Doğal nedenlerden kaynaklanan rahim büyümesi bir sorun teşkil etmez ancak büyümeye sebep olan ciddi rahatsızlıklar da mevcuttur.
Hamilelikte rahim nasıl olur sorusuna direkt bir cevap vermek güç, çünkü yumurta döllendiği andan itibaren rahim bebeğin ihtiyaçlarına göre değişmeye başlar. Rahmin şekli ve büyüklüğü hemen her hafta, hatta her an değişir. Gebeliğin ilk üç ayında hamilelik ve rahmin büyümesi dışarıdan görülemeyecek kadar küçüktür. 12. hafta civarında rahmin büyüklüğü genellikle bir portakal kadardır. Bebek büyüdükçe genişleyen rahim 4. aydan itibaren dışarıdan görülmeye başlar. Hamilelikte karın şişliği ne zaman başlar sorusunun cevabı bu yüzden 4 ya da 5. aydır denilebilir.
Gebelikte rahim büyümesi ağrıları çoğunlukla ilk 3 ayda kasık ağrısı olarak hissedilir. Büyüyen rahim kasık kemiklerine baskı yaptığı için hissedilen bu ağrı, bebeğin büyümesiyle diğer yönlere doğru da geliştiği için ağrı kaybolur. 5. aydan itibaren rahim ve karnın dışarıdan büyüklüğü, annenin gebelikten önce göbek değilinin olduğu hizayı geçmeye başlar. 8. aydan itibaren de göğüsle aynı hizaya gelecek kadar büyür. Hamileliğin son zamanlarına gelindiğinde ise rahim tüm karın boşluğunu dolduracak kadar büyümüştür.
Gebeliğin kadınların vücudunda bıraktığı olumsuz etkilerden biri, karnın büyümesi sırasında oluşan çatlaklardır. Çatlakların derinliği, miktarı ve iyileşme ihtimali büyük oranda genetiğe bağlıdır. Bazı hamileliklerde çok az çatlak oluşurken bazılarında rahatsız edici derinlikte çatlaklar oluşabilir. Kimi çatlaklar hamilelikten sonra iyileşebilirken kimisi eski haline hiç dönmeyebilir.
Hamilelikte çatlaklar oluşmaya başlamasını beklemeden bol su içerek ve nemlendirici kremler, kakao yağı gibi doğal yağlar kullanarak karın derisinin esnekliğini artırmak mümkündür. Bu önlemler genetiğin önüne geçemese de daha az çatlak oluşmasına yardımcı olabilir.
Gebelik sırasında oluşan en belirgin çatlak ise "Linea Nigra" adı verilen hamilelik çizgisidir. Bu çizgi karnın ortasında düz bir çizgi olarak oluşur ve çok büyük oranda gebelikten sonra kendiliğinden geçer.
Hamilelikte rahmin kendisi boyut olarak genişlese de rahim ağzında herhangi bir değişiklik olmaması gerekir. Hamilelikte rahim ağzının genişlemesi düşük yapmaya ya da prematüre bebeklerin doğumuna sebep olabilir. Rahim ağzının genişlediğini, regl dönemini andıracak kadar yoğun kanamalarla anlayabileceğiniz gibi kontrole gittiğinizde doktorunuz ultrasonla ölçerek de tespit edebilir. Tıbbi adı "servikal yetmezlik" olan bu genişleme erkenden tespit edilmesi durumunda birtakım ilaçlar kullanılarak bebek doğabilecek kadar gelişene kadar ertelenebilir. Fakat halihazırda ilerlediği durumlarda maalesef anneye zarar vermemesi için bebeğin alınmasından başka seçenek kalmayabilir. Bu yüzden hamilelik süresince doktor kontrollerinizi asla aksatmamalısınız.
Rahim büyümesi gebeliğin doğal bir sonucu olabilir ancak gebelik dışında bazı hastalıklar yüzünden de büyüyebilmektedir. Eğer yukarıda sıraladığımız durumları yaşıyorsanız ve hamile olmadığınızdan eminseniz en yakın zamanda bir doktora görünmenizde yarar var.
Bu sebeplerden dolayı rahmin büyümesi durumunda öncelikle büyümeye sebep olan hastalığın tedavisi yapılır. Bu genelde ilaç ve hormon takviyesi ile yapılır fakat özellikle rahim fibroidi oluşması durumunda sık sık cerrahi müdahaleye başvurulur. Sorun yaratan beze ya da kist alındıktan sonra hastalığın seyri incelenir. Eğer hala düzelme gözlemlenemiyorsa son çare olarak ne yazık ki rahmin alınması söz konusu olabilir.
Rahim büyümesinin en tehlikeli sebebi rahim ağzı kanseridir. Bu kanser türü HPV adı verilen, temas yoluyla bulaşan bir virüs sebebiyle oluşuyor. Gelişmekte olan ülkelerde çokça görülmekle birlikte rahim ağzı kanseri dünyada en çok görülen 2. kanser tipidir.
Rahim ağzı kanserinin en erken belirtisi vajinada oluşan siğiller ve siğil benzeri kaşıntıya ve kötü kokuya sebep olan deri sorunlarıdır. Fakat rahim ağzı kanserine sebep olan HPV virüsü tek başına genital siğil oluşumuna sebep olabilir. Yani HPV virüsü kapan bir vücut sadece siğil oluşturarak da tepki verebilir, rahim ağzı kanseri oluşturarak da. Bu yüzden genital bölgedeki cilt sorunları kesinlikle hafife alınmamalıdır.
Rahim ağzı kanserinin en kötü yönlerinden biri hastalığın sessiz ilerlemesidir. Belirli bir safhaya gelene kadar vücutta hiçbir anormallik oluşturmadığı için yalnızca düzenli jinekolojik muayene yaptıran kadınlarda smear testi ile belirlenebilir. Belirtiler oluştuğunda hastalık bir hayli ilerlemiş olur. Yorgunluk, bitkinlik, sırt ve bel ağrısı gibi sıradan belirtiler gösterdiği için hastaların şüphelenmesi de bir hayli zordur. Buna karşın cinsel yolla da bulaşabilen bir hastalık olduğu için cinsel ilişki sonrasında meydana gelen kanama rahim ağzı kanserinin en ciddi belirtisidir.
Vücutta oluşan belirtilerin rahim ağzı kanseri olduğu kesinlikle belirlendikten sonra uygulanacak tedavi doktor tarafından belirlenmekle birlikte dört temel tedavi seçeneği vardır: Cerrahi müdahale, radyoterapi, hormon tedavisi ve kemoterapi.
Ayrıca rahim kanserine sebep olan HPV virüsüne karşı %80'nin üzerinde başarı sağlayan HPV aşısı bulunuyor. İdeal verimin alınması için 11-12 yaşındaki çocuklara önerilen bu aşı, ülkemizde henüz zorunlu değil fakat bir hastaneye başvurarak (45 yaşına kadar) yaptırabilirsiniz.