Gebelikte Diyabet Hastalığı

Gölbaşı Devlet Hastanesi Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Dr.

Gölbaşı Devlet Hastanesi Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Samet Arslan gebelikte Diyabet Hastalığında alınması gereken önlemler hakkında uyarılarda bulundu.
Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Samet Arslan, Diyabet Hastalığının çeşitli etiyolojik nedenlerle insülinin yetersiz salınması veya yetersiz etkisi sonucu ortaya çıkan ve hiperglisemi ile karakterize metabolik bir hastalık olduğunu söyledi.
Samet Arslan hastalıkla ilgili yaptığı açıklamada, “Diyabetteki kronik hiperglisemi, başta göz, böbrekler, sinirler, kalp ve damarlar olmak üzere birçok organda hasara yol açarak farklı klinik durumlarla karşımıza çıkar. Gebelik kadın organizmasında büyük değişikliklere neden olur. Gebelik diyabetin ortaya çıkmasında güçlü bir etki gösterir. Çoğu toplumda gebe olguların yüzde 4’ü diyabetiktir. Diyabetik gebelerin yüzde 88-90’ı gebelik diyabeti, yüzde 10-12’i pregestasyonel diyabet (gebelikten önce diyabet) olan olgulardır. Gebelik Diyabetse Mellitus görülme sıklığı toplumlara ve uygulanan tanısal kriterlere göre yüzde 1-14 arasında değişir. Diyabet ile komplike olmuş gebelikler hem anne hem bebek açısından yakın takip gerektiren riskli gebeliklerdir. Bu sebeple de özellikle de hamilelik süresince iki kişiyi ilgilendiren hasarları ele alınırsa önlem almanın önemi ortaya çıkacaktır” dedi.
Arslan, “Hamilelikte şeker yükleme testi gebeliğin 24-28. haftalarında uygulanır. Hamile anne adayına 50 veya 75 gram şeker içerikli sıvılar verilir ve ölçüm yapılır. OGTT olarak geçen şeker yükleme testinin hamilelik sürecinde uygulanmasındaki hedef glikoz düzeyinin anne vücudunda denge içerisinde tutulup tutulmadığını ortaya koymaktır. Şeker yükleme testi testi ardından hamileliğe bağlı şeker hastalığı teşhisi konulur ise farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Eğer tedbir alınmıyor ise; bebeğin daha erken dünyaya gelmesine, anne için ciddi sağlık sorunlarının meydana gelmesine, olması gerekenden büyük bebeklerin dünyaya gelmesine, bebeğin dünyaya geldikten hemen sonra aşırı düşük şeker sendromu yani, hipoglisemili doğmasına kadar ciddi problemler ortaya çıkabilir. OGTT yapımı çok kolaydır ve aynı gün içerisinde sonuç alınabilir. Çeşitli hamile kadınlarda plasentadan salgılanan hormonlar sebebiyle, hamileliğin ortalama 24-26. haftaları ardından şeker metabolizmasında bozukluklar meydana gelir. Bunun neticesi hamilelerin kan şeker düzeyi artar. Şeker yüksekliği, uzun bir dönem sürerse hamilelik esnasında ve doğum ardından, bebekte çeşitli ciddi problemlere yol açabilir. Bebek ve anne açısından riskler ortaya çıkmasına sebep veren gebelikte şeker, bu duruma karşı tedbir alınması için, 24-28 haftalık hamileliklerde şeker yükleme testi yapılması gerekir. Bu test, uluslararası kabul görmüş bir testtir ve uygulanan test için verilen 50-75 gram şekerin bebeğe herhangi bir zararı olmaz. Hamileliğin ilk 3 ayında diyabetin ortaya çıkması; gelişmekte olan bebekte özellikle beyin ve kalbi ilgilendiren doğumsal anormallikler gelişmesine ya da düşüğe yol açabilir. Hamileliğin ortasında ya da son üç ayındaki şeker hastalığı ise fazla beslenme ve bebeğin normalden fazla kilo alımına yol açar. Çok büyük bebeklerin normal doğumu bebekte travmalara yol açabilir ya da acil sezaryen riskini arttırır. Ayrıca gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi ve anne karnında kayıp gibi riskler diyabetik gebelerde daha fazla görülmektedir. Anne adayından gelen fazla yüksek şeker seviyeleri bebekte fazla insülin salgılanmasına yol açar. Doğum ardından kordon kesildiği zaman aniden düşen şeker düzeyi bebekte hipoglisemik sara nöbetlerine yol açabilir. Uygun tedavi yöntemleriyle diyabetli bir anne adayı da sağlıklı bir hamilelik dönemi yaşayabilir ve normal bir doğum gerçekleştirebilir. Bu sebeple de erken tanı önemlidir” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam