Yatmak üzereyiz, her gece olduğu gibi bir kaşımızı kaldırıp “telefonu şarj etmem lazım” diyoruz. Sonuçta sabaha kadar şarjın dayanması gerekecek. Malum alarm kurulu. Bir de o şarjla yarını kurtaracağız daha. Hemen telefonu şarja takıyoruz. Ardından derin bir “Oh” çekiyoruz. Biliyoruz ki “insanlık telefonsuz, telefonda şarjsız yapamaz.”
Peki telefonumuzu sık sık şarj etmemiz ne kadar sağlıklı? The New York Times'de yayınlanan “Should You Charge Your Phone Overnight?” başlıklı makale de bu eylemi desteklemiyor.
Teoride her ne kadar kaliteli ve orijinal şarj aletleri ile telefonumuzu şarj etmemiz, sağlıklı görülse de, makalede yer alan uzmanlar şarj etme eyleminin başlı başına zararlı bir durum olduğu kanısında.
Günümüzde, akıllı telefonlar kullandıkları çiplerle aşırı yüklemelere karşı kendilerini koruma altına alıp, kullandıkları şarj cihazına da adapte olabiliyorlar. Bu sayede hızlı cihazlarla, telefonlarımıza hızlı şarj imkanı sağlanabiliyor. Fakat bu durum, her ne kadar artı bir özellik gibi gözükse de, lithium-ionlarını batarya içerisinde bir taraftan diğer tarafa hareket ettirdiği için, bataryayı daha hızlı çürütüyor.
Peki, bir çözümü var mı?
Açık söylemek gerekirse yok. Uzmanlar telefonlarımızı daha yavaş şarj eden cihazlarla şarj etmemizi ve telefonlarımızın 35 santigrad derecenin altında bir sıcaklıkta bulundurmamızı tavsiye ediyorlar. Fakat bu önlemleri alsak da, er ya da geç sonuç kaçınılmaz oluyor.
Telefonlara bu kadar bağladığımız ve onlarsız kendimizi düşünemediğimiz bu günlerde, bu durumu ne kadar fark ediyoruz veya ne kadar umursuyoruz? Gallup anketine göre, telefon kullanıcıların %44'ü yeni model çıktığı anda telefonlarını değiştirmek istiyor. Bu süre ortalama olarak 2 sene ve bataryaların bozulma belirtilerini göstermeye başladığı zamanla neredeyse aynı döneme geliyor. Yani olayın farkına bile varmıyoruz. “Ne tesadüf ama!”
Kaynak: apple.com