Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Tasarısı Kabul Edildi

TBMM Genel Kurulu'nda, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısı kabul edildi.TBMM...

TBMM Genel Kurulu'nda, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısı kabul edildi.TBMM Genel Kurulu'nda, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısı kabul edildi. Kabul edilen tasarının ardından milletvekillerine teşekkür konuşmasında bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Pakistan Milli Şairi Muhammed İkbal'in gördüğü bir rüyayı anlattı. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısı'na eleştirileriyle, destekleriyle destek veren, buna katkı sağlayan herkese teşekkür ettiğini belirterek, "Ben, yüce Meclisin kayıtlarına geçsin ve bu Mecliste benden önce okunmuşsa bir kere de ben bir Kültür Bakanı olarak okuyayım diye size bir anekdottan bahsedeceğim, yüce Meclisin hatırasına arz edeceğim çünkü bunun Gazi Meclis 'Gazi' sıfatını taşıyan bu Meclis için fevkalade kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bizim topraklarımızdan değil başka bir coğrafyadan Çanakkale'ye nasıl bakılıyordu, onunla ilgili bir anekdot. Pakistan'ın milli şairi Muhammed İkbal bir sabah uyanır, büyük Lahor Meydanı'na gelir ve halkına bir konuşma yapar. Şair Nedvi Ebul Hasan o konuşmayı şöyle anlatıyor: Lahor'da bir meydanda ciddi bir toplantı olmuştu. Sayılamayacak kadar kalabalık vardı. Heyecan son haddine gelmişti. Trablusgarp işgal edilmişti ve Trablusgarp'ın ardından sıra Çanakkale'ye gelecekti. Lahor halkı sırtlarındaki elbiselere kadar, evlerindeki bakıra kadar çıkarıp verdiler. Verirken şunu diyorlardı: 'Osmanlı'nın, Mehmetçik'in imdadına yetişsin.' Vagonlarla yükleyip gönderiyorlardı. Konuşma kürsüsü hazırlanmıştı. Nazarlar bir tarafa teveccüh etti, belli ki büyük alim ve şair geliyordu. O gelen insanda bütün bir milletin ızdırabını çekmenin havası saklıydı, iki büklümdü. Konuşma kürsüsüne çıktı, çok belagatlı konuştu, insanları etkiledi; Osmanlı'ya, Müslümanlara yardım etmenin faziletini anlattı ve Muhammed İkbal Lahor'daki alanda yüz binlere şöyle anlattı rüyasını: Bu dünyadan göçmüştüm. Melekler beni rahmet ayetinin sahibi Efendimiz Hazreti Muhammed (AS)'ın huzuruna çıkardılar. Efendimiz buyurdu, 'Ey hicaz bahçesinin bülbülü. Güller senin sözlerinin ateşiyle ısındı. Senin gönlün aşk şarabıyla coşkundur, secde ve niyazdır senin coşkunluğun. Aşağılardan, yeryüzünden göklere doğru uçtuğun zaman melekler sana yüceliğin sırrını verdiler. Cihan bahçesinden çıkıp bana güzel bir koku gibi yaklaştın. Söyle bana ne armağan getirdin?' buyurdular. Dedim ki, 'Efendim, dünyada huzur ve rahat kalmadı, gönlün arzu ettiği hayat ele geçmiyor. Varlık bahçelerinde binlerce gül, binlerce lale var ama vefasızdır onlar, terk eder bizi renkleri de kokuları da. Efendim, bunların yerine bir şey getirdim size, cennette bile eşi benzeri olmayan bir şişe kan getirdim. Bu senin ümmetinin namusudur, şerefidir, vicdanıdır. Bu, Trablusgarp'ta, Çanakkale'de şehit olan askerlerinin kanıdır" dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz