Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi

Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresinin kapsadığı uygulamalar arasında müzik terapinin de olduğuna dikkat çeken Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı ve Nörokreatif Müzik Terapi Birim Koordinatörü Prof.

Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresinin kapsadığı uygulamalar arasında müzik terapinin de olduğuna dikkat çeken Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı ve Nörokreatif Müzik Terapi Birim Koordinatörü Prof. Dr. Şükrü Torun, kongrenin geleneksel uygulamaların modern tıp ile entegrasyonu yolunda yeni ve önemli açılımlar getireceğini belirtti.
“Medeniyetlerin Beşiğinde; Anadolu Tıbbı” sloganı ile yapılacak Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi, 19-22 Nisan tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezinde gerçekleştirilecek. T.C. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen kongrede, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları alanlarına katkı sunmuş bilim insanlarının ve uygulayıcıların bildiri sunumları, poster sunumları, vaka tartışmaları ve atölye çalışmalarıyla geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları ele alınacak.
Kongrenin sağlık alanına uluslararası boyutta çok önemli katkılar sağlayacağını belirten Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı, Nörokreatif Müzik Terapi Birim Koordinatörü ve Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresinin Müzik Terapi Bölümünden sorumlu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şükrü Torun değerlendirmelerde bulundu.

Reklam
Reklam

“Tamamlayıcı geleneksel yaklaşımların hekimler tarafından uygulanması yolunda çok büyük adımlar atıldı”
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Torun, “Çok eskiden beri bilindiği üzere sağlık alanında yer bulan çeşitli geleneksel uygulamalar var. Ne yazık ki bu uygulamalar uzun yıllar boyunca tıp ile ilgisi olmayan insanlar tarafından denetimsiz bir mecrada yürütülmüş. Sağlık Bakanlığı, 2014 yılından itibaren yaptığı düzenlemelerle Dünya Sağlık Örgütünün de tüm dünya ülkelerine yaptığı vizyon geliştirme önerileri doğrultusunda, bu uygulamaların modern tıp araştırma yöntemleri ile bilimin süzgecinden geçirilerek hekimler tarafından uygulanması yolunda çok büyük adımlar atmış durumda. İşte bu kongre dünyada geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını modern tıp ile entegre ederek insanlığın hizmetine sunmak konusunda öncülük yapan bilim insanlarının bir araya geleceği, aynı zamanda bu uygulamaların her yönüyle tartışılabileceği, eleştiri, öneri ve yaklaşımların ortaya çıkarılmasına çalışılacağı bir platform olacak” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

"Bu konuda dünyanın en köklü geleneğine sahip ülkesiyiz"
Kongrede Türkiye ile birlikte dünyanın farklı noktalarından yaklaşık 300 konuşmacının yer alacağına dikkat çeken Prof. Dr. Şükrü Torun, müzik terapinin diğer uygulamalara göre, özellikle son 10-15 yılda beyin görüntüleme yöntemlerinden yararlanılarak yapılan araştırmaların sağladığı kanıta-dayalı bilimsel temeller nedeniyle sağlık alanında büyük ilgi gördüğünü dile getirdi. Uygulamaların çok yönlü ve bütünsel olarak insan sağlığına nasıl yansıtılabileceği konusunda çalışmaların da olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Torun, "Müzik Terapi disiplini ABD, İngiltere, Almanya, İspanya, Hollanda, Finlandiya ve Japonya gibi dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde hastanelerde ve bilimsel araştırmalarda artık sağlık alanına entegre olmuş durumda. Çünkü, müzik terapi, sağlığı tamamlayıcı diğer terapi yaklaşımlarından farklı olmaksızın bir terapötik ilişki içerisinde sürdürülerek iyilik hali sağlayan uygulamalardan oluşuyor. Bu konuda dünyanın en köklü geleneğine sahip ülkesiyiz diyebiliriz. Zaten kongremizin de ana teması ‘Medeniyetlerin Beşiği Anadolu Tıbbı’. Bu bağlamda geçmişimize baktığımızda, müziği sağlık uygulamalarına kurumsal olarak entegre eden öncü kültür olarak Anadolu’yu, Türk-Osmanlı Kültürünü görüyoruz. Ülkemizin dört bir köşesinde halen ayakta olan şifahanelerde insanın ruhuna ve sağlığına iyi gelen müzik uygulamalarının yapıldığını biliyoruz. Bergama’da Asklepion’da müzikle tedavi uygulamaları yine çok ön planda çalışmış ve insan sağlığına katkıda bulunmuş. Bu köklü yaklaşımı, evrensel bilim ilkelerine uygun olarak insanlık yararına yeniden sunmak istiyoruz" dedi.

Reklam
Reklam

“Müzik terapi yaklaşımları da giderek genişliyor”
Müzik terapinin bireyin sağlık gereksinimleri doğrultusunda, hedefe yönelik, kanıta dayalı ve terapötik bir ilişki bağlamında, evrensel ilkelere göre yürütülmesinin çok önemli olduğunu aktaran Şükrü Torun, Sağlık Bakanlığı sertifikasyonu ile yetkilendirildiği müzik terapi çalışmalarını, bu ilkeler ışığında, özellikle gelişimsel ve edinilmiş nörolojik bozukluklara yönelik olarak yürüttüğünü belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Müziğin beyin ile etkileşimlerine ilişkin bilgilerimiz, işlevsel beyin görüntüleme araştırmaları sayesinde çok genişlemiş durumda. Müzik tabanlı terapötik sürece aktif olarak katılan bireylerin beyinlerinde müzik yapma, beste üretme, doğaçlama gibi çeşitli yöntemler içeren müzik terapi süreçlerinde oluşan etkileri saptayabiliyoruz. Bu bilgilerden yola çıkarak hastalık, yetersizlik, bozukluk gibi rehabilitasyona ihtiyaç duyulan alanlarda, müziği terapötik ilişki kullanan müzik terapi yaklaşımları da giderek genişliyor. Türkiye’de şu anda Müzik terapi sertifika eğitimleri bakanlık denetiminde yapılanmış durumda. Bu eğitimler, dünyadaki akademik eğitimlere kıyasla oldukça yetersiz görünse de yasal çerçeve ve resmi tanınmışlık açısından birçok ülkenin önüne geçmiş bulunuyoruz. Kongremizdeki müzik terapi oturumlarından birinde benimle birlikte yer alan davetli konuşmacılarımızdan Dünya Müzik Terapi Federasyonu eski başkanı Doç. Dr. Annie Heiderscheidt ve Avrupa Müzik Terapi Konfederasyonu Güney Avrupa Bölgesi eski sorumlusu Psikiyatrist Dr. Ranka Radulovic ile Dünyada ve Türkiye’de Medikal Müzik Terapi konusunu ele alacağız. Diğer bir oturumda Prof. Dr. Hanefi Özbek, Prof. Dr. Levent Öztürk ve EMTC Türkiye delegesi Özgür Salur, müzik terapide müzik seçimi ve Türk-Osmanlı geleneğinde müzik terapi konusunu tartışacaklar. Bu oturumda ayrıca Kültür bakanlığı Edirne Şubesi sanatçıları M. Fadıl Atik yönetiminde Osmanlı’da kullanılan şifa musikisine küçük bir örnek icra edecek. Koordinatörü olduğum müzik terapi atölyesinde de Müzik Terapi Derneği başkanı Doç. Dr. Burçin Uçaner Çifdalöz ve müzik terapistleri Aslı Özyıldız, Duygu Duran Orlowski ve Danny S. Lundmark ile birlikte, katılımcılara evrensel müzik terapi uygulamaları ile tanışma imkanı sağlayacağız. Bilimsel ve kanıta dayalı geleneksel ve tamamlayıcı uygulamalarını modern tıp ile entegre etme amacı ve vizyonunu taşıyan bu önemli kongrenin herkes için hayırlı olmasını diliyorum.”

Reklam
Reklam