurumu, bugün bizim emaneti teslim almamızla beraber çok güçlü bir idari ve mali olarak yapılandı. Biz bakanımızla beraber Ankara’da önemli bir protokolü imzaladık ve hayata geçirmeye başladık. Her alanda çünkü okul dediğiniz, eğitim dediğiniz şey, anneden, babadan, çevreden bağımsız olamayacağımızı hepimiz kabul ediyor ve biliyoruz. Şimdiki dünya düzenine baktığınız zaman ve sorunlara baktığınız zaman, bilgi ve teknoloji çağındayız. Artık bizim çocukluğumuzdaki sorun, anne baba ilişkilerinde bugün çok daha farklı bir dünya düzenindeyiz. Bilgi ve teknolojinin bütün nimetlerini kullanırken, beraberinde ciddi bir şekilde külfetlerini de yaşamaya başladık. Bu da en çok toplum kendini değerleri noktasında, toplumun ilişkiler noktasında birbirini etkilediğini görüyoruz. Aslında baktığınız zaman sınırların kalktığı, küreselleşmenin yaşandığı bir dünyada, odalarda yeni sınırların oluştuğunu, her odada ayrı mekanların oluştuğu ve yeni yeni farklı bir sorun alanı ile karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Oturma odamıza dünya geliyor. Bugün internet ile beraber dünyanın bütün külfeti de bir düğme ile çocuklarımızın huzurunda. Dolayısıyla bugünün annesi ve babası olmak geçmişte olmaktan çok daha zor” ifadelerini kaydetti.

Reklam
Reklam

Vali Erdal Ata ise konuşmasında, Gaziantep’teki eğitim sorunlarına değinerek, çözüm yollarını birlik ve beraberlik içinde çözmek için çalışma yürüttüklerini ve bu yolda önemli mesafeler kat edeceklerine inandıklarını söyledi.

Yapılan açılış konuşmalarının ardından Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’na, teşekkür belgesi verdi. Daha sonra Bakan Avcı ile Bakan Şahin, aile eğitimi konusunda işbirliği protokolünü imzaladı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz